YDH- The Jerusalem Post’a, Yemen’in güneyindeki Aden kentinde konuşan Güney Geçiş Konseyi mensubu Tümgeneral Salah el-Hasan, Ensarullah’a ve Hadramut Aşiretler İttifakı Başkanı Amr bin Habriş’e karşı kara operasyonu başlatmaya hazır olduklarını, “yalnızca yeşil ışık beklediklerini” ifade etti.
The Jerusalem Post’a göre, Habrish geniş çevrelerce iş birliği içinde.
Haberde, Güney Geçiş Konseyi’nin Aden’deki merkezinde yapılan görüşmede, General el-Hasan’ın esas olarak Batılı ülkelerin Yemen’de, özellikle Kızıldeniz kıyısında faaliyet gösteren Ensarullah güçlerine karşı yerel kara müttefiklerine sahip olup olamayacakları sorusuna yanıt aradığı kaydedildi.
Ayrıca, İran’ın İsrail’e karşı Ekim 2023’ten bu yana sürdürdüğü bölgesel çatışmalarda öne çıkan gruplarından biri olan Ensarullah’ın, şimdiye dek ciddi bir darbe almadığı ve diğer İran yanlısı gruplarla karşılaştırıldığında dayanıklılıklarıyla öne çıktıkları ifade edildi.
Aden’deki durum ve tarihsel bağlam
Haberde, Güney Geçiş Konseyi’nin fiilî kontrolündeki Aden’in altyapı ve şehir düzeni açısından oldukça yoksul bir görüntü verdiği, İngiliz ve Sovyet döneminden kalan yapıların büyük ölçüde harap durumda olduğu aktarıldı.
Stratejik Bab el-Mendeb Boğazı’nın önemi vurgulanarak, geçmişte bu bölgede mücadele eden İngiliz ve Sovyetlerin artık çekilmiş olmasına rağmen, bu su yolunun günümüzde yeniden çatışma alanı hâline geldiği kaydedildi.
Ensarullah’ın faaliyetleri ve ABD ile ateşkes tartışmaları
Ensarullah’ın bu ay iki Yunan şirketine ait, Liberya bayraklı ticari gemiyi hedef aldığı ve batırdığı hatırlatılan haberde, bu saldırıların, ABD ile 6 Mayıs’ta bu cephede varıldığı bildirilen ateşkese rağmen gerçekleştiği iddia edildi.
Haberde, Ensarullah’ın İsrail’e yönelik balistik füze ve insansız hava aracı saldırılarını sürdürdüğü, buna karşılık ABD ve İsrail’in Hudeyde ve Salif limanları ile Sanaa Havalimanı’na yönelik hava ve deniz operasyonlarının caydırıcı etkisinin “sınırlı” kaldığı bildirildi.
Yemen savunma bakanından eleştiriler
Aden Hükümeti Savunma Bakanı Muhsin Muhammed Daari, The Jerusalem Post’a yaptığı açıklamada, ABD’nin Ensarullah’la ateşkes yapma kararının kendileri açısından “şok edici” olduğunu ifade etti.
Aden’deki makamında The Jerusalem Post’a konuşan Daari, hava saldırılarının karadan desteklenmemiş olmasından “üzüntü” duyduğunu, ancak aynı zamanda ABD’nin kendilerini haberdar etmeden operasyon başlatıp sona erdirmesinin “endişe verici” olduğunu belirtti.
The Jerusalem Post’a, Güney Geçiş Konseyi lideri Aydarus ez-Zubeydi ile birlikte ABD, İngiltere, BAE ve Suudi Arabistan’ı da içeren “koordineli bir plan hazırladıklarını, bu planın Ensarullah’ın devrilmesini hedeflediğini” söyledi.
Haberde, Nisan ayında The Wall Street Journal’ın, Hudeyde iline yönelik bir kara operasyonu hazırlığına dair haberlerine atıf yapılarak, limanların ele geçirilmesiyle Ensarullah’ın gelir kaynakları, silah ve malzeme giriş yolları ile deniz saldırı altyapılarının ciddi biçimde zayıflatılabileceği öne sürüldü. Ancak bu operasyonun gerçekleşmediği ifade edildi.
Siyasi parçalanma ve Güney Geçiş Konseyi’nin konumu
The Jerusalem Post’a göre, sahadaki temel sorunlardan biri irade eksikliği. 2019’da Stockholm Anlaşması ile Hudeyde’ye yönelik askeri harekâtın durdurulduğu, 2025’e gelindiğinde ise Ensarullah’a karşı birleşik bir saldırının yine ertelendiği aktarıldı.
