YDH - İsrail ile yaşanan 12 günlük savaşın ardından artan gerilim ve ateşkesin kırılganlığı devam ederken Tahran, Avrupa ülkeleriyle gelecek hafta müzakerelere başlamak için yeşil ışık yaktı.
Ancak İranlı yetkililerin son günlerdeki açıklamaları, Washington ile nükleer program başta olmak üzere yapılacak görüşmelere yönelik karamsarlığın arttığını ve Tahran'ın ABD ile müzakereye yanaşmadığını gösteriyor.
Tahran, savaşın hemen ardından nükleer tesislerinin zarar görmüş bir haldeyken masaya oturmanın, ABD'nin 'zorlayıcı diplomasi' politikasının başarısı olarak görüleceğinden endişe ediyor.
Bu nedenle zayıf bir görüntü vermek istemeyen İran, uranyum zenginleştirme hakkından vazgeçmeyeceğini ve ABD ile herhangi bir müzakerenin, Washington'un askeri saldırganlıktan kaçınma ilkesine bağlı kalmasını gerektirdiğini vurguluyor.
Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Çin'in CGTN kanalına verdiği mülakatta, Washington'un 'askeri maceralarından vazgeçip uğradıkları zararı telafi ettiğinde' müzakerelere hazır olacaklarını söyledi.
İran'ın 2015'tekine benzer, yaptırımların kaldırılması karşılığında nükleer programına kısıtlamalar getiren dengeli bir anlaşma aradığını belirten Arakçi, Trump idaresinin ise 'programın tamamen sökülmesini' hedeflediğini ifade etti.
Devrim Lideri Ayetullah Ali Hamenei'nin Danışmanı Ali Laricani ise, "Müzakereler, İslam Cumhuriyeti için bir strateji değil, sadece bir taktiktir. Müzakereye girmek için acelemiz yok," diyerek net bir mesaj verdi.
Bu esnada diplomatik kanalları açık tutan Tahran, Avrupa Troykası (E3) ile video konferans yoluyla bir görüşme gerçekleştirdi.
İran'ın yarı resmi haber ajansı Tesnim, tarafların müzakerelerin prensipte yapılması konusunda anlaştığını ve görüşmelerin önümüzdeki günlerde Cenevre veya Viyana'da yapılabileceğini bildirdi.