YDH - Yazar Naram Sercun, Suriye'deki olayların bir devrim değil, en başından beri bir komplo olduğu yönündeki görüşlerinin doğrulandığını vurguluyor. Trump'ın el-Colani ile görüşmesinin ve onu açık açık övmesinin, bu komplonun ve el-Colani'nin dış güçlerin bir piyonu olduğunun apaçık bir kanıtı olduğunu ifade ediyor.
Doğrusu, eğer Trump, el-Colani ile görüşmeseydi, onu övmeseydi ve yaptıklarından dolayı affetmeseydi, tüm teorilerimin yıkıldığını, Suriye'yi savunmamın bir vehim ve hayalden ibaret olduğunu, el-Colani'yi haksız yere suçladığımı, ona, devrime ve devrimcilere zulmettiğimi hissederdim.
Ancak kader, gözlerime ve kalbime kesin bir inanç yerleştirmekten geri durmadı. Gördüklerimde ve inandıklarımda hiçbir zaman yanılmadığımı, inancımda zerre kadar şüphe olmadığını idrak etmemi sağladı.
Böylece vicdanım rahatladı; zira ortaya attığım her şüphe tam hedefini bulmuştu. Bunun sebebi deha değil, vatanseverlik ölçüsüdür.
Netanyahu, Esed'i ve Nasrullah'ı düşürdüğünü böbürlenerek anlatırken, el-Colani'ye dokunmayıp bilakis onu bir kahraman ve lider yaparak tüm devlet başkanlarına tavsiye mektubuyla gönderiyorsa, bu benim doğru yolda olduğumu ve terazimin yanılmadığını gösterir. Tıpkı altın terazisi gibi... Hatta hardal tanesi kadar bile zulmetmeyen göğün terazisi gibi...
Bugün olayı suçüstü yakaladık ve hepimiz şahit olduk. Hepimiz izliyorduk, hepimiz gözlemliyorduk.
Amerikalıların el-Colani'yi nasıl ödüllendirdiğini, onu nasıl selamladığını, elini nasıl sıktığını ve onu nasıl desteklediğini gördük.
Tıpkı, cihadının imajını düzeltmek ve elbiselerindeki kanı silmek için para alan Facebook gençlerinden oluşan, görmediğimiz melekler ve askerlerle destekledikleri gibi...
Onu mücahit olarak adlandıran ve Suriye halkını özgürleştirmek istediğini söyleyen askerlerle destekledikleri gibi...
Tabii ki bildiğimiz şey, el-Colani'nin, yanındakilerin ve tüm güruhunun insanlarla göz boyama ve el çabukluğu oyunları oynadığıdır.
Doğduğu andan öldüğü ana kadar göz boyama ve el çabukluğu oyunları oynayacaktır. Şam'a gelişi medya tarafından kahramanlık olarak gösterildi, ancak bu onu Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na taşıyan gizli bir uluslararası anlaşmaydı.
Kravat takması da akrobatik oyunlar; yarısı sakal, yarısı kravat. Sakal ile kravat arasındaki bu buluşma, bir el çabukluğu ve göz yanıltma oyunudur.
Suriye'yi özgürleştirme sloganları ise hakikati, yani Suriye'yi işgalciye sunduğu gerçeğini gizlemek içindir.
Paris'te ortaya çıkışı da akıllarla oynamak içindir; Fransızlar onunla oynuyor ve oyunun kurulmasına ortak oluyorlar.
Trump ile tokalaşması ise gizli oyunların anasıdır. El-Colani, Trump'ın huzuruna çağrıldı. Orada görev çizelgesi ve katı talimatlar verildi. Ve tabii ki, öğretmeninin teşvik ettiği, "Sen harikasın, çok akıllısın!" dediği bir çocuk gibi, Trump da insanların kafasını kesen adam için "O harika ve güçlü bir savaşçı," diyordu.