CIA verilerine göre, Ensarullah karşıtı güçlerin sayısı yaklaşık 300.000 kişi civarında ve bu sayı Ensarullah’a yakın. Ancak Ensarullah karşıtı gruplar arasındaki bölünmeler derin. The Jerusalem Post’a göre, Daari’nin bağlı olduğu uluslararası tanınırlığa sahip hükümet, ülkeyi yeniden birleştirmeyi amaçlarken, Güney Geçiş Konseyi Güney Yemen’in bağımsızlığını savunuyor.
2017 yılında kurulan Güney Geçiş Konseyi’nin, ilk olarak güneyde Ensarullah’a karşı savunmayı sağladığı ve Suudi Arabistan destekli güçlerle de çatışmalara girdiği belirtildi. Birleşik Arap Emirlikleri’nin baştan itibaren Güney Geçiş Konseyi’ne destek verdiği, şu anda ise örgütün güneydeki en güçlü askeri yapı olduğu iddia edildi. Güney Geçiş Konseyi’ne bağlı milislerin Dali, Abiran/Şebve ve Lahic cephelerinde Ensarullah’a karşı savaştığı bildirildi.
Kasım 2023’te uluslararası deniz taşımacılığına yönelik saldırıların başlamasıyla birlikte Güney Geçiş Konseyi’nin ABD öncülüğündeki koalisyonla “tam uyum” içine girdiği kaydedildi.
Güney Geçiş Konseyi lideri Zubeydi, yalnızca hava saldırılarının yeterli olmayacağını belirterek, kara birlikleri için askeri teçhizat, eğitim, kapasite inşası ve istihbarat paylaşımı çağrısında bulundu.
Cephelerde “ne savaş ne barış” durumu
Gazete, Güney Geçiş Konseyi yetkilileriyle yapılan saha ziyaretlerinde, Dali ve Şebve cephelerinde günlük çapraz ateşlerin, hafif silah ve havan topu kullanımıyla sürdüğünü, Ensarullah’ın sık sık sızma girişiminde bulunduğunun söyledi. Dali cephesinin ise en yoğun çatışmaların yaşandığı alan olarak öne çıktığını bildirildi.
Dali’de Ensarullah hatlarına bakan bir tepede konuşan yerel Güney Geçiş Konseyi komutanı General Abdullah, sızma ve keskin nişancı saldırıları gerçekleştiren Ensarullah’la küçük çaplı çatışmalar yürüttüğünü ifade etti.
Abdullah, “Biz ve ABD, İran’a karşı aynı taraftayız.” dedi. Ensarullah’ın İran’ın bölgedeki kolu olduğunu iddia eden Abdullah, “İran projesi Lübnan, Suriye ve Irak’ta başarılı oldu ama burada durdurulabilir. Bab el-Mendeb ve Kızıldeniz’de deniz güvenliğini sağlamak istiyorsanız, bizi desteklemelisiniz.” ifadelerini kullandı.
Askerî ekipman eksikliği ve uluslararası durgunluk
Haberde, Güney Geçiş Konseyi ve diğer Aden hükümet yanlısı güçlerin ciddi bir teçhizat eksikliği içinde olduğu ifade edildi. Aden’de iletilen ihtiyaç listesinde keşif amaçlı insansız hava araçlarının, gece görüş sistemlerinin, hafif ve ağır makineli tüfekler ile orta menzilli topçu sistemlerin yer aldığı bildirildi.
Güney Yemen’de siyasi ve askerî irade ile insan gücünün mevcut olduğu iddia edilen haberde, ancak bölgesel ve Batılı müttefiklerin bu gücü gerçek bir kara kuvvetine dönüştürme konusunda adım atmadığı ifade edildi.
Haberde, Ensarullah’ın, Kızıldeniz ve Aden Körfezi’nde deniz taşımacılığına saldırılarını sürdürme kapasitesini koruduğu, buna karşılık karşı cephedeki güçlerin “sınırlı imkânlarla savunma yapmaya devam ettiği” öne sürüldü.
The Jerusalem Post, ancak somut bir değişimin, Batılı ve bölgesel aktörlerin durumu “katlanılamaz” olarak değerlendirmeye başlaması ve sahada gerçek bir kara gücü inşa etme iradesi göstermesiyle mümkün olabileceğini belirtti.