YDH- Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Başkanı Rafael Grossi, RFI’nin 26 Haziran’daki sabah programına konuk olarak yaptığı değerlendirmede, Tahran’ın hala önemli miktarda nükleer malzeme ve bilgiye sahip olduğunu iddia etti ve ajansın sahaya erişiminin gecikmesinden ve İran Parlamentosu’nun işbirliğini askıya almasından duyduğu endişeyi dile getirdi.
Grossi, iddia edilen hasarın tam boyutunun anlaşılması için sahaya gitmeleri gerektiğini vurguladı.
Grossi, İsrail saldırıları öncesinde İran’ın yaklaşık 408 kilogram zenginleştirilmiş uranyum bulundurduğunu hatırlattı.
Bu miktarın denetçiler tarafından 12 Haziran’a kadar günlük olarak kayda geçirildiğini belirten Grossi, operasyonlar başlamadan önce İran’ın bazı önlemler aldığını ifade etti:
“İran’ın koruyucu tedbirler alacağını duyurması önemliydi. Doğal olarak askeri operasyonlar sırasında kimse hareket edemez, denetim yapılamaz. Bu normal. Ama şimdi ateşkes var. Sahaya dönmemiz gerekiyor.”
Grossi, ateşkesin ilan edilmesinin hemen ardından İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'ye yazılı olarak ulaştığını söyledi ancak Tahran’dan henüz resmi bir yanıt almadığını aktardı.
Bu süreçte İran Parlamentosu’nun UAEA ile işbirliğini askıya alma yönünde oy kullanmasının “son derece endişe verici” olduğunu ifade etti:
“Ajansın İran’daki varlığı bir cömertlik değil. Bu uluslararası bir sorumluluk. İran, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’nın üyesi. Denetim yükümlülükleri tek taraflı olarak askıya alınamaz.”
İran’ın müfettişlerin erişimini reddetmesi halinde “ülkenin kendisini uluslararası hukukun dışına koyacağına” dikkat çeken Grossi, bu durumda UAEA Yönetim Kurulu’nu toplantıya çağırmak zorunda kalacağını söyledi.
Böyle bir senaryonun yeni bir büyük kriz anlamına geleceğini kaydeden Grossi, “Bunun İran’ın çıkarına olduğunu düşünmüyorum” dedi.
UAEA Başkanı, tüm belirsizliklere rağmen diyaloğun ve denetimlerin yeniden başlamasının mümkün olduğunu iddia etti:
“Mümkünden öte, bu gerekli.”
İran, 1970'lerden bu yana Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'nı (NPT) imzaladı ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ile kapsamlı işbirliğiyle tanınıyordu ancak dün (Perşembe), İran UAEA’yı İsrail’in piyonu olmakla suçlayarak nükleer tesislerin güvenliği sağlanmadıkça Ajans’la iş birliğini askıya alan yasanın Anayasayı Koruyucular Konseyi’nce de uygun bulunarak resmen kabul edilip Cumhurbaşkanlığına bildirildiğini açıkladı.
Geçmişte, İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed İslami, UAEA'yı "profesyonellik ve tarafsızlığa" bağlı kalmaya çağırarak, "İsrail'in müdahalelerine ve asılsız iddialarına" son verilmesi gerektiğini talep etmişti.
Ancak UAEA'nın Viyana’daki Yönetim Kurulu toplantısında, İran’ın yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle hazırlanan karar tasarısı oy çokluğuyla kabul edildi.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Avrupa troykasının himayesinde sunulan bu raporunu eleştirdi.
Arakçi, raporu, "Siyonist rejimin İran'ın nükleer tesislerine karşı yürüttüğü saldırgan eylemler için bir bahane ve başlangıç" olarak nitelendirdi.
Tahran, nükleer programının askeri niteliğine dair hiçbir kanıt bulunmadığını savunarak denetimlerin siyasileştirildiğini öne sürerken UAEA’nın İsrail ile tam işbirliğini yayımladıkları belgelerle kanıtladı; UAEA Genel Direktörü Grossi’nin 2016’dan bu yana İsrailli yetkililerle koordineli şekilde çalıştığını ve ajansı İsrail’in talimatları doğrultusunda hareket ettirdiğini öne sürdü.
Son olarak, Arakçi dün, UAEA müfettişlerinin nükleer tesislerdeki zararları incelemek üzere ‘’hemen gelmesi konusunda’’ ısrar edilmesinin, İran için kabul edilemez olduğunu vurguladığı konuşmasında, ‘’Rafael Grossi’yi Tahran’da ağırlamak istemiyoruz.’’ diyerek, ''Bir daha asla E3'ün (Almanya, Fransa ve İngiltere) benim önümde sıfır zenginleştirme hakkında konuşmasına izin vermeyeceğim. Buna hakları yok.'' dedi.