İsrail’de asker açığı krizi derinleşiyor

13 Temmuz 2025

İsrail medyası, ordudaki asker açığı büyürken, ultra-Ortodoks gençlerin askere alınmasının siyasi engeller nedeniyle geciktiğini ve bunun da mevcut askerler üzerindeki yükleri artırdığını bildirdi.

YDH- İsrail'de yayımlanan The Marker gazetesinde yer alan habere göre, 7 Ekim'den bu yana İsrail ordusu, “çok cepheli bir savaşı yönetmek ve güvenliğini yitirdiğini hisseden ülkeye yeniden güvenlik sağlamak amacıyla insan gücü taleplerine karşılık vermek için sayısız adım attı.”

Yılda bir ay süren yedek hizmeti “üç katına” çıkarıldı ve “daha da fazlası uygulandı”; zorunlu askerlik hizmeti, 8. madde kapsamında çıkarılan acil çağrılarla “dört ay” uzatıldı. Hizmet öncesi eğitim programlarındaki gençlerin celpleri erkene çekildi ve yaş haddini aşan gönüllülerden “yeni yedek birlikler oluşturuldu.”

Haberde, şimdi sıra “sıra dışı” yeni bir aşamaya geldiği belirtildi. Haredi (ultra-Ortodoks) topluluğun askere alınmasına ise henüz başlanmadığı, bu konunun hükümet tarafından “politik gerekçelerle bilinçli olarak engellendiği” ifade edildi.

Başbakan Benyamin Netanyahu ile Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın, Haredileri orduya kazandırmak için siyasi ağırlıklarını kullanmaları halinde hükümetin dağılma riskiyle karşı karşıya kalabilecekleri öne sürüldü.

Bu nedenle ordu mensuplarının üzerine “daha fazla yük bindirildiği, mevcut askerlerin sınırlarına kadar zorlandığı ve yaklaşık 21 aydır ağır çatışmalara maruz kalan askerlerin ciddi risk altına sokulduğu” iddia edildi.

Geçtiğimiz hafta İsrail ordusu, seçkin bazı birliklerde görev yapan askerlere zorunlu hizmet sürelerinin “bir yıl daha” uzatılacağını bildirdi. Bu adımın, yedek askerlerin üzerindeki yükü bir nebze azaltmak amacıyla atıldığı aktarıldı.

Kara Kuvvetleri’ne bağlı özel birliklerdeki askerlerin, bundan böyle zorunlu hizmetin ardından ek bir yıl daha görevde kalmaları gerekeceği kaydedildi. Bu uzatmanın, savaş sırasında yapılan insan gücü planlamasının bir sonucu olduğu ifade edildi.

Söz konusu değişikliğin, daha önce sadece gönüllü olarak kabul edilen bir uygulamayı artık “zorunlu” hale getirdiği belirtildi. Uygulamanın çok boyutlu birlik, Oketz birliği, Komando Tugayı, Yahalom, Dohan Shamayim ve Loter gibi birimlerdeki askerleri kapsadığı, ilerleyen dönemde piyade birliklerinin keşif birliklerine de yayılmasının planlandığı bildirildi.

Haberde, bu adımın, hükümetin ve sorumlu bakanın ultra-Ortodoks gençlerin orduya katılımı konusunda herhangi bir çözüm sunmaması nedeniyle ordu tarafından bağımsızca atıldığı ifade edildi.

Savaş sürecinde “binlerce askerin öldüğü ya da yaralandığı, psikolojik sorunlar, tükenmişlik ve benzeri nedenlerle binlercesinin daha sistemin dışına çıktığı” bilgisi verildi. Ordu, şu anda çoğu muharip ve destek pozisyonlarında görev yapacak yaklaşık “12 bin personele ihtiyaç duyduğunu” bildirdi.

Öte yandan, hükümetin “askerlikten kaçışa” yönelik yasal düzenlemeyi ilerletemediği; ancak ultra-Ortodoks partilere bu yönde adımların atılacağına dair vaatlerde bulunduğu belirtildi. Yükümlülükten muafiyet getirmeyen Yüksek Mahkeme kararını uygulamaya çalışan ordu, hükümetten gelen baskılar nedeniyle bu konuda başarılı olamadığını bildirdi.

2024 Temmuz ayında başlayıp 2025 Haziran’ında sona erecek olan celp döneminde hedeflenen ultra-Ortodoks asker sayısı 4 bin 800 olarak belirlense de ordu verilerine göre, yalnızca 1.721 kişinin hizmete alındığı kaydedildi. Sayının kesinleşmediği, bazı ek verilerin hâlâ beklenmekte olduğu, ancak son sayının da hedefin oldukça altında kalacağı yönünde ordu değerlendirmeleri olduğu belirtildi. Mahkeme heyetinin, özellikle Başkan Yardımcısı Yargıç Noam Solberg’in, bu hedefin baştan itibaren yetersiz olduğunu vurguladığı bildirildi.

Hükümetin, yedek askerlerin tepkilerini bastırmak ve onların desteğini almak amacıyla çeşitli “maddi teşvikler” sunduğu; ancak “645 günlük savaşın ardından tek gerçek çözümün, cephedeki yükü paylaşacak yeni askerler olduğu” yönünde yaygın bir kanaat oluştuğu ifade edildi.

Haberde, bu “yükün” yalnızca geçici bir sorun olmadığı, önümüzdeki yıllarda da devam edeceği, aile hayatı, çalışma hayatı ve eğitim dahil olmak üzere birçok alanda yaşamı “olumsuz” etkilemeye devam edeceği vurgulandı. Yükün azaltılmasının en etkili yolunun Haredi gençlerin askere alınması olduğu yönünde görüşler dile getirildi.

Knesset’in Dış İlişkiler ve Güvenlik Komitesi’nde yapılan görüşmelerde, mevcut yedek hizmetinin sürdürülebilir olmadığı yönünde fikir birliğine varıldığı bildirildi. Komiteye sunulan verilere göre, 1.000 yeni askerin orduya katılması, yedek görev süresini yılda iki hafta azaltma potansiyeline sahip.

Tüm çabalara rağmen ordunun insan gücü ihtiyacını “karşılayamaması” üzerine bu ay 54 bin yeni celp belgesi gönderileceği ve askerlikten kaçanlara yönelik “daha ağır” yaptırımlar uygulanacağı belirtildi.

Bu sırada koalisyon hükümetinin hâlâ askerlikten kaçışa yasal zemin hazırlayan tasarıyı ilerletmeye çalıştığı, ancak bu girişimin çoğunluğu sağlayamama ihtimalinin yüksek olduğu ifade edildi.

Haberin sonunda, hükümetin, savaşın uzaması, esirlerin durumu ve 20 milyar şekellik bütçesiyle “insani şehir” projeleri gibi meselelerde çalışan, askerlik yapan ve vergi ödeyen toplum kesimlerine “sırt çevirdiği” yönünde eleştiriler dile getirildi. Bu durumun kamuoyunda “tehlikeli, sorumsuz ve pahalı bir deney” olarak görüldüğü belirtildi.

Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir’in, hemen her konuşmasında hükümetten Haredilerin askere alınmasına ilişkin destek talep ettiği, Savunma Bakanı Gallant’ın ise İran’daki hava harekâtlarını ve hükümetin “başarılarını” övmeye devam ederken, halkın üzerinde en büyük baskıyı oluşturan bu soruna karşı “sessiz” kaldığı ifade edildi.