Trump ve Netanyahu İran hakkında neyi gizliyor?

29 Haziran 2025

"Bu savaş, özellikle rejim değişikliği ve Devrim Lideri Ayetullah Ali Hamenei'ye suikast düzenlenmesiyle ilgili iki madde başta olmak üzere, hedeflerinin hiçbirine ulaşamadı."

YDH - Gazeteci Abdülbari Atvan, ABD Başkanı Donald Trump'ı geveze ve yalancı olarak nitelendirerek İran'la yaşanan son çatışma hakkındaki çelişkili açıklamalarına işaret ediyor. Atvan, Trump'ın yaptırımları kaldırma niyeti ve Hamenei'nin hayatını bağışladığı yönündeki iddialarını yalanlayarak, 12 günlük savaşın ABD ve İsrail için tam bir başarısızlık olduğunu vurguluyor.

40 yıllık gazetecilik, profesyonel yazarlık ve siyasi gelişmeleri ve savaşları takip etme sürecimde, hayatımda mevcut ABD Başkanı Donald Trump gibi "geveze" ve "yalancı" bir başkan görmedim.

Bu başkan, özellikle ülkesinin ve İsrail'in İran'a karşı "nükleer tesislerini yok etme" ve teslim olmaya zorlama başlığı altında başlattığı savaş öncesinde, sırasında ve sonrasında yaptığı çelişkili açıklamalarla adeta bir "söz ishaline" tutuldu ve bu konuda herkesi geride bıraktı.

Bu savaş, özellikle rejim değişikliği ve Devrim Lideri Ayetullah Ali Hamenei'ye suikast düzenlenmesiyle ilgili iki madde başta olmak üzere, hedeflerinin hiçbirine ulaşamadı.

Yalanları tespit edip sıralayarak konuyu dağıtmayacağız. Sadece son iki gündeki açıklamalarına odaklanacağız ki bu açıklamalar daha önce söylediğimiz şeyi, yani yalanlarla dolu ucuz gevezeliği doğruluyor.

Bu durum, hür dünyanın lideri olduğunu iddia eden bir süper gücün başkanına yakışmıyor. Bu kısa yazıda sadece iki açıklamasına değinmek yeterli olacak:

Birincisi: İran'a yönelik yaptırımları kaldırmak için çalıştığını ve ülkeye toparlanması için daha büyük bir fırsat tanıdığını iddia etmesi. Ancak savaşın bitiminden iki gün sonra sesli ve görüntülü olarak ilk kez halkın karşısına çıkan Ayetullah Ali Hamenei'nin, ülkesinin zaferini vurgulayan, nefsi müdafaaya devam etme ve düşmanlara karşı koyma konusundaki kararlılığını belirten ve asla teslim olmayacaklarını söyleyen güçlü tutumları bu iddiayı çürüttü.

İkincisi: Trump'ın, Ayetullah Hamenei'nin "saklandığı" yeri bildiğini ancak İsrail'in veya Amerikan kuvvetlerinin ona suikast düzenlemesine izin vermediğini iddia etmesi. Böylece İran Devrim Lideri'nin hayatını "çirkin" ve aşağılayıcı bir ölümden kurtardığını ve bu yüzden kendisine teşekkür edilmesi gerektiğini, ancak bunun gerçekleşmediğini öne sürmesi.

Birinci maddeye, yani İran'a uygulanan yaptırımları "hızla kaldırmak" için çalıştığı iddiasına gelince, bu apaçık bir yalan. Zira yaptırımların kaldırılması Kongre'nin kararını gerektirir. Ayrıca, savaşın tozu dumanı yatışmadan ve gerçekler net bir şekilde ortaya çıkmadan hükümetinin böyle bir adım atması mümkün değil. En önemlisi de İran teslim olmadı, beyaz bayrak çekmedi ve Trump'a çok yakın olan Siyonist Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham'ın bugün "İran, İsrail'in var olma hakkını tanımadan anlaşma olmaz," diyerek ifade ettiği Amerikan şartlarını kabul etmedi.

