YDH - Lübnan meclisindeki Hizbullah'a Direnişe Vefa İttifakı üyesi Milletvekili Ali Feyyad, el-Meyadin kanalına verdiği mülakatta, ABD'nin direnişin silahları konusunda Lübnan hükümetine baskı uyguladığını ve bu baskıları artırmak amacıyla silahların çekilmesi için bir takvim dayatmaya çalıştığını belirtti.
Feyyad, Washington'un "adım adım ilkesi" uyarınca direnişin silahlarının çekilmesi konusunda Lübnan hükümetinden gelecek hafta bir yanıt beklediğini ifade etti.
Feyyad'a göre Washington, Lübnan'ın doğu sınırlarının korunmasından bahsederken ülkeye güvenliği üzerinden de şantaj yapmaya çalışıyor. Direniş konusunda "adım adım" ilkesinin tartışmaya açık olduğunu belirten Feyyad, ancak bunun "Lübnan devletinin kendine ve gücüne güvenmesini, ABD ve İsrail'in talepleri karşısında daha kararlı ve sağlam durmasını gerektirdiğini" vurgulayarak, "Lübnan zayıf değildir," dedi.
Ali Feyyad, direnişin silahları meselesinin Lübnan devleti ile ele alındığını ve bu konunun "İsrail'in işgal altındaki Lübnan topraklarından tamamen çekilmesi tamamlandıktan sonra çözüleceğini" kaydetti.
Feyyad, mülakatında farklı bir konuya değinerek Hac Ramazan olarak bilinen Şehit Tümgeneral Muhammed Said İzadi hakkında da konuştu.
İzadi'nin "direniş faaliyetlerinde eksen bir role sahip olduğunu" belirten Feyyad, onun şehadetinin direnişin çalışmalarında "merkezi bir dönüm noktası olmayacağını", zira "pek çok kadronun onun çizgisini ve yolunu takip ettiğini" ifade etti.
Feyyad ayrıca, Şehit Ramazan'ın Gazze ziyaretinin, Şehit Kasım Süleymani'nin direnişi desteklemek için defalarca bölgeye yaptığı ziyaretleri hatırlattığını ekledi.
İran'a yönelik son savaşa ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Feyyad, Tahran'ın "muzaffer çıktığını ve caydırıcılık denklemini sabitlediğini, işgalcinin ise hedeflerine ulaşamayarak hayal kırıklığına uğradığını" vurguladı.
İran ile ilişkiler konusunda ise Feyyad, şu ifadeleri kullandı:
"Batı medyasının lanse ettiği gibi İran'ın kolları yoktur. Aksine, saygı ve bağımsızlığa sahip müttefiklerinin müdahalesi olmadan büyük bir savaş yürüttü."
İran'ın bölgedeki direnişi desteklemek için ağır bir bedel ödediğini belirten Feyyad, "Eğer İran sadece kendi iç meseleleriyle ilgilenmek isteseydi, bölgede lider bir devlet olurdu. Ancak direniş hareketlerini desteklemek için bu yükleri omuzluyor," değerlendirmesini yaptı.
Feyyad, sözlerini şu soruyla tamamladı:
"Batılı güçler İsrail'i kucaklayıp ona her türlü askeri ve siyasi desteği sunarken, bizim İran'la müttefik olma ve ondan destek alma hakkımız neden olmasın?"