14 Martçılar Arabistan’ı ve Hariri’yi arkadan hançerledi

01 Ocak 1970

SAAF-Lübnanlı parlamenterlerden Yasin Cabir, Sa’d Hariri, Nebih Berri görüşmelerini çıkmaza

SAAF-Lübnanlı parlamenterlerden Yasin Cabir, Sa’d Hariri, Nebih Berri görüşmelerini çıkmaza sokan 14 Martçıların Suudi Arabistan’ı ve Hariri’yi arkadan hançerlediğini söyledi.

 

El-Alem televizyonuna demeç veren Cabir, “Meclis Başkanı Nebih berri ve el-Mustakbel Partisi Lideri Hariri’nin görüşmeleri, Riyad’ın onayı ve koordinasyonu ile sürüyordu; ama 14 Martçıların görüşmeleri başarısız kılmak için gösterdiği çabalar, aslında Suudi Arabistan’ı ve Sa’d Hariri’yi arkadan hançerlemekti” dedi.

 

14 Martçıların en büyük grubunun lideri olan ve Suudi Arabistan’a yakınlığıyla bilinen Sa’d Hariri, Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri ile beş kez görüşmüştü.

 

Görüşmelerin çıkmaza girmesi üzerine düzenlediği basın toplantısıyla sessizliğini bozan Berri, hükümet yanlılarını siyasi bunalıma çözüm bulmaya dönük görüşmeleri baltalamakla suçlamıştı.

 

Suudi Arabistan’ın Lübnan Büyükelçisi Abdülaziz Hoca da çarşamba günü yaptığı açıklamada Berri’nin bu açıklamalarını destekledi.

 

Hariri-Berri görüşmelerinde anlaşmanın eşiğine gelindiğini belirten Lübnanlı Parlamenter Yasin Cabir, anlaşmaya varılmasını kendi çıkarlarına aykırı bulanların görüşmeleri baltaladığını ifade ederek “İlerici Sosyalist Parti Lideri Velid Canbolat, Hariri-Berri görüşmesine saldırarak aslında Suudi Arabistan’ın Lübnan’daki siyasi bunalımı çözme konusundaki güçsüzlüğünü ortaya koymuş oldu, böylesi bir şeyi de ne hükümet yanlıları ne de hükümet karşıtları bekliyordu” diye konuştu.

 

Berri-Hariri görüşmelerini çıkmaza sokan 14 Martçıların bu çabasının yapılacak Arap zirvesini daha düzenlenmeden başarısız kılmaya yönelik bir adım olduğunu belirten Cabir, Lübnan’daki siyasi bunalımın 28 Mart’ta Riyad’da toplanması beklenen Arap zirvesinin en önemli gündemlerinden biri olduğuna dikkat çekti.

 

Arap halklarının Riyad toplantısına büyük ümitler bağladığını belirten Cabir, bu zirvede Irak, Filistin ve Lübnan konularında somut çözümler bulunamaması halinde Arap ülkelerinin ve halklarının geleceğinin karanlık olacağını ifade etti.