YDH- Associated Press'in (AP) haberine göre, Fas'ın İsrail ile ilişkileri normalleştirme kararına karşı bir yılı aşkın süredir devam eden protestolar, aktivistleri cesaretlendirdi ve hükümetin kararlarıyla halkın duyguları arasındaki uçurumu genişletti. Öfke, ülkenin stratejik limanlarına kadar sıçradı.
Vinçlerin ve istiflenmiş konteynerlerin arasında, 34 yaşındaki tarım mühendisi İsmail Lgazavi, geçtiğimiz günlerde Filistin bayraklarıyla donatılmış bir kalabalığa katıldı. Protestocular, "Gemiyi reddet" yazılı pankartlar taşıyordu; bu, Houston, Teksas'tan F-35 savaş uçağı parçaları taşıyan bir gemiye atıfta bulunuyordu.
Aktivistler, Fas liman yetkililerini İsrail'e askeri kargo taşıyan gemileri engellemeye çağırıyor; tıpkı İspanya'nın geçen yıl yaptığı gibi.
Ajansa göre, protestolar genellikle, Lockheed Martin'in F-35'lerinin üretiminde kullanılan parçaları taşıyan Danimarkalı nakliye şirketi Maersk'i hedef alıyor. Bu parçalar, ABD Savunma Bakanlığı'nın İsrail dahil müttefiklere silah satışını kolaylaştıran Güvenlik İş Birliği Katılımcı Programı kapsamında taşınıyor.
Benzer bir boykot kampanyası, Lgazavi'yi geçen yıl hapse attırdı, ancak bu, onu serbest bırakıldıktan sonra yeniden canlanan protestolara katılmaktan alıkoymadı. Lgazavi, Fas makamlarının İsrail ile hükümet bağlarını eleştirdiği için takibata uğrattığı onlarca aktivistten biri.
Kasım ayında Kazablanka'da düzenlenen bir mitingde, sivil polislerin kendisini ve diğerlerini ABD Konsolosluğu'na ilerlemelerini engellemek için dövdüğünü söyledi. Sonrasında Maersk hakkında sosyal medyada paylaşım yaptı ve kışkırtıcılık suçlamasıyla tutuklandı. Kasım'dan Şubat'a kadar dört ay hapis yattı.
Lgazavi, Associated Press'e verdiği demeçte, "İnsanları susturmaya çalışıyorlar. Beni, insanları yaptıklarından vazgeçirmek için kullandılar" dedi.
'Normalleşme'yi yıkmak için mücadele
Fas, 2020'de eski ABD Başkanı Donald Trump'ın ilk döneminde arabuluculuk yapılan “İbrahim Anlaşmaları” kapsamında İsrail ile ilişkileri normalleştiren dört Arap ülkesinden biri.
Anlaşma, “Fas diplomatlarının yıllardır peşinde olduğu” bir şeyi sağladı: ABD'nin Fas'ın tartışmalı Batı Sahra üzerindeki iddialarını desteklemesi. Ancak bunun “bedeli” olarak, İsrail’in soykırım savaşı boyunca büyüyen kamuoyu tepkisi giderek arttı.
Amerikan Akdeniz Koleji Madrid Merkezi Dekanı Ebubekir Cemai, "Halkın monarşiyle arasında nadiren bu kadar büyük bir uçurum gördüm. İktidar elitlerinin yaptığı, Fas halkının istediğinin tam tersi" dedi.
Savaşın başlamasından bu yana Fas'ın sokaklarında on binlerce kişi protesto etti. Aileler, öğrenciler, İslamcılar, solcular ve sendika üyelerinden oluşan kalabalıklar, daha radikal sesleri de çekti. Bazıları İsrail bayrakları yaktı veya Kraliyet danışmanı ve Fas Yahudisi André Azoulay aleyhinde sloganlar attı.
Güvenlik güçleri, "normalleşme"yi ve Fas'ın İsrail ile genişleyen ticari ve askeri bağlarını protesto edenlere çoğunlukla müdahale etmeden izledi. Ancak yetkililer, hoşgörülerinin sınırlı olduğunu gösterdi.
