İslamabad Muhabiri: El-Cezire insanların kanıyla oynuyordu

01 Ocak 1970

-El-Cezire televizyonu İslamabad muhabiri Cemal Abdullatif İsmail, “Bin Ladin, El-Cezire ve Ben” isimli kitabının girişinde bu kitabı neden yazdığını

YDH-El-Cezire televizyonu İslamabad muhabiri Cemal Abdullatif İsmail, “Bin Ladin, El-Cezire ve Ben” isimli kitabının girişinde bu kitabı neden yazdığını El-Cezire televizyonu hakkındaki izlenimlerini aktarıyor:

 

Önsöz’den

 

“Birçok insan El-Cezire televizyonunun neden 1998 yılı Aralık ayında Usame b. Ladin ve Dr. Eymen Zevahiri’yle Afganistan’da gerçekleştirdiğim röportajı yayınlamadığını öğrenmek için böylesi bir kitabı bekliyordu. ABD’nin Afganistan ve Sudan’ı bombaladıktan sonra her ikisine (Bin Ladin, Zevahiri) de ulaşan ilk gazeteci bendim. Herkes bu iki görüşmede neler konuşulduğunu merak ediyordu

 

Acaba neden El-Cezire bu görüşmeleri yayınlamadı? Tabi ki tüm bu insanlar neden El-Cezire’nin 1999 senesini beklediğini bilemezdi! Röportajın gerçekleşmesinden tam yarım yıl sonra El-Cezire televizyonu “El-Kaide’nin yok edilmesi” adlı programını yayınlayacak ve insanlar da El-Cezire’nin bu hareketiyle Arap dünyasındaki klasik medya anlayışının dışına çıktığını zannedecekti. Belki de insanlar El-Cezire’nin Usame’yi konu aldığını; kimsenin yayınlamadığı bir meseleyi yayına sunduğunu sanacaktı!

 

Bu kitapta her şeyi ayrıntılı anlattım; ancak El-Cezire’nin Şeyh Usame b. Ladin ve Dr. Eymen Zevahiri’yle görüşme çabaları hakkında bildiğim her şeyi değil! Sadece röportaj sonrası El-Cezire televizyonu yetkilileriyle görüşmelerimizden anladıklarımı açıkladım. El-Cezire yönetimi bu işin peşinde koşarken gerçeklerin ortaya çıkmasını yahut haber atlamayı düşünmüyordu. Bundan daha çok insanların kanıyla ve canıyla oynuyor; şunu yahut bunu elde etmeye çalışıyordu. Yahut şu yahut bu ülkeye karşı bir baskı kartı elde etmeye çalışıyordu. Bu noktada El-Cezire birtakım çevrelerle bağlantı aracı olmanın ötesinde bir şey değildi.

 

El-Cezire hakkında söylenebilecek en az şey ümmet için, ümmetin emelleri ve amaçları için iyilik istemediğiydi. Biriyle anlaşıyor, kendi hedefleri için çalışıyor; bazen de o kimseye entrikalar kuruyordu. Buna rağmen halen daha Arap dünyasında El-Cezire’nin Arap semalarındaki özgürlük vahası olduğunu zannedenler var.

 

El-Cezire televizyonunun tabi ki de Arap dünyasında daha önceden bulunmayan bir özgürlük yolunu açtığını inkâr etmiyorum. Ancak açılan yol bazen bir fırsat olarak kullanılabiliyor; düşmanlara bu kapıdan evlerimize ve akıllarımıza girmeleri sağlanabiliyor. Tüm bunlar objektiflik ve El-Cezire’de basın ve yayından anlamayan bazı yöneticilerin görev sorumluluğu adı altında yapılabiliyor. Bu kimselerin birilerinin eliyle ve karanlık şartlarda ehli olmadıkları görevlere getirilmiş kimselerdir. Hem saparlar, hem saptırırlar; onardıklarından daha fazla şeyi bozarlar.”

 

“El-Cezire ile diyalogum boyunca gözlemlediğim Pakistan, Keşmir ve Afganistan haberleri konusunda haber atlama gibi bir isteklerinin olmadığıydı. Bu konuda bu kitapta açıkladığım birçok kanıtlar vardır. Bazı kanıtları da bu kitabın konusu olmadığı için zikretmedim. Bu kitabı El-Cezire’nin Zevahiri ve Ladin’le görüşmelerine ayırdım. El-Cezire bu görüşmelerin çok kısa bölümlerini çekinerek yayınladı. Yayınları önce kendisine ve muhabirine isnat etmedi. “Karargâhı Amerikan güçleri tarafından bombalandıktan sonra Usame El-Cezire’ye konuştu” demek yerine “Usame b. Ladin’in Afganistan’da düzenlediği basın toplantısından” ifadelerini kullandı.

 

Usame’nin Afganistan’dan kaybolduğu haberini tüm dünya ajanslarından önce kendilerine verdiğimde El-Cezire genel yayın yönetmeni kendisinden bu konuda talep edilen haber kaynağı noktasında güvenlik bilgilerinin toplanması, kaynakla bağlantım, Afgan hükümetiyle bağlantısı ve falanca filancayla bağlantısını öğrenmeden yayınlamayı kabul etmedi. Birçok haber oldu ki El-Cezire müdüründen, El-Cezire üzerinde söz sahibi olan ve başvurması gereken mercilerin benden gelen haberler noktasında kendilerinden onay alması istendi.”

 

“Bu kitap El-Cezire’nin yayınlarıyla yahut El-Cezire’ye ilişkin her şeyi kapsayan bir kitap değil. Bu başka bir çabanın ürünü, bazıları halen daha El-Cezire’de çalışan ağızların açıklamalarıyla oluşturulması gereken bir eser olması gerekir. Yakın zamanda 'El-Cezire televizyonu: İçeriden bir bakış' adıyla bir kitabın yayınlanması hedefleniyor. Bu kitap ise benim tecrübelerime özgü ve belirli bir konuyla sınırlı. El-Cezire’nin benden görevim dışında talep ettiği birçok şeyi zikretmedim… Tüm bunlar El-Cezire’nin isteklerinin arkasında başka şeylerin olduğunu gösteriyordu.”

 

Cemal Abdullatif İsmail

 

İslamabad – Pakistan

 

Gelecek bölümde: El-Cezire’nin amacı Usame değil sadece Zevahiri röportajıydı? Neden? El-Cezire’nin İslamabad muhabiri Cemal’den ilginç talepleri nelerdi?