Analiz: Kudüs’ten Darfur’a 19. Arap Zirvesi

01 Ocak 1970

-19 Arap zirvesinin içeriğine ilişkin Şark Al-Avsat gazetesinin Abdurrahman Al-Raşid tarafından kaleme alınan başyazısı

YDH-19 Arap zirvesinin içeriğine ilişkin Şark Al-Avsat gazetesinin Abdurrahman Al-Raşid tarafından kaleme alınan başyazısı:

 Kudüs’ten Darfur’a

Riyad zirvesinde toplanan Arap liderleri önceki görüşmelere nispetle daha gerçekçi görünüyorlar. Bu yüzden çözüme açık konularla muallâktaki konuları ayrı dosyalarda sundular. Muallâktaki konuların olgunlaşması için daha çok pişmeye ihtiyacı var. Bununla birlikte Lübnanlı çevreler Riyad zirvesinde –hatta zirve öncesi bile- sihirli bir çözüm bekliyorlardı. Ancak çok açık gözüküyor ki Lübnan sorunu konusunda sevindirici haberlerle karşılaşamayacağız.

Buna karşılık Filistin konusunda toplu olarak yoğun bir ilgi var. Zira iki etkin aktör olan Hamas ve Fetih belirli ilkeler konusunda uzlaşmaya vardılar ve Mekke İttifakı’nı yürürlüğe koyma noktasında pratik çalışmadılar. Bu sebepten ötürü Arap liderleri Beyrut İnisiyatifi’ni pratize edebilmek için Filistinlilerin peşi sıra hareket ediyorlar. Bu şekilde barış inisiyatifi konusunda Filistin devletinin kurulması için Kudüs’e doğru ilk defa gerçek bir adım atmaya çalışıyorlar.

Görüşülecek ikinci dosyanın Sudan olacağı sanılıyor. Sudan halkı, uluslar arası bir savaşa İran’dan daha yakın olduklarını tabi ki bilmiyorlar. Dış dünya, siyasi ve halk desteği açısından Darfur meselesinin çözümü için Kosova savaşının tekrarlanmasına hazır durumda. İşler kötüleşti; Sudanlı politikacılar ABD’nin Irak’ta batağa saplanmışken ve İran’la bir çatışma yaşarken yeni bir cephe açmayacağını düşünüyorlar. Bu gerçekten çok yanlış bir düşünce… Darfur konusunda, hiçbir dünya savaşında olmadığı kadar uluslar arası anlamda kamuoyu desteği var. Ilımlı Avrupa ülkeleri dâhil Batı ülkeleri, siyasi çözümün sağlanamaması durumunda askeri çözümün gerekliliğine inanmış durumda.

Riyad’dan gelen haberlere göre acele olarak beklenen acıların önüne geçme çabası var. Savaş davulları çalınmadan önce bölge halkının milislerden korunması için uluslar arası taleplere cevap vermesi gerekiyor. Bu noktada Darfurlulara yardım etmek suretiyle Sudan’ın bölünmeye çalışılmadığına dair de Sudan’ı ikna etmek gerekiyor. Zirve bu amaçla sadece Arap liderlerini değil, uluslar arası kuruluşların, Afrika Birliği’nin ve İslam ülkelerinin temsilcilerini de masanın etrafına toplamış bulunuyor. Eğer bu çaba başarılı olursa bölge büyük acılardan uzakta tutulmuş olacak.

Irak ve Lübnan konusu ne olacak?

Bir yetkilinin bildirdiğine göre kendileri Lübnan tarafına önce kendi aralarından belli ilkeler çerçevesinde anlaşmaları gerektiğini bildirdi. Buna göre Lübnanlıların Riyad’da yahut başka bir yerde masaya oturmaları ancak bu şekilde mümkün olabilir. Lübnanlı grupların belli ilkeler üzerinde ittifak etmeden uzlaşmaya varmaları mümkün değil. Dolayısıyla bu konunun Riyad zirvesinde çözüme ulaştırılmaya çalışılması başarısızlığı daha da derinleştirecek; bu da Arapların bu zirvede istediği en son şey. Irak konusu da Lübnan konusuna benziyor. Arap zirvesi ana projeleri konusunda Irak hükümetini destekliyor. Ancak Zirve’nin Iraklı gruplara siyasi çözüm dayatabilmesi mümkün değil. Iraklıların pazarlığa hazır olmadıkları sürece masaya oturmalarının bir anlamı da yok.

 

Çeviri: YDH