YDH - Lübnan, Gazze'deki ateşkes müzakereleri ve Suriye'deki gelişmelerle paralel olarak yeni bir gerilim noktası hâline geliyor.
ABD'li elçi Thomas Barrack'ın ziyaretinin ardından Suudi elçi Yezid bin Ferhan'ın da sürpriz bir şekilde Beyrut'a gelmesi, siyasi çevrelerce Hizbullah'a yönelik "baskı unsurlarını tamamlama" hamlesi olarak yorumlandı.
ABD'li elçi Barrack, daha önceki ziyaretinde Cumhurbaşkanı Jozef Aun, Başbakan Nevaf Selam ve Meclis Başkanı Nebih Berri'ye, Lübnan'ı krizden çıkaracak tek yol haritası olarak nitelediği bir çalışma belgesi sunmuştu.
Belgenin ana maddesini, en fazla iki ay içinde Hizbullah'ın silahsızlandırılması oluşturuyordu.
Üç liderin temsilcilerinden oluşan bir komite, Barrack'ın dönüşü öncesinde bu plana verilecek yanıtı hazırlamakla görevlendirildi.
El-Ahbar gazetesine konuşan kaynaklara göre Riyad, ABD Başkanı Donald Trump'ın sabrının tükenmekte olduğu bu anı yakalamak için harekete geçti.
Hizbullah ise gelişmelere karşı ortak bir tutum belirlemek amacıyla Meclis Başkanı Berri ile istişare toplantısı gerçekleştirdi.
El-Ahbar'ın edindiği bilgilere göre, Berri'nin konutunda yapılan görüşmeye Hizbullah Şura Üyesi Hüseyin el-Halil katıldı.
Lübnanlı liderler, Barrack'ın sunduğu belgenin Lübnan'ın çıkarlarını gözetmeden açıkça İsrail yanlısı olduğuna ve devlet için kabul edilemez nitelikte olduğuna işaret ediyor.
ABD'li elçi Barrack, The New York Times'a verdiği mülakatta, Hizbullah'ın silahsızlandırılmasının "havuç ve sopa" gerektireceğini belirtmişti.
Barrack, Lübnan ordusunun evlerde silah araması yapacağını, buna karşılık Şiilerin işbirliğini teşvik etmek için Suudi Arabistan ve Katar'dan mali yardım sağlamaya çalıştıklarını ifade etmişti.
Bu yardımın, savaşta zarar gören Güney Lübnan'ın yeniden imarında kullanılması planlanıyor.