UNRWA'nın tasfiyesi geri dönüş hakkının iptalidir!

21 Mayıs 2025

"Filistinliler, 2024 yılında yaşandığı gibi kesintilerin ya da finansmanın askıya alınmasının, İsrail'e veya Filistinli gruplara siyasi mesajlar iletmek amacıyla kullanılan uluslararası bir baskı kartından ibaret olduğuna ikna olmuş görünüyor."

YDH - Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Beyrut ziyareti, Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) hizmetlerindeki kesintiler ve Ajansın geleceğine dair Filistinlilerin taşıdığı derin endişelerin gölgesinde gerçekleşiyor. El-Ahbar yazarı Fatin el-Hac'a göre Filistinliler, UNRWA'yı sadece temel bir insani yardım sağlayıcısı olarak değil, aynı zamanda Nekbe'den bu yana Filistin anlatısının ve özellikle kritik önemdeki geri dönüş hakkının uluslararası alandaki en önemli tanığı ve güvencesi olarak görüyorlar. Ajansın sabit bir bütçesinin olmaması, uluslararası bağışçıların keyfi politikalarına ve başta ABD olmak üzere bazı ülkelerin siyasi baskılarına maruz kalması, sunduğu eğitim ve sağlık gibi hayati hizmetlerde ciddi daralmalara yol açmakta ve bu durum, UNRWA'nın tasfiyesinin Filistin davasını zayıflatacağı ve Orta Doğu'daki siyasi dengeleri olumsuz etkileyeceği yönündeki korkuları artırıyor.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın bugünkü Beyrut ziyaretinin net bir gündemi bulunmuyor.

Ziyaretin arifesinde Abbas'ın, Lübnanlı yetkililerle resmi temaslarla yetinip yetinmeyeceği veya Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) fraksiyonları ile Filistinli Güçler İttifakı'nı bünyesinde barındıran Ortak Destek Heyeti gibi Filistin toplumunun içindeki parti, kurum ve dernek temsilcileriyle bir araya gelerek buradaki halkın durumunu, önceliklerini ve beklentilerini ele alıp almayacağı belirsizliğini koruyordu.

Sızdırılan tek gündem maddesi "kamplardaki silahların durumu, bunların meşru Filistin güçlerinin kontrolüne alınması için mekanizma kurulması ve Lübnan güvenlik güçleriyle koordinasyon sağlanması" olsa da Nekbe'den 77 yıl sonra bu kesimlerin asıl beklediği, Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) sunduğu temel eğitim, sağlık ve yardım hizmetlerinin sistematik ve kademeli olarak asgari düzeye indirilmesi, hatta Ajansın Filistin arenasından tamamen çekilerek hizmetlerini UNICEF ve Filistin Kızılayı gibi diğer uluslararası ve yerli Filistin kuruluşlarına devretme olasılığının belirginleştiği bir dönemde, tüm yaşamsal, insani, sosyal ve ekonomik konuların ziyaret gündemine dahil edilmesi.

Filistinli gruplar açısından, Filistin dosyasının bir bütün olarak ciddi ve sorumlu bir şekilde ele alınması her zamankinden daha acil bir ihtiyaç.

Zira Filistin meselesi yalnızca güvenlikten ibaret olmayıp, Lübnan devletinin egemenliği altında yaşama ve sorumluluklara ilişkin sıkça dile getirilen ifadelere rağmen, çok gecikmiş olan haklar konusunda henüz bir adım atılmadı.

Filistinliler, kendileri için temel bir güvence ağı olarak gördükleri ve olası "barış müzakerelerini" karmaşıklaştırabilecek benzeri görülmemiş insani krizlerin patlak vermesini engelleyen UNRWA'nın faaliyetlerinin devamlılığı konusunda güvence bekliyor.

Ajansın çalışmalarının durmasından duyulan endişeyle ilgili olarak, UNRWA Lübnan Sözcüsü Fadi et-Tayyar, Ajansın "eğitim, sağlık, yardım hizmetleri ve kamplarda atık yönetimi gibi temel hizmetlerini sunmaya devam ettiğini" vurguladı.

Et-Tayyar, "Bu hizmetler, özellikle kamplarda ve başka herhangi bir hizmet sağlayıcının bulunmadığı bir ortamda Filistinli mülteciler için hayati önem taşıyan bir yaşam çizgisidir," diye ekledi.

Et-Tayyar, "Ajansın bu hizmetleri sürdürme konusunda tam bir kararlılık içinde olduğunu ve kaynak temini için bağışçı ülkelerle sürekli temas hâlinde bulunduğunu" ifade etti.

Nakdi yardımlar konusunda ise et-Tayyar, "UNRWA'nın, Lübnan'daki diğer Birleşmiş Milletler ajansları gibi, finansman temininde düşüş yaşadığını ancak gıda yardımları için destek sağlamayı başardığını" açıkladı.

