YDH - Amerika Birleşik Devletleri'nin, İran'ın hassas Fordo nükleer tesisini hedef alan odaklı bir askeri saldırı düzenlemesi, İsrail'de "eksik bir sevinç" yarattı ve savaşın "ertesi gününe" ilişkin belirsizlikleri derinleştirdi.
İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'in "hassas, ölümcül ve harika" olarak nitelendirdiği saldırı, Washington ile Tel Aviv arasındaki yakın koordinasyonun bir sonucu olarak görülse de İsrailli analistler, saldırının stratejik etkinliğini ve İran'ın olası misilleme adımlarını sorguluyor.
İsrail'in Kanal 11 televizyonuna göre, Tel Aviv yönetimi saldırıdan önceden haberdar edildi ve hedefler ile İran'ın muhtemel yanıt senaryoları hakkında detaylı görüşmelere katıldı.
Saldırının ardından İsrail medyasında yapılan analizlerde, istihbarat tahminlerinin "İran'ın iki ila altı ay sürebilecek bir savaşa hazırlandığına" işaret ettiği belirtildi.
Yediot Ahronot gazetesine konuşan üst düzey güvenlik kaynakları, "İran lideri Ali Haemenei'nin istemesi halinde İsrail'in derhal ateşkesi kabul edeceğini" ifade ederken, "müzakere ihtimalinin çok zayıf olduğunu" vurgulayarak açık uçlu bir yıpratma savaşına sürüklenme endişesini dile getirdi.
İsrail'deki Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü'nde İran uzmanı olan Sima Şain, Tahran'ın şu anda ABD'nin askeri müdahalesini genişletmeden nasıl bir yanıt vereceği ikilemiyle karşı karşıya olduğunu belirtti.
Şain, İran'ın Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı müfettişlerini sınır dışı etmek veya Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması'ndan çekilmek gibi diplomatik adımlar atabileceğini öne sürdü. Ayrıca, Yemen'deki Ensarullah başta olmak üzere müttefiklerini kullanarak Hürmüz ve Babülmendeb boğazlarını kapatma ihtimaline de dikkat çekti.
Aynı enstitüden araştırmacı Dani Sitrinoviç ise İran'ın ABD saldırısına hazırlanmak için yeterli zamana sahip olduğunu ve "santrifüj parçalarını ve zenginleştirilmiş materyalleri taşımayı başarmış olabileceğini" ifade etti.
Sitrinoviç'e göre bu durum, "saldırıya rağmen İran'ın nükleer kapasitesinin tamamen tükenmediği" anlamına geliyor ve operasyonun stratejik etkinliği hakkında ciddi şüpheler doğuruyor.
Yediot Ahronot gazetesi muhabiri Yossi Yehoşua, İsrail'in şu anda Fordo tesisindeki hasarın boyutunu ve bunun İran'ın nükleer programını ne ölçüde geciktireceğini değerlendirdiğini belirtti.
Yehoşua, İran'da rejim değişikliği gibi ek adımların gerekip gerekmediğini sorgularken, mevcut durumda masadaki seçeneğin "Lübnan modeli" olarak bilinen yaklaşım olduğunu aktardı.
Bu model, İsrail'e gelecekte balistik füzeler ve nükleer program da dahil olmak üzere İran'ın her türlü silahlanma faaliyetini vurma konusunda "hareket serbestisi" tanınmasını öngörüyor ve Tel Aviv tarafından savaşı bitirmek için en uygun çerçeve olarak görülüyor.
Gazetenin bir diğer askeri analisti Ron Ben-Yişay ise saldırının başarısını ve sonuçlarını sorgulayarak, "Fordo tesisi tamamen devre dışı bırakıldı mı? İsrail'in ek operasyonlara ihtiyacı var mı? İran, Hürmüz Boğazı'nı kapatmaya veya Körfez'deki ABD üslerine saldırmaya yönelecek mi?" gibi soruları gündeme getirdi.
Ben-Yişay ayrıca, saldırının küresel piyasalar, özellikle de petrol piyasası üzerindeki etkilerinin henüz ortaya çıkmadığını ve borsaların açılışının ekonomik etkinin ilk göstergesi olacağını belirtti.
Emekli General Amos Yadlin ise Kanal 12 internet sitesinde yayımlanan makalesinde, İsrail için üç olası senaryo ortaya koydu:
— Mevcut askeri başarıyla yetinip savaşı hızla bitirmeye çalışmak.
— Savaşı bitirmek için net bir plan olmaksızın hedef listesini İran altyapısı ve komuta merkezlerini içerecek şekilde genişleterek gerilimi tırmandırmak.
— Askeri kazanımı derinleştirirken, aynı zamanda kazanımları koruyan ve İran'ı gelecekte caydıran şartlarla savaşı sonlandırmak için anlaşmalar geliştirmek.
Yadlin, özellikle İsrailli sivillerin hedef alınması durumunda doğrudan Tahran'daki rejim sembollerine bir darbe indirilmesi gerektiğini belirterek, üçüncü senaryoyu en dengeli seçenek olarak gördüğünü ifade etti.