Suudilerin Lübnan'a vaat ettiği 'kuruşluk' projeler

08 Mayıs 2025

"Lübnan'ın mali ve iktisadi gerçekliği karşısında hiçbir faydası olmayan 22 anlaşma, Suudilerin yardım etmeye ikna olmaları durumunda düşünebilecekleri en fazla şey."

YDH - El-Ahbar gazetesi yazarı Meysem Rizk imzalı makale, Suudi Arabistan'ın Lübnan'a vaat ettiği ve 22 anlaşmayı içeren "hazineyi" inceliyor. Rizk, bu anlaşmaların Lübnan'ın ekonomik toparlanmasına katkısının sınırlı olacağını, mali açıdan "kuruşluk" projeler olduğunu ve Suudi Arabistan'ın yardımı direnişin silahsızlandırılması gibi ağır şartlara bağladığını belirtiyor. Rizk'e göre Riyad, Lübnan'a gerçekten yardım etmek yerine medya ve Dar el-Fetva gibi kurumlar üzerinde kontrol sağlamayı amaçlıyor ve Lübnanlılara adeta dilenci muamelesi yapıyor.

Yeni dönemin erkânı, Suudi Arabistan Krallığı'na methiyeler düzen medyanın da desteğiyle, Veliaht Prens Muhammed bin Selman nezdindeki bir "hazineyi" durmaksızın pazarlıyor; bu hazinenin Lübnan'ın toparlanmasında en büyük etkiye sahip olacağı iddia ediliyor.

Söz konusu "hazine", Lübnan'daki "reformları" bekleyen 22 anlaşmadan ibaret. Krallık ancak bu reformlardan sonra lütfedip bu anlaşmaları imzalamayı kabul edecek.

Üstelik bu "reformların" başında düşmanın direnişi silahsızlandırma talebi geliyor.

İlgili taraflar, Lübnan'ın Amerika ve Suudi Arabistan'ın talep ettiği reformlar yolunda ilerlemesinin bu anlaşmaların imzalanmasını kolaylaştıracağını ve o zaman milyarlarca dolarlık akışın kapılarının açılacağını öne sürüyor.

Fakat hükümetten bir kaynağa göre, anlaşma taslaklarının basit bir incelemesi, "mali düzeyde hiçbir önemlerinin olmadığını ve ülkenin kalkınmasına katkıda bulunmadıklarını" gösteriyor.

Geçen 27 Kasım'da ateşkes anlaşmasının imzalanmasından ve Amerikan-Suudi vesayeti altında bir yönetimin kurulmasından bu yana, "reformlar" şartına bağlı bir dönüş olduğu vurgulanarak, Arap ülkelerinin kucağına dönüş ve Arapların Lübnan'a dönüşü söylemi başladı.

Riyad, eylül saldırganlığından bile önce dönüşünü direnişten kurtulma şartına bağlayan ilk ülkelerden biriydi ve şu ana kadar bu konuda katı tutumunu sürdürerek yeni yönetimi sınavdan geçiriyor.

Geçtiğimiz mart ayında Cumhurbaşkanı Jozef Aun, cumhurbaşkanı seçildikten sonraki ilk yurt dışı ziyaretini Suudi Arabistan'a gerçekleştirdi. 22 anlaşma, Aun'un Bin Selman ile görüştüğü konular arasındaydı.

Bin Selman, uzman bir ekibin bu anlaşmaları incelediğini iddia ederek, ikinci ziyarette imzaya hazır olacağına dair söz verdi.

Cumhurbaşkanı Aun, bu ziyaretten "hayal kırıklığına uğramış" bir şekilde döndü, zira beklenen sonuçları verecek ikinci bir ziyaretin ayarlanacağına dair net ve kesin bir vaat alamadı.

Cumhurbaşkanı Aun'un ikinci ziyaret için davet alması beklenirken, Suudi Arabistan'ın Lübnanlılara dilenci muamelesi yapan ve herhangi bir yardım sunmada kasıtlı olarak aşırı yavaş davranan katı tutumuyla ilgili nedenlerden dolayı bu davetin askıda olduğu görülüyor.

Suudi Arabistan'ın önümüzdeki ay vatandaşlarının Lübnan'a seyahat yasağını kaldırabileceğine dair konuşmalara rağmen, konuya vakıf kaynaklar, "Krallığın Lübnan'a herhangi bir yardım yapma niyetinde olmadığını ve söylenen her şeyin sadece hayal satmaktan ibaret olduğunu" vurguluyor.

Kaynaklar, "Yatırım projesi olarak adlandırdıkları projeler, cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce hazırdı. Aun'a seçilmeden önce bu anlaşmaların krallığa yapacağı ilk ziyarette etkinleştirilip imzalanacağı bildirilmişti, ancak bu gerçekleşmedi. Ardından Ramazan Bayramı'ndan sonra ikinci bir ziyaret için hazırlık yapılması gerektiği bildirildi, bu da gerçekleşmedi," diye ekledi.

Şu ana kadar Cumhurbaşkanı Aun'a yakın çevreler, Suudi Arabistan'ın tutumuna bir açıklama getiremiyor.

Oysa Krallığın Beyrut Büyükelçisi Velid el-Buhari, kısa süre önce bir ziyaretçisine, ülkesinin "yeni hükümeti desteklediğini çünkü önceki hükümetlerde olduğu gibi partili bakanların bulunmadığını, bu partili bakanların Lübnan ile Suudi Arabistan arasındaki projeleri engellediğini" söylemişti.

