YDH-El-Cezire televizyonu İslamabad muhabiri Cemal Abdullatif İsmail, “Bin Ladin, El-Cezire ve Ben” isimli kitabının ilk bölümünde El-Cezire televizyonunun Zevahiri ile neden görüşmek istediğini, Katar büyükelçiliğinin Cezire’yle ilgisini, el-Cezire’nin yanında uydu cihazları getirdiğini ve Zevahiri’ye imkân tanıdıklarını söyleyerek Afganistan’dan Pakistan’a gelmesini istediklerini aktarıyor:
Röportaj talebinin zamanlaması
El-Cezire televizyonunu, Eymen Zevahiri ile görüşmeye çalıştığında yıl 1998’di. O dönemde Mısır ile Katar arası ilişkiler daha önce görülmemiş bir biçimde gerilmişti. İki devlet de belli başlı konularda karşı tarafı suçlamıştı.
Bu meselelerden birisi de Katar Prensi Şeyh Hamad bin Halife’ye karşı darbe girişiminde Katar güvenlik güçlerinde çalışan bazı Mısırlı subayların rolünün bulunduğu suçlamasıydı. Mısır hükümeti şu anki liderin babası olan Katar’ın eski lideri Şeyh Halife bin Hamad Âl-i Sani’yi destekliyordu.
Bu şartlarda el-Cezire televizyonunun Dr. Eymen Zevahiri ile görüntülü röportaj gerçekleştirmesi, Katar medyasının Mısır hükümetine karşı uygulayabileceği her türlü medya baskısından daha güçlü olacaktı. Nitekim bu röportajın el-Cezire televizyonunda yayınlanması, Katar Hükümeti’ne kendisinin bu işle ilgisinin olmadığını söyleme imkânı tanıyacaktı.
Katar, hala el-Cezire’nin yayın politikasıyla yahut izlediği çizgiyle bir ilişkisi olmadığını söylüyor. Nitekim el-Cezire televizyonu, Katar hükümetini birkaç dost ülkeyle ilişkilerini germişti. Bu sözler, Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Hamd b. Casim b. Cebr Âl-i Sani’nin birçok münasebetle dile getirdiği sözlerdi.
Masrafları Katar büyükelçiliği karşılıyor
1998 yılı Ocak ayının son haftasında el-Cezire televizyonundan bir yetkili telefonla beni aradı. Yetkili, kanaldaki önemli bir personelin ve bazı kameramanların İslamabad yolunda olduklarını ve sabah vakitlerinde İslamabad’da olacaklarını söyledi. Yetkili benden onları İslamabad’da Continental oteline götürmem konusunda yardım istedi. Kendisine sözünü ettiği otelin İslamabad’da değil Rawalpindi’de olduğunu söyledim.
Yetkili yola çıkan personelin İslamabad’da önemli bir şahısla görüşeceğini söyledi ancak kimle görüşecekleri konusunda bilgi vermedi. Kendisine, “kaygılanma, görevlerini yerine getirmeleri için elimden geleni yaparım” dedim. El-Cezire yetkilisi İslamabad’daki Katar büyükelçiliğinden otel ve ikamet masraflarını halletmesini istedi ve masrafların Katar dışişleri tarafından büyükelçiliğe gönderileceğini söyledi.
Buluşma Pakistan değilmiş
Aynı gece el-Cezire’nin röportajı için aracılık yapan Avrupa’daki birinden telefon geldi. Telefondaki şahıs, anlaştıkları otelin o gece herhangi bir el-Cezire personelini ağırlamadığını söyledi… Telefondaki kişinin şaşırdığı şey el-Cezire yetkililerinin Afganistan’ın başkenti’ndeki Continental oteline neden gelmediğiydi. Buna göre el-Cezire yetkilileri Continental otelinden alınıp Dr. Eymen Zevahiri’nin Afganistan’daki ikamet yerine götürülecek ve uzlaşmaya varılan röportaj gerçekleşecekti.
Telefondaki şahıs benden el-Cezire’den gelen arkadaşları Kabil’e ulaşmaları için araba ücreti ve vizeler konusunda yardımcı olmamı istedi. Bölgeyi ve şahısları tanımam nedeniyle de şartlarım müsaitse kendilerine refakat etmemi rica etti. Kendisine “el-Cezire’den gelen arkadaşlara bana görevlerini söylememelerini şart koştuğunuzu bana söylediler” deyince böyle bir şey olmadığını söyledi ve ekledi: “Kendilerine Kabil’deki Continental oteline gitmelerini istedim Rawalpindi’dekine değil”…
Aynı gece Dr. Eymen Zevahiri tarafından biri telefon açtı, durumu sordu ve el-Cezire ekibinin neden Kabil’e geciktiğini sordu. Arayan kişi, el-Cezire ekibinin iki gün önce Kabil’e gelmesi üzerine anlaşmaya varıldığını söyledi. Buna göre Zevahiri’nin adamları otele defalarca uğramış; ancak kimseyi bulamamışlardı. Arayan kişiye sorunu anlattım. Belki de yanlış anlaşılma olduğunu Pakistan ile Afganistan’ın başkenti konusunda bir karışıklık olduğunu söyledim. Arayan kişi el-Cezire ekibine ve aracıya çok basit bir şey söylediklerini ve bu otelin Kabil’de olduğunu belirttiklerini ifade etti. Kendisi benden Dr. Eymen Zevahiri’nin Pakistan’a neden gelemeyeceğine dair şartları Cezire grubuna aktarmamı istedi.
