YDH- Associated Press’in (AP) ulaştığı tanıklıklar ve video kayıtlarına göre, Gazze’deki gıda dağıtım alanlarını koruyan Amerikalı güvenlik görevlileri, yardım almak isteyen Filistinlilere karşı gerçek mermi ve ses bombası kullandı.
İki ABD’li müteahhit, konunun hassasiyeti nedeniyle isimsiz olarak konuşarak, ABD öncülüğünde kurulan Gazze İnsani Yardım Vakfı adına çalışan güvenlik personelinin “çoğunlukla niteliksiz, ağır silahlı ve denetimsiz” olduğunu açıkladı.
Tanıklar, bu görevlilerin kalabalığı "kontrol altına almak" amacıyla düzenli olarak ses bombası, biber gazı ve zaman zaman gerçek mermi kullandığını söyledi.
Bu iddiaları destekleyen videolarda, yüzlerce Filistinlinin gıda alabilmek için birbirine girdiği, ancak bu sırada ateş açıldığı, ses bombaları ve biber gazı kullanıldığı görülüyor. Güvenlik personelinden biri, bir Filistinlinin kurşunla vurulduğuna inandığı anı şu sözlerle anlattı:
“Masum insanlar yaralanıyor. Hem de fena şekilde. Tamamen gereksiz yere.”
“Yardım” katliama dönüşürken
AP’ye konuşan sözleşmeli personeller, kapılarda Filistinlilerin izlendiğini, bazı kişilerin “şüpheli” olarak etiketlendiğini ve bu bilgilerin İsrail işgal güçleriyle paylaşıldığını söyledi. Ayrıca, Amerikalı ve İsrailli personelin, dağıtım bölgelerinden canlı video görüntüler izleyerek yüz tanıma yazılımlarıyla kimlik tespiti yaptığını bildirdiler.
Bir videoda, silahlı adamlar kalabalığı dağıtmayı tartışırken arka planda silah sesleri duyuluyor. Seslerden biri “Sanırım birine vurdun” derken, bir diğer ses sevinç çığlığı atıyor. Görüntülerde doğrudan atış yapan kişiler ya da hedef alınanlar görünmese de müteahhitler, yardım bölgesinden ayrılan kişilerin bile hedef alındığını belirtti.
Haziran ayında yapılan sadece bir dağıtımda bile, 37 ses bombası, 27 plastik ve duman mühimmatı ile 60 kutu biber gazı kullanıldığı bildirildi.
“Hiçbir şeyimiz yok. Neden bize ateş ediyorsunuz?”
Gazze Sağlık Bakanlığı ve görgü tanıklarına göre, Gazze İnsani Yardım Vakfı’nın yardım alanları yakınlarında, İsrail ordusunun insanlara ateş açması sonucu yüzlerce Filistinli öldü veya yaralandı.
Birleşmiş Milletler de bu verileri doğruladı: 25 Haziran itibarıyla, gıda yardımı almaya çalışırken 549 kişi öldü, 4.066’dan fazla kişi yaralandı. Ancak yardım bölgelerindeki katliamlar her gün rapor edilmeye devam ettiği için bu sayıların hızla arttığı belirtildi.
Yardım alanlarına gelen Filistinlilerin, şu ifadeleri kullandığı aktarıldı:
“Ailelerimiz için yiyecek almaya geldik. Hiçbir şeyimiz yok. (İsrail) ordusu neden bize ateş ediyor? Siz neden bize ateş ediyorsunuz?”
İzleme ve istihbarat
Müteahhitlere göre, yüz tanıma özellikli güvenlik kameraları bireyleri takip ediyor. İç yazışmalarda geçen “POI Mugs Kartı” adlı belgede, “önemli şahıslar” olarak tanımlanan Filistinlilerin fotoğrafları yer alıyor. Personelden, “uygunsuz” görünen kişilerin fotoğraflarını çekmeleri istenmiş.
SRS (güvenlik hizmeti sağlayıcı şirket) ise istihbarat topladığını ya da biyometrik teknoloji kullandığını reddetti; ancak İsrail makamlarıyla koordinasyonun zorunlu olduğunu ve bu sürecin yürütüldüğünü kabul etti.
SRS sözcüsü, yardım bölgelerinin “güvenli” olduğunu ve yaralanmaların “hafif” düzeyde gerçekleştiğini savundu. Ancak şirket içi raporlar, sadece Haziran ayının iki haftasında yapılan dağıtımların %31’inde yaralanma yaşandığını ortaya koydu.
Güvenlik personelini işe alan UG Solutions şirketi ise personelin “titizlikle” seçildiğini, eğitim verildiğini ve denetim yapıldığını savunsa da müteahhitler bu iddiaları yalanladı. Çoğu çalışanın eğitimsiz, silah kullanımı konusunda yetersiz olduğunu ve bu kötü yönetimin daha fazla sivil kayba yol açabileceğini söylediler.