Müslümanlarla ve Colanicilerle dalga geçtiğinin, onlara hayal aşıladığının farkındaydı. Yaptırımları durduracağını söylüyor ki bu da sinsi bir psikolojik oyundur. Ve bunları asla tamamen kaldırmayacak, çünkü Suriyelileri, Suriye coğrafyasını, Suriye halkını, Suriye'nin zenginliklerini ve elinden gelen her şeyi sömürecek.
Yaptırımları asla tamamen kaldırmayacak. Çünkü Amerikalılar bizim için şerden başka bir şey istemezler. Bunu anlamayanın ise aklı kıttır.
Ne mutlu Esed'e ki, ülkeyi ele geçirmek için bir komplo olduğunu söylediğinde sanki geleceğe bir pencere açıyormuşçasına her söylediğini ve tahmin ettiğini harfi harfine gördü.
Silahın ise ülkenin cahil, kinci evlatları ile saf ve iyi niyetli olanlar olduğunu gördü. Arapçılığı ve İslam'ı koruyan son liderlerden biri olduğunu, Amerika ve İsrail'in kendisinden herhangi bir imza ya da tanıma koparamadığı son liderlerden biri olduğunu ve özgür efendilerin sonuncusu olduğunu gördü.
Tehlikeleri küçümseyen ve düşmanlarına inanan halkların ancak tarihi tuzaklara düşebileceğini ve uyanışlarının nesiller boyu sürecek bir mücadeleye mal olacağını gördü.
Bugün Amerikalıların el-Colani'ye yönelik bazı yaptırımları geçici olarak durdurduğunu, onunla tokalaştığını ve onun harika ve dahi olduğunu söylediğini gördük.
Bundan sonra hâlâ bunun bir komplo olmadığını kim söyleyebilir? Ya da bu övgünün bir tuzak olmadığını? Bu kadar cömert bir af, bağışlama, destek, dayanak ve hızlı onaylamadan sonra, bir düşmanın düşmanını mı yoksa ajanını mı övdüğünden şüphe duyan var mı?
Trump'ın Orta Doğu'yu, Müslümanları, devrimcileri, İslamcıları ve İslam'ı sömürdüğünü ve bu bariz durumu görmeyen kaldı mı?
Hepimiz Trump'ın devrimcilerin sürmedanlığına soktuğu sürme çubuğunu (onlarla çevirdiği apaçık oyunu) gördük... Ve aleni zinayı gördük...
Hepimiz Netanyahu'nun el-Colani ve devrimin sürmedanlığına soktuğu sürme çubuğunu (onlarla çevirdiği apaçık oyunu) gördük...
Ve Erdoğan'ın el-Colani ve devrimin sürmedanlığına soktuğu sürme çubuğunu (onlarla çevirdiği apaçık oyunu) gördük...
Ve kâfirlerin Arapların sürmedanlığına soktuğu sürme çubuğunu (onlarla çevirdiği apaçık oyunu) gördük.
Ve bütün dünyanın Suriye sürmedanlığına soktuğu sürme çubuğunu (Suriye'ye kurduğu apaçık tezgâhı) gördüm...
Bu sürmedanlık (Suriye'nin içine düşürüldüğü durum)... Artık hiçbir sürme çubuğuna (yeni bir hileye/müdahaleye) yer kalmadı...
Ve sürmedanlığa (bu rezalet çukuruna) girmeyen hiçbir sürme çubuğu (hile/müdahale) kalmadı...
Halklar bir sürmedanlık oldu... Dünya ise ona üşüşen sürme çubukları (bu durumu kendi çıkarları için kullananlar) gibi...
Fotoğrafın sahte ya da gerçek olması önemli değil, çünkü gerçek şu ki el-Colani tutumlarında fazlasıyla boyun eğdi ve elbiselerini çıkardı (tüm ilkelerinden vazgeçti)... Boyun eğme eyleminden çok daha fazlasını yaptı... Bu, vatanseverlik ölçülerine göre bedenini teşhir etmek (vatanına ihanet etmek) anlamına gelen bir eylemdir...
Çeviri: YDH