İngiliz diplomat: İran Devrimi 12 günlük savaştan güçlenerek çıktı

28 Temmuz 2025

Jeopolitika uzmanı John Raine, 12 günlük savaşın ardından tarafların zafer ilanlarının gerçeği yansıtmadığını belirtiyor. Raine’e göre, çatışmalar İran’ın rejim karakterini korumasına, milliyetçi söylemin güçlenmesine ve nükleer programını tamamen terk etmemesine yol açarken; İsrail ise kalıcı güvenlikten uzak, maliyetli bir stratejik belirsizlikle karşı karşıya.

YDH- Deneyimli diplomat ve strateji uzmanı John Raine'in Londra merkezli Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü'nde yayımlanan yazısına göre, 25 Haziran’da sona eren 12 günlük savaşın ardından, hem ABD Başkanı Donald Trump, hem İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu hem de İran liderliği zafer ilan etti.

John Raine’e göre, tarafların zafer iddiaları gerçeği yansıtmıyor; yaşananlar ne kesin bir barış ne de askeri eylemlerin sonunu getirdi, aksine İran ile İsrail arasındaki kurumsallaşmış düşmanlığı derinleştiren yeni bir dönemin başlangıcına işaret ediyor.

En önemli gelişme, Tahran’daki İran Devrimi’nin karakterini koruması oldu. Bu durum, rejimin ideolojik varlığının sürdüğünü gösteriyor.

Raine’e göre bombardıman, İran toplumunda yeni bir milliyetçi söylemin yükselmesine yol açtı. İran liderliği, bu sesi hızla ulusal birlik göstergesi olarak sahiplendi.

Devrim Muhafızları ve Besic savaşçıları, kontrolü elinde tutmaya devam ederken İslam Cumhuriyeti, İran’daki koşulların Suriye, Irak veya Libya ile kıyaslanamayacağını, çünkü ülkede ne örgütlü bir muhalefet ne de dış müdahale bulunduğunu hatırlatıyor. Üstelik, içeride ya da dışarıda inandırıcı bir muhalefet lideri de bulunmuyor.

Ağır darbe alan nükleer program ise tamamen ortadan kalkmadı; bazı tesisler hızla onarılıyor. Raine, programın ne kadar geriye itildiğini belirlemenin zor olacağını belirtiyor.

İran’ın elinde şimdi stratejik bir tercih var: nükleer silaha yönelmek yeni saldırıları tetikleyecek, ancak rejim bu adımı riskli buluyor.

Devrim Lideri Ayetullah Ali Hamenei'nin nükleer silahlara karşı olduğunu vurgulayan Raine, bu nedenle İran’ın sivil amaçlı zenginleştirmeye ağırlık verdiğini aktarıyor. Tahran, programı tamamen bırakmayı reddediyor ve bunu “devredilemez bir hak” olarak tanımlıyor.

Raine’e göre, İran’ın nükleer ve hava savunma sistemlerindeki onarımlar fazla ileri giderse İsrail’in yeni saldırılarını kışkırtabilir; zira İsrail hava üstünlüğünü savaşın kritik bir sonucu olarak görse de bunu kalıcı kılmak yüksek maliyetli ve uzun süreli bir yük olacaktır.

Raine’e göre, İran kısa vadede tansiyonu düşürmeye çalışsa da Devrim’in İsrail’e karşı direniş ilkesi değişmeyecek.

Sonuç olarak, İsrail 12 günlük savaşta geçici güvenlik kazanmış olsa da, karşısındaki düşman varlığını sürdürüyor.