Savaş boyunca, sosyal medyada monarşiyi eleştiren veya İsrail'de faaliyet gösterdiği için boykot hedefi olan şirketleri protesto eden aktivistlere hapis cezaları verildi.
AP’ye göre, bu kısıtlamalar, Fas gibi Filistinlilerle dayanışma gösterip İsrail ile bağlarını sürdüren ve hükümete yönelik öfkesini dile getiren aktivistleri hapse atan Mısır ve Ürdün ile benzerlik taşıyor. Ancak bu ülkelerin aksine, Fas'taki tutuklamalar kamuoyu öfkesini veya aktivistlerin taleplerini bastıramadı.
Limanlar hedefte
Son haftalarda protestocular yeni bir hedef belirledi: ülkenin stratejik limanları ve askeri kargo taşıyan şirketler. Aktivistler ve liman işçileri, İsrail'e ulaşacağından şüphelendikleri savaş uçağı parçaları taşıyan iki geminin Fas limanlarına yanaşmasının engellenmesini talep etti.
Liman protestoları geçen ay ivme kazandı. Fas'ın en büyük işçi sendikası, iki geminin engellenmesi çağrısını destekledi. Monarşi karşıtı İslamcı hareket “El-Adl ve İhsan”a bağlı alimler ve vaizler de benzer mesajlı bir fetva yayınladı.
Resmi olarak siyasete katılmalarına izin verilmese de, “El-Adl ve İhsan”, İsrail’in Gazze’ye yönelik sürdürdüğü soykırım savaşı boyunca büyük kalabalıklar topladı ve resmi partilerin kendilerini temsil etmediğini düşünen gençleri çeken Filistin yanlısı eylemleri örgütledi. Geçtiğimiz cuma günü, Gazze'deki Filistinlilere destek için 66 şehirde 110 protesto düzenlendiği açıklandı.
Hem “El-Adl ve İhsan” üyeleri hem de sendikacılar, 20 Nisan'da Tanca ve Kazablanka limanlarına yanaşan gemilere karşı yürüdü.
Maersk, yaptığı açıklamada, Fas limanlarına uğrayan gemilerde savaş uçağı parçaları taşındığını kabul etti. Ancak aktivistlerin "doğrudan çatışma bölgelerine silah sevkiyatı" iddialarını reddetti ve askeri kargonun nihai varış noktasını doğrulamak için "son kullanım sertifikaları" gerektiğini belirtti.
Tanca'da bir liman yetkilisi, Fas'ta boşaltılan kargonun denetlendiğini ancak başka limanlara giden gemilerin kontrol edilmediğini söyledi.
İsrail ordusu, sevkiyatlar hakkındaki soruları yanıtsız bıraktı. F-35'ler genellikle dış kanatları ve İsrail'de üretilen ekran sistemleri dahil olmak üzere dünya çapında tedarik edilen parçalarla ABD'de monte ediliyor.
Fas Dışişleri Bakanlığı, normalleşme veya liman politikaları hakkındaki soruları yanıtlamadı. Ancak diplomatlar daha önce, İsrail ile ilişkilerin "iki devletli çözüm"ü savunma ve Gazze'ye insani yardım ulaştırma imkanı sağladığını iddia etmişti.
İç çatışmalar su yüzüne çıktı
Ajans, bazı Faslı gözlemcilerin, Gazze odaklı protestoların ülke içindeki sorunların üzerini örtüp örtmediğini sorguladığını kaydetti. Sosyal medyadaki Fas milliyetçisi çevrelerin, yerli Amazigh nüfusunun marjinalleştirilmesine ve ulusal kimlik ile egemenliğin merkezinde olduğunu savundukları Batı Sahra sorununa dikkat çektikleri kaydedildi.
Uzayan savaşın, bazıları için net değişimlere yol açtığını ileri süren AP, iktidardayken İsrail ile normalleşmeyi destekleyen İslamcı Adalet ve Kalkınma Partisi’nin, geçen ay Rabat'taki kongresine üst düzey Hamas yetkililerini davet ettiğini söyledi. Ancak yetkililerin Fas'a giriş vizesi alamadığı belirtildi.