YDH - Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, İsrail'in Lübnan ve bölgeye yönelik son savaşının ardından baskıların arttığı bir dönemde, mülteci kamplarındaki Filistinlilere ait silahlar meselesini Lübnanlı yetkililerle görüşmek üzere bugün Beyrut'a ulaştı.
Taif Anlaşması'ndan bu yana ilk kez bu kadar ciddi ve acil şekilde gündeme gelen Filistin silahları dosyası, uluslararası ve iç baskılar sonucu Lübnan Yüksek Savunma Konseyi'nin Hamas'ı Lübnan topraklarını işgal altındaki Filistin'e roket fırlatmak için kullanmaması yönünde uyarmasına yol açmıştı.
El-Ahbar gazetesine konuşan güvenlik kaynakları, "Abbas'ın temas kurduğu güvenlik birimlerinden, kamplardaki durumun çığırından çıkmaısna yol açmayacak bir formül üzerinde kendi aralarında anlaşma sorumluluğunun Filistinli gruplara ait olduğunu duyduğunu" belirtti.
Kaynaklara göre, Ramallah yönetiminin silahları toplaması, düzenlemesi ve Lübnan devletine teslim etmesi ya da Lübnan-Filistin ortak komisyonunda üzerinde mutabık kalınacak bir mekanizma oluşturması bekleniyor.
Mevcut koşulların, önceden bir anlaşma olmaksızın Lübnan ordusunun kamplara girmesine izin vermediği, zira bunun büyük sorunlara yol açabileceği de vurgulandı.
Bu istişarelerin henüz net bir sonuca ulaşmadığı bildirildi.
Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (FKÖ) başta Hamas olmak üzere direnişe müttefik diğer Filistinli grupları yönetme veya onlarla bir anlaşmaya varma kapasitesine sahip olup olmadığı konusunda belirsizlikler sürüyor.
Ziyaretin resmi başlığının "silahsızlanma" yerine "Lübnan devletinin tüm topraklarında kontrolü sağlaması" olarak belirlendiği öğrenildi.
Filistin'in Beyrut Büyükelçisi Eşref Debur'un Abbas'ın basın toplantısı düzenleyebileceğini ima etmesine karşın, Cumhurbaşkanı Jozef Aun'un siyasi ortamı gerecek hesaplanmamış açıklamalardan kaçınılması için bu fikrin iptalini istediği belirtildi.
Bu gelişmeler yaşanırken, ABD'nin özel temsilci vekili Morgan Ortagus'un gelecek ay Lübnan'a yapacağı ziyaret için de hazırlıklar sürüyor.
Ortagus'un, İsrail'in çekilmesi ve tam ateşkes için Lübnan'ın barış anlaşmalarına katılmasını şart koşan ve Filistinlilerin silahsızlandırılması ya da mülteci statülerinden vazgeçilip aşamalı olarak iskân edilmeleri gibi konuları içeren bir dizi koşulla geleceği ifade ediliyor.