Kassam Tugayları, Beyt Hanun pususunun detaylarını açıkladı

09 Temmuz 2025

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'ndan bir komutan, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun'da İsrail ordusuna yönelik düzenlenen pusunun yeni ayrıntılarını paylaştı. İsrail ordusunun 5 askerinin öldüğünü ve 14'ünün yaralandığını itiraf ettiği saldırının, Netzah Yehuda taburunun tarihindeki en ağır olaylardan biri olarak nitelendirildiği belirtildi.

YDH - Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'ndan üst düzey bir komutan, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun'da düzenlenen ve İsrail'de Netzah Yehuda taburunun tarihindeki en karmaşık ve tehlikeli güvenlik olaylarından biri olarak tanımlanan pusunun yeni ayrıntılarını açıkladı.

El-Cezire'ye konuşan komutan, İsrail ordusunun da itiraf ettiği üzere 5 askerin öldürüldüğü ve 14 askerin yaralandığı saldırının, çok aşamalı ve titizlikle planlanmış bir operasyon olduğunu belirtti.

Netzah Yehuda taburu özel olarak hedef alındı

Komutan, pusunun birkaç aşamada gerçekleştirildiğini ve doğrudan Netzah Yehuda taburuna yönelik olduğunu vurguladı.

Daha önce Ziraa ve Sikka pusularında da hedef alınan taburun artık direnişin menzilinde olduğunu ifade eden kaynak, "işlenen suçların devam etmesi halinde, bu birim hizmet dışı bırakılana kadar direnişin tırmanarak karşılık vereceğini" söyledi.

Pusuda gelişmiş el yapımı patlayıcıların (EYP) yerleştirildiği ve ardından hedef alınan güçle doğrudan çatışmaya girildiği ikili bir taktik kullanıldığı, Beyt Hanun'un işgal güçleri için "ateş toprağı" haline geldiği kaydedildi.

Pusu, İsrail'in kontrolünün zayıflığını gösterdi

Beyt Hanun, Siyonist rejimin sistematik yıkımına ve aralıksız bombardımanına rağmen direnişin aktif olduğu bir çatışma alanına dönüştü.

Son operasyonun, İsrail'in kontrolü ele geçirdiğini iddia ettiği bölgelerde bile direnişin inisiyatifi yeniden kazanma yeteneğini ortaya koyan stratejik bir mesaj olduğu belirtiliyor.

Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde de Beyt Hanun'daki karmaşık operasyonun "işgal ordusunun prestijine indirilmiş ek bir darbe" olduğunu söyledi.

Ebu Ubeyde, düşmanı Gazze'nin kuzeyinden güneyine kadar yıpratmaya devam edeceklerini belirterek, işgalin Gazze'de kalmasının daha fazla kayba ve muhtemelen yeni esirlere mal olacağı uyarısında bulundu.

İsrail medyasında yer alan haberlere göre, mart ayında çatışmaların yeniden başlamasından bu yana öldürülen 38 İsrail askerinden 27'si benzer patlamalar sonucu hayatını kaybetti.

İsrail'de istihbarat zafiyeti ve siyasi kriz tartışması

İsrail medyası, ordunun "temizlendiği" varsayılan bölgelerdeki askeri ve istihbari kontrolün zayıflığına dikkat çekti. Medyada, bir Filistinli hücrenin önceden tespit edilemeden dört adet EYP yerleştirmeyi nasıl başardığı sorgulandı.

Askeri analist Amir Bohbot, hava operasyonlarının patlayıcıları tespit edememesini eleştirerek askerlerin sahadaki hazırlık durumunu sorguladı.

Savaş muhabiri Doron Kadoş ise direnişin taktiklerinin patlama sonrası çatışmayı da içerecek şekilde geliştiğini ve bunun İsrail'in kayıplarını artırdığını vurguladı.

Pusu, İsrail iç siyasetinde de geniş çaplı bir tartışma başlattı. Ulusal Güvenlik Bakanı İtamar Ben-Gvir, Hamas ile müzakerelerin durdurulması ve heyetin Doha'dan çekilmesi çağrısında bulunurken, Maliye Bakanı Bezalel Smotriç kayıplardan hükümeti sorumlu tuttu.

Muhalefet kanadından ise savaşı bitirme çağrıları yükseldi. Zehava Gal-On ve Merav Michaeli, kan dökülmesinin durdurulmasını ve bir esir takası anlaşması yapılmasını talep etti.

Avigdor Lieberman da hükümeti yardım konvoyları aracılığıyla Hamas'ı finanse etmekle suçlarken, Merav Ben-Ari aynı bölgelerde savaşmaya devam etmenin "feci bir askeri başarısızlığın" kanıtı olduğunu söyledi.

Gözlemciler, Beyt Hanun pususunun savaşta bir dönüm noktası oluşturduğu konusunda birleşiyor.

Saldırının, direnişin İsrail ordusunun derinliklerine darbe vurma kapasitesini bir kez daha gözler önüne serdiği ve hem sahadaki hem de siyasetteki dengeleri yeniden şekillendirdiği ifade ediliyor.

Bu durumun, Gazze Şeridi'ni ve özellikle Beyt Hanun'u, İsrail'in askeri ve siyasi kurumları için devam eden bir kâbusa dönüştürdüğü yorumu yapılıyor.