YDH- El-Meyadin’e bilgi veren güvenilir siyasi kaynaklar, İran’ın aracı kanallar vasıtasıyla ABD’ye, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA) nükleer programına ilişkin alacağı her türlü kararın sadece Avrupa tarafından atılmış bir adım olarak değerlendirilmediğini, Washington’un da bu kararların sonuçlarından sorumlu tutulacağını ilettiğini aktardı.
Kaynaklar, Tahran yönetiminin, ajansın herhangi bir tırmanışa yol açacak adımına vereceği yanıtın devam eden dolaylı müzakerelerin seyrini doğrudan etkileyeceğini net biçimde vurguladığını belirtti.
Ayrıca İran, teknik kararların siyasi baskı aracı olarak kullanılmasını kesinlikle reddettiğini ifade etti.
İran’ın Avrupa üçlüsüne yönelik mesajında, müzakerelere dönüş yolunun kendisine karşı alınan tırmandırıcı kararlar üzerinden geçmeyeceği belirtilirken, ajansla süregelen iş birliğine rağmen böyle bir adımın kararlı ve ölçülü bir yanıtla karşılanacağı kaydedildi.
Kaynaklar, ajansın mevcut teknik gerçeklikle uyuşmayan yeni bir karar alması halinde İran’ın iş birliği mekanizmasını ve sağladığı imkanları yeniden gözden geçirebileceğini de aktardı.
Öte yandan, İran’ın yanıtının UAEA ile olan ilişki çerçevesinde kalmaya devam edeceği; zira ajansın İran nükleer programını denetlemeye yetkili tek kurum olarak görüldüğü, ancak son dönemde ajansın mesleki normlardan sapmalarının da kayda değer olduğu ifade edildi.
Kaynaklar, ajans raporlarının BM Güvenlik Konseyi’nde Batılılar tarafından suiistimal edilmesi halinde, İran nükleer dosyasındaki dengelerin tamamen değişeceği ve tüm tarafların istemeyebileceği geniş kapsamlı seçeneklerin gündeme gelebileceği konusunda uyarıda bulundu.
Bu gelişmelerin ışığında, İslam Devrimi Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamenei, geçtiğimiz Çarşamba günü yaptığı açıklamada, Tahran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerini sürdüreceğini teyit etti.
İmam Humeyni’nin vefatının 36. yıldönümünde konuşan Hamenei, ABD’nin İran nükleer programına ilişkin teklifinin, “İmam Humeyni’nin bizlere aşıladığı ve düşmanların silmeye çalıştığı ‘başarabiliriz’ ruhuna tamamen karşı olduğunu” belirtti.