YDH - Yemen'deki Ensarullah, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki suçlarını tırmandırmasına karşılık olarak işgal altındaki Filistin topraklarında bulunan Hayfa limanına "deniz yasağı" getirdiğini duyurdu.
Bu gelişme, Yemen güçlerinin İsrail'e yönelik baskıyı artırma stratejisinin bir parçası olarak, Tel Aviv'deki Ben Gurion Havalimanı'nı hedef alan ve İbrani medyasının "benzeri görülmemiş bir felaket" olarak nitelendirdiği hassas saldırıdan günler sonra geldi. Ensarullah, İsrail limanlarını ve havalimanlarını hedef alan deniz ve hava ablukası operasyonlarını sürdürüyor.
Limanlar, su yolları ve havalimanları gibi gayri geleneksel baskı araçlarını kullanan Yemen'in desteği, İsrail'i ekonomik olarak boğma, uluslararası alanda tecrit etme ve geçtiğimiz dönem boyunca Yemen mevzilerine saldırılar düzenlemeye devam eden İsrail'i şaşırtma amacı taşıyor.
Yemen Silahlı Kuvvetleri, Ekim 2023'ten bu yana devam eden Gazze Şeridi ablukasını sona erdirmesi ve savaşı durdurması için İsrail'e ekonomik baskı stratejisi kapsamında son aylarda İsrail limanlarına giden ticari gemileri hedef alan nitelikli operasyonlar gerçekleştirdi.
Gözlemcilere göre, Gazze Şeridi'ndeki abluka devam ederken ve oradaki insani kriz kötüleşirken, güç denklemleri değişiyor ve operasyonlar devam ederse, İsrail'i büyük bir ekonomik izolasyon döngüsüne sokabilir.
Uzmanlar, Yemen saldırılarının, İsrail'i, hegemonyasının azaldığı ve önceki savaşlarda alışılmadık tehdit araçlarına sahip gayri geleneksel hasımlarla uğraşmak zorunda kaldığı değişen bölgesel gerçeklikle karşı karşıya bırakan yeni denklem yarattığını belirtiyor.
Ensarullah Askeri Sözcüsü Tuğgeneral Yahya Seri, Hayfa limanında bulunan veya oraya giden gemilere sahip tüm şirketleri, duyuru yapıldığı andan itibaren hedefleri arasında yer aldığı konusunda uyardı.
Seri, bu kararın Yemen güçlerinin Umm el-Raşraş (Eilat) limanına abluka uygulayıp faaliyetlerini durdurmasındaki başarısının ardından geldiğini ve Filistin halkını ve direnişini desteklemek için ek önlemler almaktan çekinmeyeceklerini vurguladı.
İşgal altındaki Filistin topraklarındaki en büyük ve en önemli deniz limanı olan Hayfa limanı, İsrail'in ithalat ve ihracat hacminin yüzde 35'inden fazlasını karşılıyor ve yılda 30 milyon tondan fazla yük işliyor.
Liman, Akdeniz'deki stratejik konumuyla öne çıkıyor ve özellikle Arap komşularının çoğuyla kara sınırlarının kapalı olması nedeniyle dış dünyaya açılan ana kapı konumunda bulunuyor.
Kimya ve petrol fabrikaları da dahil olmak üzere devasa lojistik ve endüstriyel tesislere ev sahipliği yapan liman, İsrail sanayisi ve ekonomisi için hayati merkez teşkil ediyor.
Uluslararası şirketlerin son yıllarda limana yaptığı yatırımların değerinin 1 milyar doları aştığı tahmin ediliyor, bu da limanın uluslararası ticaretteki önemini yansıtıyor.
Askeri ve güvenlik uzmanı Rami Ebu Zubeyde, Ensarullah'ın Hayfa limanına deniz yasağı getirdiğini açıklamasının "bölgesel caydırıcılık mühendisliğinde niteliksel sıçrama" anlamına geldiğini söyledi.
Ebu Zubeyde, Şehab Haber Ajansı'na yaptığı özel açıklamada, "Bu tırmanış sadece durumsal tehdit değil, aynı zamanda gelişmiş füze sistemleri ve uzak hedeflere ulaşabilen insansız hava araçlarını içeren, deniz trafiğini hassasiyetle takip eden gelişmiş istihbarat ağıyla desteklenen askeri yeteneklerin birikiminin pratik tercümesidir," dedi.
Ebu Zubeyde, "Karar son derece önemli psikolojik boyutlar taşıyor. İsrail'in ithalatının yüzde 60'ını karşılayan Hayfa'nın hedef alınması, İsrail'in stratejik derinliğin dokunulmazlığına dayanan güvenlik teorisini temelden sarsıyor ve Tel Aviv'i her zaman tehditten uzak gördüğü deniz yollarını güvence altına alma sarmalına sokuyor," diye ekledi.
Askeri uzman, "Ensarullah, tehditleri somut gerçeğe dönüştürerek caydırıcılık mücadelesini eşi benzeri görülmemiş aşamaya taşıyor. Caydırıcılık artık teorik olmaktan çıkıp, İsrail limanlarına yönelik uluslararası seyrüsefer güvenine yansımalarıyla birlikte oldubittilere dayalı denkleme dönüştü," ifadelerini kullandı.
Ebu Zubeyde, "Bu adımın önemi, varsayılan coğrafi engeli kırması ve Gazze'deki saldırganlığın bedelinin artık Gazze veya sınırlarıyla sınırlı kalmadığını, İsrail ekonomisi için varoluşsal tehdit oluşturacak şekilde genişlediğini kanıtlamasıdır. Bu, İsrail'in Gazze'deki herhangi tırmanışının, İsrail'in hayati çıkarlarının derinliklerinde benzer tırmanışla karşılaşacağına dair açık işarettir," diyerek sözlerini tamamladı.