YDH - ABD'nin İran'daki nükleer tesislere yönelik son saldırılarının ardından Irak, bölgede tırmanan gerilimin ortasında kalırken, ülkenin bölgesel bir çatışma alanına dönüşmesinden derin endişe duyuluyor.
Başbakan'a yakınlığıyla bilinen siyasetçi Ayid el-Hilali, ABD'nin İran ile İsrail arasındaki savaşa doğrudan müdahil olmasıyla Irak'ın tehlikeli bir yol ayrımında olduğunu belirterek, Iraklı silahlı grupların savaşa derhal katılma vaadinin ülkeyi doğrudan bir çatışma sahasına çevirebileceği uyarısında bulundu.
El-Ahbar'a konuşan Hilali, "Iraklı grupların liderlerinden gelen açıklamalar sadece medya tehditleri değil, Irak'ın doğrudan bir bölgesel çatışma alanına dönüşme tehlikesini içinde barındırıyor," dedi.
Hilali, "Eğer Iraklı gruplar söz verdikleri gibi savaş alanına girerse, Irak bunun bedelini güvenliği, istikrarı, ekonomisi ve hatta belki de ulusal birliğiyle ağır bir şekilde ödeyecektir," ifadelerini kullandı.
Grupların önemli bir ateş gücüne ve örgütsel yapıya sahip olduğunu belirten Hilali, devletin kontrolü dışında hareket etmelerinin "Irak'ın kalan egemenliğini de yok edeceğini ve topraklarını uluslararası hesaplaşmalar için bir platforma dönüştüreceğini" vurguladı.
Siyasi düzeyde, Koordinasyon Çerçevesinden bir kaynak, üç başkanlığın (cumhurbaşkanlığı, başbakanlık ve meclis başkanlığı) bir araya gelerek ABD saldırılarının yansımalarını ve Irak'ı olası bir tırmanıştan koruma yollarını görüştüğünü bildirdi.
Yerel basına konuşan kaynak, "Toplantıda, özellikle ABD'nin İsrail'in yanında doğrudan gerilime dahil olmasının ardından durumun daha geniş bir çatışmaya sürüklenme tehlikesi ele alındı. Bu durum bölgesel bir felakete yol açabilir," diye konuştu.
Kaynak, liderlerin krizi yatıştırmak için diplomatik bir mekanizma üzerinde durduklarını ve savaşı reddetme konusunda ortak bir tavır sergilemeyi görüştüklerini ekledi.
Irak hükümeti, sahadaki hazırlıklar artarken gerilimi düşürmeye ve ülkeyi bir çatışmaya sürüklenmekten korumaya çalışıyor.
Fakat ABD'nin ülkedeki varlığına ilişkin iç bölünmeler, kurumlara yönelik azalan halk güveni ve Irak'ın hassas coğrafi ve stratejik konumu nedeniyle bu görevin oldukça zor olduğu belirtiliyor.
Irak'ta olası saldırılara yönelik endişeleri teyit eden bir adımla Bağdat'taki ABD Büyükelçiliği, "yabancı terör örgütlerinden kaynaklanan şiddet veya Amerikan şirket ve tesislerine yönelik saldırı ihtimalinin arttığını" duyurdu.
Büyükelçilik tarafından yayımlanan bildiride, Irak'taki Amerikalılara "yabancıların sıkça bulunduğu yerlerden ve her türlü büyük kalabalıktan kaçınmaları" çağrısında bulunuldu.
Ekonomik açıdan uzmanlar, Körfez'deki cephelerin alevlenmesinin, özellikle de dünya petrolünün yaklaşık yüzde 20'sinin geçtiği Hürmüz Boğazı'ndaki deniz seyrüseferinin hedef alınmasının, petrol fiyatlarında ani sıçramalara yol açacağı konusunda uyarıyor.
Böyle bir senaryonun, Asya ve Avrupa'daki ithalatçı ülkelerin ekonomilerini vuracağı ve ABD'nin Irak'ı işgali öncesindeki senaryoları hatırlatacağı, ancak bu kez daha geniş ve karmaşık bir versiyonla geri döneceği belirtiliyor.
Bu gelişmelerle birlikte tüm bölgenin, Tahran'daki değerlendirmelerin belirleyeceği, Bağdat'taki tutumların şekillendireceği ve Körfez'den Akdeniz'e uzanan temas hatlarının ateşleyeceği açık bir savaşa her zamankinden daha yakın olduğu ifade ediliyor.