İkinci maddeye, yani Trump'ın, İsrail'i ve kendi ülke güçlerini Ayetullah Hamenei'ye suikast düzenlemekten alıkoyduğu yönündeki ikinci bariz yalanına gelince, yanıt olarak İsrail Savaş Bakanı Yisrael Katz'ın birkaç gün önce yaptığı açıklamaları referans almak yeterli.

Katz bu açıklamalarında, İran'a yönelik savaşın en önemli hedeflerinden birinin rejim değişikliği ve Ayetullah Hamenei'ye suikast olduğunu, ancak "saklandığı" yer hakkında kesin bilgi ve fırsat bulunamadığı için suikastın engellendiğini itiraf etti.

Bu Amerikan-İsrail saldırısını ve sonuçlarını, kimin galip kimin mağlup olduğunu belirleyerek yeniden değerlendirmeyeceğiz. Sadece 12 günlük savaşın siyasi, askeri ve cephelerde ortaya çıkardığı bir dizi stratejik noktaya değinmekle yetineceğiz:

Birincisi: İran, savaşın başından sonuna kadar müttefiklerinin hiçbirinden, özellikle de Rusya, Çin ve Kuzey Kore'den, hatta müttefik askeri kollarından bile yardım istemedi. Oysa İsrail, ABD'den imdat diledi, İran'ın nükleer tesislerini bombalaması için derhal müdahale talep etti ve yüzlerce ton askeri teçhizat, özellikle de füze, mühimmat ve hava koruması gönderilmesini istedi.

İkincisi: İran hiçbir zaman ateşkes talep etmedi ve ateşkes anlaşmasının ilan edildiği son ana kadar balistik ve hipersonik füzeler fırlatmaya devam etti.

Üçüncüsü: ABD ve İsrail, İran'ın bu denli güçlü olmasını, cephaneliğinde bu kadar gelişmiş ve yüksek tahrip gücüne sahip başlıklarla donatılmış füzelere, özellikle de Fettah, Siccil ve Hayber füzelerine sahip olmasını beklemiyordu.

Yedi İsrail ve Amerikan hava savunma sisteminin bu füzeleri durdurmada, hedeflerine ulaşmasını engellemede başarısız olduğu ve Tel Aviv, Hayfa, Aşdod, Aşkelon, Bi'ir Seba ve Safed gibi pek çok İsrail şehrini yok ettiği görüldü. Bu şehirlerin çoğu hayalet şehirlere döndü.

Binalarda ve gökdelenlerde meydana gelen yıkımın fotoğrafları yalan söylemiyor, aksine Netanyahu ve onun müridi Trump'ı yalanlıyor.

Umarız Başkan Trump ve yönetiminin okuyacağı bu makaleyi bitirirken, kendisini memnun etmeyecek bazı ön bilgileri de müjdeleyelim.

En önemlisi, 2 milyondan fazla İsrailli yerleşimcinin (şu ana kadar) geri dönmemek üzere Kıbrıs, Ürdün ve Şarm el-Şeyh üzerinden İsrail'den kaçmış olmasıdır.

Bazıları savaş öncesinde ve sırasında güvenli sığınaklar arayışıyla kaçakçılara ve küçük tekne sahiplerine 20 bin dolar ödedi ve kaçışlar hâlâ devam ediyor. Buna ek olarak 462 asker, onlarca ordu, Mossad ve Şin-Bet subayı ile yaklaşık 423 sivil öldü, 4 bin kişi yaralandı.

Yaklaşık 11 milyar dolar değerinde kayıp yaşandı. İsrail Sağlık Bakanlığı istatistiklerine göre, on binlerce kişinin psikolojik travma yaşadığı da cabası. Netanyahu'ya, insani ve ekonomik kayıp rakamları üzerindeki sansürü kaldırması için meydan okuyoruz.

Son ortak İsrail ve Amerika'nın saldırısı, sahadaki güç denklemlerinin birçoğunu değiştirdi. Belki de bu durum, yeni Orta Doğu'nun kapsamlı bir değişim sürecinin eşiğinde olduğunu teyit ediyor.

Bu değişimin temellerini Trump ya da Netanyahu değil, biz bölge halkları ve Gazze'den Tahran'a uzanan ordularımız atacak. Bunu bize zaman gösterecek.

Çeviri: YDH