İsrail-ABD soğukluğu Tel Aviv’de güvenlik depremini tetikledi

11 Mayıs 2025

İsrail ile ABD arasındaki gerilim, Tel Aviv’in güvenlik kurumlarında ciddi bir alarm durumuna yol açarken içeride asker kayıpları ve siyasi çözülme, dışarıda ise yalnızlaşma riskiyle karşı karşıya kalan Netanyahu yönetimi, hükümetin bekası için her kartı oynamaya hazırlanıyor.

YDH- İsrail gazetesi Israel Hayom, İsrail ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki mevcut gerilim nedeniyle ordu, iç istihbarat servisi (Şin Bet) ve dış istihbarat teşkilatı (Mossad) dahil olmak üzere güvenlik kurumlarında endişe yaratan üç ana konuyu gündeme getirdi.

Gazetenin askeri işler analisti Yoav Limor’un kaleme aldığı haberde, "İsrail ile ABD arasındaki uzaklaşmanın ulusal güvenliğe zarar verebileceği" endişesinin tüm güvenlik birimlerinde hissedildiği ifade edildi.

Haberde, bu endişelerin son günlerde Başbakan ve Savunma Bakanı da dahil olmak üzere çeşitli platformlarda dile getirildiği belirtiliyor.

Bu üç ana mesele şöyle sıralandı: İran'la nükleer anlaşma, bölgesel güvenlik anlaşmaları ve Gazze’deki tutuklular meselesi.

 

Tel Aviv’in kâbusu: İran nükleer güce yaklaşıyor

Habere göre, ABD, İran’la yapılacak yeni bir anlaşmanın 2015’teki nükleer anlaşmadan çok da farklı olmayacağını açıkça ortaya koydu.

İsrail'in, İran'ın nükleer programının "Libya modeli"ne göre tamamen sökülmesi yönündeki talebi ABD yönetimi tarafından reddedildi.

Buna ek olarak, ABD'nin İran'ın bölgedeki direniş gruplarına verdiği destek ve gelişmiş füze/İHA kapasitesi gibi İsrail açısından kritik olan iki başka konuyu da dikkate almadığı ileri sürüldü.

İsrail’in asıl endişesi, yapılacak herhangi bir anlaşmanın İran’ın gelecekte nükleer silah üretme bilgisini ve araçlarını koruyacağı, aynı zamanda İran’ın ekonomisini toparlamasına ve bölgedeki müttefiklerini daha güçlü desteklemesine olanak tanıyacağı yönünde.

 

İsrail tetikte: Trump’tan Körfez’e silah yağmuru

Haberde, Trump’ın bu hafta başlayacak Körfez turu kapsamında Suudi Arabistan, muhtemelen BAE ve Katar ile büyük çaplı silah anlaşmaları imzalamasının beklendiği belirtildi.

Bu anlaşmaların ciddi bir askeri güçlenme içereceği ve İsrail’in bölgede sahip olduğu “niteliksel askeri üstünlüğü” kısmen tehdit edebileceği iddia edildi.

Özellikle Suudi Arabistan’ın sivil nükleer program başlatma olasılığı, İsrail için “kırmızı çizgi” olarak değerlendiriliyor.

Bu anlaşmaların İsrail’le normalleşme karşılığında yapılması beklenirken, Trump yönetiminin bu süreci Biden’dan farklı olarak bağımsız şekilde yürütmeye karar verdiği kaydedildi.

 

İsrail'in Gazze'deki tutuklular kartı zayıflıyor

Gazete, Trump’ın görüş değiştirmesi ve İsrail’e savaşı durdurma çağrısı yapabileceği yönünde işaretlerin arttığını belirtiyor.

Bu bağlamda, ABD’nin özel temsilcisi Steve Witkoff’un ve genel olarak Washington’un Gazze’deki İsrailli tutuklular konusuna olan ilgisinin azaldığı iddia ediliyor.

ABD’nin Katar üzerinde baskı kurmadığı ve bu nedenle Hamas üzerinde de etkisinin zayıfladığı ifade ediliyor.

Gazete, Hamas yetkililerinin yaptığı açıklamaların, İsrail’in şu anda stratejik bir dezavantajda olduğunu düşündüklerini gösterdiğini ve bu durumun Hamas’ı tutuklu konusunda daha az esnek hale getirdiğini savundu.

İsrail ordusunun Gazze’deki operasyonları genişletme planları yaptığı ancak tutukluların varlığının bu operasyonları zorlaştıracağı belirtildi.

Özellikle Kassam Tugayları’nın yayımladığı İsrailli tutukluları videoları, bu durumun ne kadar karmaşık hale gelebileceğini hatırlatıyor.

 

Ordu kaybı ve siyasi gerilim tırmanıyor

Gazeteye göre, son haftada Gazze’de 5 İsrail askeri ortadan kaldırıldı.

Hamas’ın gerilla taktikleriyle –RPG’ler, keskin nişancılar ve patlayıcılar gibi– İsrail ordusuna ciddi zarar verdiği aktarıldı.

Çatışmaların genişlemesi halinde kayıpların artacağı ve bunun Hamas için moral kaynağı olacağı vurgulandı.

Ayrıca, yedek askerlerin savaşa katılma isteği de “zorunlu askerlikten kaçış yasası” tartışmaları nedeniyle belirsiz.

Meclis Dışişleri ve Savunma Komisyonu Başkanı Yuli Edelstein’ın görevden alınabileceği söylentileri de hükümetin iç bütünlüğüyle ilgili başka bir mesele.

Haberde, Netanyahu’nun hükümetin varlığını koruma çabasının diğer tüm konuların önüne geçtiği ve bunu sağlamak için Suudi Arabistan, tutuklular, Katar skandalı ya da yaklaşan davadaki ifadesi fark etmeksizin her yolu deneyeceği ifade edildi.