Et-Tayyar, "Bununla birlikte, nakdi yardımlar en etkili ve insan onuruna en yakışır yardım şekli olmayı sürdürmektedir ve Ajans, ortaklarıyla birlikte bu önemli desteği savunmaya devam etmektedir," şeklinde konuştu.

Ancak Ajansın temel sorunu, sabit bir bütçesinin olmaması ve uluslararası bağışçıların finansmanına, bu bağışçıların politikalarının ve kararlarının keyfiliğine bağımlı olması.

Aktivistlere göre Ajans, Ürdün, Suriye, Gazze ve Lübnan'da yaşandığı üzere, karar alma mekanizmasını elinde tutan Amerika Birleşik Devletleri ve bazı Avrupa ülkelerinin (özellikle Almanya) şantaj ve baskılarına maruz kalıyor.

Örneğin, ABD Başkanı Donald Trump'ın ilk görev döneminde Amerika Birleşik Devletleri finansmanı yaklaşık yüzde 33 oranında azaltırken, İsveç ve Norveç gibi ülkeler bir önceki dönemde katkılarını iki katına çıkarmış; Çin ve Hindistan gibi daha önce Ajans bütçesine katkıda bulunmayan yeni ülkeler de finansman sağlayanlar arasına katıldı.

Örneğin Lübnan'da, bu kesintilerin eğitim üzerindeki etkilerinin bazı göstergeleri arasında, sınıfların birleştirilmesiyle derslik başına düşen öğrenci sayısının 55'e yükselmesi sonucu eğitim seviyelerindeki düşüş, okul sayısının 60'tan 40'a inmesi, yeni personel alımının durdurulması ve kadrolu, iş güvencesine sahip öğretmenlerin eğitim projeleri hesabına çalışan gündelikçilere dönüştürülmesi yer alıyor.

Finansmanla bağlantılı olarak, Ajansın tüm eğitim seviyelerindeki ve Lübnan da dâhil olmak üzere tüm faaliyet bölgelerindeki ders kitapları, "ev sahibi ülkenin ders kitaplarında ve UNRWA okullarında yerli olarak hazırlanan ek materyallerde yer alan her türlü nefret söyleminin, şiddete teşvikin ve/veya Yahudi karşıtı ifadelerin yasaklanması" amacıyla tam bir gözden geçirme sürecinde.

Dolayısıyla Filistinliler, 2024 yılında yaşandığı gibi kesintilerin ya da "finansmanın askıya alınmasının", İsrail'e veya Filistinli gruplara siyasi mesajlar iletmek amacıyla kullanılan uluslararası bir baskı kartından ibaret olduğuna ikna olmuş görünüyor.

Hatta bazı Filistinli aktivistler, "UNRWA'nın varlığını sürdürmesi konusundaki ısrarımız, bizi doyurmayacakları ya da tedavi etmeyecekleri yönündeki bir korkudan kaynaklanmıyor. Aksine, Ajansın belirli bir halk için kurulmuş yegâne uluslararası kuruluş olması, Filistin anlatısının canlı tanığı olması ve çatışmada merkezi bir taraf olarak mültecilerin haklarını muhafaza etmesi nedeniyledir," şeklinde görüş belirtiyor.

Zira UNRWA, 8 Aralık 1949 tarihli ve 302 sayılı kuruluş kararına göre resmi görevi "insani" olarak tanımlansa da dolaylı bir siyasi rol üstleniyor.

Ajans, davamızın meşruiyetini kabul eden uluslararası kurumsal bir sembol. Özellikle mülteciyi, 1948'de yerinden edilen herkes ve onların torunları olarak tanımlaması, haklarımızın nesiller boyunca uluslararası düzeyde tanınmaya devam etmesini güvence altına alıyor.

Ayrıca, meselenin çatışmanın siyasi köklerinden bağımsız, salt insani bir konuya indirgenmesini de engelliyor. Zira böyle bir dönüşümün, bölgede ufukta görünen bir siyasi çözüm kapsamında Filistinlileri geri dönüş hakkından mahrum bırakmak için kullanılacağına dair bir endişe mevcut.

Bu çevrelere göre, "Ajansın varlığının Filistin davasının varlığıyla sıkı sıkıya bağlantılı olduğu konusunda hiçbir görüş ayrılığı yok. UNRWA sadece bir yardım kuruluşu değil, aynı zamanda Filistinlileri koruyan siyasi ve hukuki bir araç. Dolayısıyla, siyasi bir çözüm olmaksızın Ajansın tasfiyesi, Orta Doğu'daki siyasi güç dengelerini değiştirecek ve uluslararası meşruiyetin (özellikle geri dönüş hakkıyla ilgili 194 sayılı Karar) ihlali anlamına gelecektir. Bu durum, Birleşmiş Milletlere duyulan her türlü güveni sarsacaktır."

Çeviri: YDH