YDH - Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, Kremlin'in kamuoyu önündeki resmi tutumunun aksine, ABD Başkanı Donald Trump ve İranlı yetkililerle yaptığı özel görüşmelerde Tahran'ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerinden vazgeçmesi yönündeki talebe destek verdiği iddia edildi.
Axios'un konuya aşina kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Putin'in bu tutumu İsrail hükümetine de bildirildi.
Görüşmelerin içeriği hakkında bilgi sahibi olan üç Avrupalı ve bir İsrailli yetkili, Moskova'nın İran'ı "sıfır zenginleştirme" politikasını kabul etmeye çağırdığını aktardı.
Üst düzey bir İsrailli yetkili, "Putin'in İranlılara tam olarak bunu söylediğini biliyoruz," dedi.
Kaynaklar, Rus liderin geçen hafta Trump ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile yaptığı telefon görüşmelerinde de aynı mesajı verdiğini kaydetti.
Konuya aşina bir Avrupalı yetkili, Putin ve diğer Rus yetkililerin son birkaç haftadır Trump'ın desteklediği "nükleer anlaşma" konusunda İran nezdinde defalarca nabız yokladığını belirtti.
Yetkili, "Putin, sıfır zenginleştirmeyi desteklerdi. Amerikalılarla müzakereleri daha elverişli hâle getirmek için İranlıları bu yönde çalışmaya teşvik etti. İranlılar ise bu seçeneği değerlendirmeyeceklerini bildirdi," diye konuştu.
Bu durum, Moskova'nın kamuoyu önünde savunduğu tutumla çelişiyor. Daha önce Rusya, İran'ın uranyum zenginleştirme hakkını açıkça destekliyordu.
Geçen ay Rusya'nın BM Daimi Temsilcisi Vasiliy Nebenzya, ABD ve İsrail'in ülkeye yönelik saldırılarını yorumlarken, bu durumu Tahran'ın Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması ile güvence altına alınan "uranyum zenginleştirme dahil, atom enerjisini barışçıl amaçlarla kullanma hakkına yönelik bir tecavüz" olarak nitelendirmişti.
Putin de daha önce yaptığı açıklamalarda, Rusya ile askeri alanda da yakın işbirliği içinde olan İran'ın nükleer teknolojileri sivil amaçlarla kullanma hakkı olduğunu beyan etmiş ve Tahran'a barışçıl atomun geliştirilmesi konusunda yardım teklif etmişti.
Tahran ise herhangi bir anlaşma kapsamında uranyum zenginleştirme imkanını elinde tutması gerektiğinde ısrar ediyor ve bunun barışçıl amaçlar için zorunlu olduğunu vurguluyor.
Öte yandan, haziran ayında İsrail'in ABD'ye ait stratejik bombardıman uçaklarının da katıldığı saldırısında, İran'ın kilit önemdeki nükleer yakıt zenginleştirme tesislerinin ciddi hasar gördüğü iddia edilmişti.
Ancak yüzde 60 saflıkta zenginleştirilmiş 400 kg uranyumun akıbeti belirsizliğini koruyor.