Büyükelçi, "Mevcut hükümetle işbirliği yapma ve ortak çıkarları güvence altına alma imkânı olduğuna inanıyoruz," demişti.

Buhari'nin kendisi de Meclis Başkanı Nebih Berri'ye bu anlaşmalardan bahsetmiş ve sanki milyarlarca dolarlık bir yatırımmış gibi abartmıştı.

Ayrıca Büyükelçilikte Lübnan'ın her bölgesi için kalkınma projelerine dair çalışmaların bulunduğunu belirtmişti.

Sonradan anlaşıldığı üzere, ülkenin mali ve iktisadi gerçekliği karşısında hiçbir faydası olmayan 22 anlaşma, Suudilerin yardım etmeye ikna olmaları durumunda düşünebilecekleri en fazla şey.

Üstelik bu anlaşmaların yarısı, ülkedeki bazı sektörleri, özellikle de politikalarını şekillendirmek ve Suudi Arabistan'a yönelik herhangi bir eleştirinin yapılmamasını garanti altına almak için medyayı kontrol etmeyi hedefliyor.

Anlaşmalar ayrıca, Dar el-Fetva gibi bazı mercilerin tamamen kontrol altına alınmasını öngörüyor.

Dar el-Fetva, Birleşik Arap Emirlikleri'nin finansmanını kesmesinin ardından şeyhlerin maaşlarını güvence altına almak için Katar'dan gelecek yardımdan "mahrum bırakılmıştı." 

El-Ahbar'ın edindiği bilgilere göre, Buhari daha önce Müftü Abdullatif Deryan'dan Katar'ın Doha'ya ziyaret davetine uymamasını istemiş ve Krallığın bunun karşılığında herhangi bir yardımda bulunmaksızın Doha ile Dar el-Fetva arasındaki herhangi bir anlaşmayı engellemeye özen göstermişti.

Krallığın şu ana kadarki siyasi tutumu, Lübnan devletinin Hizbullah'la mücadelede "yetersiz kalması" nedeniyle anlaşmaları imzalamamak olsa da, bu anlaşmaların iktisadi ve faydacı yönü, krizin büyüklüğüyle karşılaştırıldığında hiçbir şey ifade etmiyor.

Dolayısıyla, bu anlaşmalar imzalansa bile, bazılarının tanıtmaya çalıştığı gibi büyük bir etkisi olmayacak.

İmzalanması önerilen anlaşmalar

El-Ahbar, aşağıda, henüz görüşülmemiş gündeme alınan anlaşmaların başlıklarını yayımladı:

1- Fuarcılık alanında mutabakat zaptı.

2- Çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmasının imzalanması.

3- Vergi uzmanlığı değişimi alanında mutabakat zaptı.

4- Kaçakçılığı önlemek ve transit geçiş hareketlerinde kolaylık sağlamak amacıyla iki ülke gümrükleri arasında işbirliği anlaşması.

5- Konut alanında mutabakat zaptı.

6- Lübnan Ulusal Yatırım Teşvik Kurumu (IDAL) ile Suudi Arabistan'daki muadili arasında işbirliği.

7- Tüketicinin korunması alanında işbirliği anlaşması.

8- Fikri mülkiyetin korunması için işbirliği anlaşması.

9- Uygunluk, spesifikasyon ve standart sertifikalarının karşılıklı tanınması.

10- Deniz taşımacılığı ve turistik geziler alanında Lübnan'ın deneyimlerinden yararlanılması.

11- Tehlikelerle mücadele, bunlara hazırlıklı olma, kazalara hazırlıklı olma konularında İçişleri Bakanlığı ve Sivil Savunma Müdürlüğü ile işbirliği anlaşması ve Lübnan'dan teçhizat talebi gönderilmesi.

12- Biyoçeşitliliğin korunması için çevre bakanlıkları arasında mutabakat zaptı.

13- Hububat değişimi için tarım bakanlıkları arasında mutabakat zaptı.

14- İslami meseleler konusunda Dar el-Fetva ile işbirliği.

15- Sanat, kültürel miras ve folklorik festivallere katılım yoluyla sanatsal alanda işbirliği.

16- İki ülke için kültür günleri düzenlenmesi, sanat ve kitap fuarları organize edilmesi amacıyla Suudi Enformasyon Bakanlığı ile Lübnan Kültür Bakanlığı arasında mutabakat zaptı.

17- Lübnan ve Suudi enformasyon bakanlıkları arasında, Suudi Haber Ajansı ile Lübnan Ulusal Haber Ajansı arasında ve Suudi Radyo Televizron Kurumu ile Lübnan Radyosu ve Lübnan Televizyonu arasında program ve televizyon/radyo eserleri değişimi yoluyla mutabakat zaptı.

18- Müfredat ve kitap değişimi, bilimsel araştırma alanları, öğretmenler arasında deneyim paylaşımı, burs değişimi ve diploma denkliği için iki ülke eğitim bakanlıkları arasında anlaşma.

19- İki ülkeden işçi alımı ve deneyim paylaşımı.

20- Arap Serbest Ticaret Bölgesi Örgütü çerçevesinde ticari değişim, iki ülke ticaret ve ekonomi bakanlıkları arasında ortak çalışmanın geliştirilmesi ve deneyim paylaşımı hakkında mutabakat zaptı.

21- Ekonomik ve endüstriyel işbirliği, küçük işletmelerin desteklenmesi ve deneyim paylaşımı.

22- Yolcu ve eşya kara taşımacılığının düzenlenmesine ilişkin anlaşmaların imzalanması.

Çeviri: YDH