YDH - ABD'li elçi Thomas Barrack'ı geçen hafta Beyrut'a yaptığı ziyaret sırasında Lübnanlı yetkililere sunduğu "yol haritası", ülkede yeni bir siyasi tartışmanın fitilini ateşledi.
Barrack'ın planı, Hizbullah'ın silahlarının akıbeti konusunun bakanlar kuruluna devredilmesini ve İsrail'in işgal altındaki beş noktadan çekilmesine karşılık Hizbullah'ın "adım adım" silah bırakmasını içeriyor.
Ancak Hizbullah ve Emel Hareketi, bu teklifi reddederek kendi karşı önerilerini hazırlama kararı aldı.
El-Ahbar gazetesinin konuya vakıf kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Meclis Başkanı Nebih Berri, bir uzlaşıdan yana olsa da sunulan şartların "tavanının çok yüksek" olduğunu düşünüyor.
Direnişin yenilgiye uğradığı varsayımıyla hareket etmenin mantıksız olduğunu belirten Berri, İsrail'in Gazze dahil son savaşlarında kesin bir sonuç alamadığına dikkat çekti.
Berri, devletin haziran ortasında Beyrut'taki Filistin kamplarında silahları toplayamadığını hatırlatarak, "Hal böyleyken direnişin silahlarının üç ayda teslim edilmesi nasıl istenebilir?" sorusunu yöneltti.
Öte yandan gazeteye konuşan kaynaklar, sunulan teklifin direnişten "mutlak bir teslimiyet" talep etmek anlamına geldiğini ve bunun kabul edilmeyeceğini vurguladı.
Bu dış ve iç baskının, İsrail'in askeri operasyonlarına yeniden başlaması için bir bahane olabileceğine dair endişeler de dile getiriliyor.
Barrack'ın temmuz ortasına kadar bir süre tanıdığı iddiaları yalanlansa da, önümüzdeki iki haftada İsrail'in baskıyı artırmak için saldırılarını yoğunlaştırıp yoğunlaştırmayacağı merakla bekleniyor.
Teklifin en tehlikeli yanlarından biri olarak, Suriye ile ilişkilerin iyileştirilmesi maddesi gösteriliyor. Sınırların kontrolü ve kaçakçılığın önlenmesini içeren bu madde, İsrail'in Suriye'deki Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) rejimi ile bir anlaşmaya yakın olduğuna dair sızan bilgilerle aynı zamana denk geliyor.
Bu durumun, HTŞ rejiminin Hizbullah'ı tamamen kuşatma sürecinde kullanılmasına yönelik bir girişim olabileceğinden endişe ediliyor.
Nitekim Barrack'ın, "Suriye'de olduğu gibi Lübnan'da da bir anlaşmaya varılacak," sözleri bu endişeleri güçlendiriyor.