El-Cezire grubu, uydu vericileriyle Zevahiri röportajına gidiyor
El-Cezire grubuyla konuşmam esnasında yanlarında canlı yayın aletleri getirdiklerini öğrendim. Buna göre yayın uydu aracılığıyla direkt olarak Afganistan’dan yayınlanacaktı. Bu durum sadece karşı tarafın kabul etmemesi noktasında değil aynı zamanda bu aletleri neden yanlarında getirdiklerine dair zihnimde sorular oluşturdu. Zira bu araçlar aracılığıyla Dr. Eymen Zevahiri’nin yeri belirlenebilirdi. Nitekim eski Çeçen lider Cevher Dudayev de Amerikan uyduları tarafından izlenmiş, bilgiler Ruslara verilmiş ve o bölgeye füze saldırısı düzenlenmişti. Unutamadığım tüm bunlar zihnimde canlandı.
Karşı tarafa çekincelerimi anlattım ve bu cihazlarla güvenlik dolayısıyla tüm röportajın iptal edilebileceğini söyledim. Belki de Zevahiri, Amerika’nın eline düşebileceğinden kaygı duyabilirdi. Nitekim Zevahiri ve Usame’nin Afganistan içerisinde yapacağı her türlü telefon açma ve yerinin belirlenebilmesi ihtimaline karşın telefonlar dinleniyordu.
El-Cezire yetkilileri: Zevahiri’ye mesajını ulaştırma imkânı tanıyoruz
Cezire gurubuyla bu konuda birkaç saat tartıştık. El-Cezire grubu karşı tarafın kendi isteklerine riayet etmesi gerektiğini; Avrupa’daki aracı kişinin Cezire’den birçok para istediğini, bu paranın Eymen Zevahiri ve adamlarının Cezire grubuyla röportajı için kullanılacağını; Afganistan dışına çıkıp tekrar geri dönebilmesi için yol masraflarının karşılanacağını hatta Zevahir’nin Afganistan’a sadece bu röportaj için geldiğini vb.” iddia etti.
Cezire grubunun tek ilgilendiği şey Dr. Eymen Zevahiri’nin Pakistan’a gelmesi sorunuydu. Sonunda tartışma kızıştı. El-Cezire grubu Zevahiri’ye çok ihtiyaç duyduğu mesajını verme ve Arap dünyasına özellikle de Mısır halkına (!) istediğini duyurma imkânı tanıdıklarını söyledi. Hatta bu görüşmenin Katar ile Mısır hükümetinin arasını açabileceğinden; El-Cezire’ye baskı yapılacağından bahsedildi. Bu sebeplerden dolayı karşı taraf bazı tavizler vermeli, böylelikle görüşme tamamlanmalıydı. Zevahiri tarafının son cevabı şu olmuştu:
“Cezire’nin sunduğu davet, ekranında gözükmemize dair teklifleri, özel anlamda Mısır el-Cihad Cemaati’nin ve mücahit İslamcı akımın görüşünü açıklamamız için yapılacak röportaj, bizim için ne kadar önemli olsa da güvenlik sorunu ve kardeşlerimizin hayatı bizim açımızdan daha önemlidir.”
Sonraki tarihlerde Dr. Eymen Zevahiriyle röportaj yaptığım zaman Afganistan’a geçmek üzere el-Cezire’den para talep ettiği iddialarını yalanladı. Avrupa’daki aracının ise kendi adına bir ücret isteyip istemediğini de bilmediğini belirtti.
El-Cezire Dr. Eymen Zevahiri’yle görüşmeyi tamamlayabilmek için oldukça hırslıydı. Onlar bunun için Afganistan’da Dr. Zevahiri’ye yakın kişilere para ödemeye hazırdılar. Tek amaçları Mısır hükümetine baskı yapabilmek; belki de Dr. Zevahiri’ye başka bir niyetle ulaşmaya çalışmaktı.
Gelecek Bölüm: El-Cezire için röportajı gerçekleştirme çabaları, Röportaj gerçekleşmiyor; Amerikan televizyonu aynı yol üzerinden gidip röportajı yapıyor; El-Cezire için şahsen röportaj gerçekleştirme çabam; El-Cezire müdürünün benden ilginç istekleri.