YDH- Cumartesi gecesi Tel Aviv sokaklarını dolduran binlerce gösterici İsrail genelinde büyük protestolar gerçekleştirdi. Göstericiler “derhal ateşkes, erken seçimler ve Gazze’de hâlâ tutulan esirlerin güvenli şekilde geri getirilmesini” talep etti.
İsrail medyasında yer alan haberlere göre, Habima Meydanı’ndaki ana mitingde hükümetin savaş sürecindeki tutumu protesto edilirken, ultra-Ortodoks Yeşiva öğrencilerine verilen muafiyetin eleştirilmesi dikkat çekti. Bu muafiyetin, yedek askerlerin omzuna tüm yükü bindirdiği belirtildi.
Tel Aviv Sanat Müzesi önündeki “Esirler Meydanı”nda toplanan aileler ise Katar’daki yavaş ilerleyen müzakerelere rağmen kapsamlı bir ateşkes anlaşmasının derhal sonuçlandırılması çağrısında bulundu.
“Yer ayağınızın altından sarsılıyor.”
Gecenin en çarpıcı anlarından biri, kısa süre önce serbest bırakılan İsrail ordusu gözetleme askeri Naama Levy’nin konuşması oldu. Ocak ayında bir esir takasıyla serbest bırakılan Levy, yaklaşık 1.500 kişilik kalabalığa hitap ederek İsrail hava saldırılarını “korkunç” olarak niteledi.
“Önceden bir uyarı olmadan geliyorlar,” diyen Levy, “İlk önce bir ıslık duyuyorsunuz, sonra dua ediyorsunuz ve ardından o patlama geliyor. O kadar gürültülü ki sizi felç ediyor. Yer ayağınızın altından sarsılıyor.”
Levy, İsrail bombardımanlarından birinin tutulduğu evin bir kısmını yıktığını, ancak yaslandığı duvar yıkılmadığı için hayatta kaldığını belirtti.
Bugün hâlâ Gazze’de tutulan 58 esirin aynı korkuyu yaşadığını belirten Levy, “Şu anda aynı patlamaları duyuyorlar ve çok korkuyorlar. Kaçacak hiçbir yerleri yok. Sadece duvara yaslanıp dua edebilirler” dedi.
Açlık ve susuzlukla mücadele
Levy, İsrail’in Gazze’ye uyguladığı tam abluka nedeniyle günlerce yiyecek ve susuz kaldığını da anlattı. “Bir gün elimde hiçbir şey kalmadı. Sonra yağmur yağdı. Esir alanlar bir tencere çıkardı. O suyla pirinç pişirildi. Böyle hayatta kaldım,” dedi.
Netanyahu’ya sert eleştiriler: Savaşı uzatıyor
Cumartesi günü Tel Aviv’de düzenlenen bir basın toplantısında esir aileleri, Başbakan Benyamin Netanyahu’yu sert bir dille eleştirdi. Birçok aile, Netanyahu’yu esir anlaşmasını siyasi çıkarlar uğruna geciktirmekle suçladı.
Oğlu Matan hâlâ esir olan Einav Zangauker, “Netanyahu için, siyasi çıkar uğruna sonsuz bir savaş, esir alınan sivillerin geri dönüşünden daha önemli,” dedi. “Gazze’yi sonsuza kadar yerle bir etmeyi tercih ediyor; bedeli 58 Ron Arad olsa bile.”
Yehuda Cohen ise oğlu Nimrod’un hâlâ esir olduğunu belirterek Netanyahu’nun sadece kısmi bir anlaşma arayışında olduğunu söyledi: “600 gün sonra nasıl olur da seçici bir anlaşma öneriyor? Bu, geride kalanlara ölüm fermanıdır.” Ayrıca, ABD eski Başkanı Donald Trump’a seslenerek, “Bu felaketi durdurabilecek ve herkesi eve getirebilecek tek kişi sensin” dedi.
Başka bir gösteride protestocular, İsrail askeri karargâhının önünden geçerken “Neden hâlâ Gazze’deler?” sloganı attı.
Cohen, Netanyahu’nun Hamas savaşçılarının “parmak arası terlik ve AK-47 ile saldırdığı” yönündeki açıklamasını alaycı bir dille eleştirdi: “Başbakan, sanki oğlumun tankı terliklerle ele geçirilmiş gibi davranıyor.”
Zangauker de hükümeti, esirleri kurtarmak yerine yasa dışı yerleşimleri genişletmekle suçladı: “Herkesi eve getirecek bir anlaşma için bu hükümet gitmeli” dedi.