YDH-Al Quds Al Arabi’nin 23.04.2007 tarihli sayısında imzasız yayınlanan “Muşerref ve’t Tatbi’ maa İsrail” başlıklı yazıyı Furkan TORLAK çevirdi.
Müşerref ve İsrail’le ilişkilerin normalleştirilmesi
Arap ve İslam ülkelerinin İbrani devletle ilişkileri normalleştirme, Arap-İsrail mücadelesini İsrail’i tanıyarak ve İsrail’le barışarak çözümleme; Filistinlilere tarihi vatanlarının beşte birini verme gibi tutarsızlıklarını anlamamız gerçekten zordur.
Geçtiğimiz ay Riyad’da düzenlenen Arap Zirvesi tarafından Arap Barış girişiminin gündeme taşınması ve 14 devletin dışişleri bakanının Arap Birliği’nin Kahire’deki merkezinde bu girişimin etkinleştirilmesi için toplanması sonrası Pakistan Devlet Başkanı Perviz Müşerref, Araplarla İsrailliler arasında barışın sağlanması için arabuluculuk yapmaya hazır olduğunu açıklıyor. Başkan Müşerref, Al-Arabiya televizyonunda yayınlanan, zamanlama ve yayınlama açısından dikkatle hazırlanmış röportajında bu acil hedefi yerine getirmek için işgal altındaki Kudüs’e mekiksel tur düzenlemeyi; İsrailli yetkililerle yüz yüze görüşmeyi teklif etti.
Arapların ne girişimi ne de arabulucusu eksik! Sorunun kaynağı Arapları değil İsrailliler! ABD Dışişleri Bakanı Condooleezza Rice gibi, İngiltere Başbakanı Tony Blair gibi, BM’nin tüm genel sekreterleri gibi, birçok uluslar arası kararlar ve Ortadoğu dörtlüsü İsrail’in inatçılığı dolayısıyla başarısız olmuşsa, tüm bunların başarısız olduğu yerde Başkan Müşrref mi başarılı olacaktır?!
Sorun arabuluculuk sorunu değil! Sorun Pakistan liderinin işgal altındaki Kudüs’e giderek barış girişimine katkıda bulunma ve Müslüman Filistin halkına yardım etme adı altında ülkesinin İbrani devletle ilişkilerini normalleştirmeye olan rağbeti ve planı…
Pakistan lideri İsrailli yetkililerle BM’de görüşerek ve İsrailli heyetler davet ederek başladığı normalleştirme yolculuğuna İbrani devletin başkentine giderek ve liderlerinden daha fazla vatanına bağlı olan Pakistan halkının önünde barış elçisi gibi görünerek devam etmek istiyor.
Bu hareketlilik ABD’nin şu anki iki kutup oluşturma planı çerçevesinde gerçekleşiyor. Ilımlı Arap ekseni, Sünni Müslüman ekseni! İki mihver ABD’nin İran’a darbeyi indirme girişimi bağlamında hizmet vermek üzere harekete geçirilecek.
Pakistan lideri, 7 Sünni ülkenin bölge sorunlarını, özellikle de Filistin ve Irak’ı görüşmek üzere İslamabad’da toplanmasını sağladı. Bu ülkeler Pakistan’ın yanı sıra Mısır, Suudi Arabistan, Türkiye, Endonezya, Malezya ve Ürdün. Onun bu hareketliliği Şii hilali ile Sünni yayı hakkındaki konuşmaların artması sonrası gerçekleşti.
Barışın sağlanmasına yönelik yoğun hareketlilik ve pazarlık girişimlerinin başlatılması çabaları ister Arap barış girişimi ve bu girişimin etkinleştirilmesi kapsamında isterse de Pakistan liderinin sürpriz arabuluculuğuyla olsun, Şii hilaline karşı koymak üzere İsrail’i Sünni eksene sokma projesi çerçevesinde gerçekleşiyor.
Yeni barışın adı Filistinli mültecilerin dönüş hakkını ortadan kaldırmak; Yahudilerin Mescid-i Aksa sahasında haklarını tanımak! İşte yeni İslamcı Sünni oluşumun açıklaması bu… Nitekim önümüzdeki zirvenin Mekke veya Ankara’da düzenlenmesi planlanıyor.
Pakistan lideri İsrail’i ziyaret edip İsrail’le olan ilişkilerini normalleştirebilir. Ancak karşı çıktığımız şey, Pakistan halkının kahir çoğunluğunun kabul etmediği eğilimine Filistin davasını ve Filistin halkının sıkıntılarını alet etmesi!