YDH - Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Merkez Konseyi'nin 23 ve 24'ünde, ardından da Yürütme Komitesi'nin 26'sında yaptığı toplantılarda alınan kararlar, dünya için sürpriz olmadı.
Toplantıların tek ve en önemli amacı, Arap ve Batı baskılarına boyun eğilerek FKÖ ve Filistin Yönetimi başkanlığında yeni pozisyonlar oluşturulmasıydı. Bu pozisyonların en önemlisi başkan yardımcılığı oldu.
Önceden bilindiği gibi, Hüseyin eş-Şeyh resmen başkan yardımcısı olarak atandı. Bu atamanın ardından Arap ülkelerinden tebrik mesajları yağdı.
Hatta Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayid, eş-Şeyh'i telefonla arayarak yeni görevini tebrik etti.
Ancak yaşananlar, Filistin Yönetimi liderliğinde yeni bir pozisyon oluşturulmasından daha derin ve tehlikeli bir anlam taşıyor.
Bu durum, Abbas'ın halefinin Batı ve Arap standartlarına göre şekillendirilmesi anlamına geliyor.
Eş-Şeyh'in, Abbas'ın bizzat seçtiği "varisi" olarak başkanın "görevlerini" yerine getirmeye ve yetkilerini devralmaya başlaması bekleniyor.
Bu, daha önce Filistin Yönetimi'ne dayatılan ve Abbas'ın yetkilerinin azaltılarak sembolik bir başkana dönüştürülmesini talep eden şartlardan biriydi.
Eş-Şeyh, Filistin sahasındaki, özellikle de Fetih hareketindeki, bu göreve talip olan tüm rakiplerini ve muhaliflerini geride bırakmayı başardı.
Abbas'a en yakın isim olması nedeniyle kendisinden tam destek alıyor.
Ayrıca, eş-Şeyh lehine Filistin Yönetimi başkanı üzerinde baskı kuran Arap ülkeleriyle de açık iletişim hatlarına sahip.
Bu durum, eş-Şeyh'in en güçlü kozu olan İsrail ile güvenlik koordinasyonu ve ilişkilerinin "mimarı" olması gerçeğine ekleniyor.
Hüseyin eş-Şeyh, son yıllarda Filistin Yönetimi'nde İsrail ile koordinasyondan sorumlu Sivil İşler Kurumu başkanı olarak öne çıktı ve bu görevi sayesinde geniş ilişkiler kurdu.
Siyasi kariyerinde ise 2009'da Fetih hareketinin Merkez Komitesi üyeliğini kazanmasının ardından yükseldi.
Daha sonra 2022'de FKÖ Yürütme Komitesi üyeliğine atandı ve bu, merhum Saib Erikat'ın yerine Komite Genel Sekreteri olmasının yolunu açtı.
O zamandan beri, eş-Şeyh'in Abbas'ın yerini almasının bir gerçeklik haline geldiğini gösteren gelişmeler yaşandı.
Bu durum, özellikle Ramazan Bayramı sabahı Yaser Arafat'ın türbesine (Arafat, 2005'te eş-Şeyh'i örgütsel görevlerinden aldıktan sonra tutuklanması kararı çıkarmıştı) zırhlı araçlar ve yoğun güvenlik eşliğinde giderken çekilen ve yayılan bir videoda açıkça görüldü.
Türbede kendisini, Başbakan Muhammed Mustafa dahil olmak üzere uzun bir sıra Yürütme Komitesi üyesi, diğer yetkililer ve yüksek rütbeli güvenlik görevlileri bekliyordu.
Eş-Şeyh, onlarla tokalaştıktan sonra hepsinin önüne geçerek türbeye çiçek bıraktı.
Eş-Şeyh'in yükselişi, rakiplerinin şansının azalmasıyla aynı zamana denk geldi. Bunun nedeni, başkan yardımcılığı görevine atanmadan önce sahip olduğu geniş yetkilerdi.
Kendisi, Abbas'ın siyasi, güvenlik ve ekonomik karar alma süreçlerindeki ilk oyuncusu olmasının yanı sıra, İsrailliler ve Amerikalılarla da temas noktasıydı.
Eş-Şeyh ayrıca, son aylarda Filistin Yönetimi'nde yaşanan bir dizi değişiklikten de faydalandı.
Bunlar arasında, Fetih hareketinin Merkez Komitesi üyesi ve haleflik için öne çıkan isimlerden biri olarak görülen Muhammed Iştiyye hükümetinin görevden alınması da vardı.
Geçtiğimiz haftalarda güvenlik kurumlarında da bir dizi değişiklik yaşandı. Potansiyel rakipler olarak görülen etkili güvenlik aygıtı liderleri görevden alınarak yerlerine çoğunluğu başkanın özel muhafızlarından olan yeni başkanlar getirildi.
Bu adım, başkan ve yardımcısının kararlarına tam sadakat sağlamayı amaçlıyordu.
Bu değişiklikleri, Filistin güvenlik güçlerindeki insan kaynaklarını güvenlik aygıtlarının geliştirilmesi ve çalışmalarına uygun hale getirmek amacıyla binlerce yüksek rütbeli askeri personelin "emekliye sevk edilmesi" kampanyası izledi.
El-Ahbar gazetesinin edindiği bilgilere göre, Abbas'ın sağ kolu olarak görülen eş-Şeyh, "reform planları" olarak bilinen süreci yönetti ve Amerikalılar, İsrailliler ve özellikle Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve Ürdün gibi Arap ülkeleriyle yapılan temaslardan sorumluydu.