YDH - Katar devleti, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun kendisine yönelik "çifte standart" suçlamalarını kesin bir dille reddetti. Doha, 138 esirin askeri operasyonlarla değil, kendi arabuluculuğu sayesinde serbest bırakıldığını hatırlattı.
Katar Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Macid el-Ensari, X üzerinden yaptığı paylaşımda, ülkesinin "İsrail Başbakanlığından gelen kışkırtıcı açıklamaları" kesinlikle reddettiğini belirtti.
Ensari, bu açıklamaların "en düşük siyasi ve ahlaki sorumluluk seviyelerinden yoksun" olduğunu ifade etti.
Sözcü, "Gazze'ye yönelik saldırganlığın devamını medeniyet savunması olarak göstermek, tarihte masum sivillere karşı işledikleri suçları meşrulaştırmak için sahte sloganlar kullanan rejimlerin söylemlerini akla getiriyor," dedi.
Ensari, Gazze'deki Filistin halkının "modern çağın en kötü insani felaketlerinden birini yaşadığını" belirterek, "boğucu abluka ve sistematik açlıktan insani yardımların siyasi baskı ve şantaj silahı olarak kullanılmasına kadar" birçok zorlukla karşı karşıya olduklarını vurguladı.
Ensari, "Peki pazarlanmak istenen medeniyet bu mu?" diye sordu.
Doha'nın "Gazze Şeridi'nde savaşın başlamasından bu yana, savaşı durdurmayı amaçlayan arabuluculuk çabalarını desteklemek için ortaklarıyla koordinasyon içinde çalıştığını" teyit eden Ensari, "En az 138 esir askeri operasyonlarla mı serbest bırakıldı? Yoksa bugün haksız yere eleştirilen ve hedef alınan arabuluculuk yoluyla mı?" diye sordu.
Ensari, "yanıltma kampanyaları ve siyasi baskıların" Katar'ı "ezilen halkların yanında durmaktan, kökenleri ne olursa olsun sivillerin haklarını savunmaktan ve uluslararası hukuku parçalamadan veya seçici davranmadan savunmaktan" alıkoymayacağını vurguladı.
Katar'ın "acil bir ateşkes sağlamak ve adalet ve insanlık değerlerine dayalı, şiddet ve çifte standartlara değil, adil ve kalıcı bir barışa doğru ilerlemek için Mısır ve ABD ile yakın işbirliğini sürdüreceğini" dile getirdi.
İsrail Başbakanlığı, dün Katar'ı "çifte standart benimseyerek kamuoyunu manipüle etmekle" suçlamış ve Katar'dan "medeniyetin mi yoksa Hamas'ın barbarlığının mı yanında yer alacağına" karar vermesini talep etmişti.