YDH - Rusya Bilimler Akademisi Orta Doğu Araştırmaları Merkezi Başkanı Semyon Bagdasarov, ABD, İngiltere ve Türkiye'nin siyasetinin Rusya'yı Güney Kafkasya'dan çıkarmaya ve bölgeyi askeri olarak kendi kontrollerine almaya yönelik olduğunu ifade etti.
Vesti FM radyosuna konuşan Bagdasarov, Azerbaycan, Ermenistan, Türkiye ve ABD'nin fiilen anlaştığı Zengezur koridoru projesinin, Rusya için ciddi ve uzun vadeli güvenlik riskleri taşıdığını vurguladı.
Bagdasarov, Ermenistan'ın Sünik bölgesinden geçecek bu ulaştırma koridoru üzerinden Orta Asya ve Afganistan'dan Avrupa ile Orta Doğu'ya uzanan devasa mal akışının Türkiye üzerinden ve Rusya'yı baypas ederek gerçekleştirileceğini belirtti.
Uzman, bu akışla kıyaslandığında "Panama Kanalı'nın bile sönük kalacağını" kaydetti.
Bagdasarov, Ermenistan'ın dünya molibden rezervlerinin yüzde 7'sini barındıran devasa yataklara sahip olduğunu, ayrıca uranyum, altın ve gümüşün de bulunduğunu hatırlattı.
Uzman, Orta Asya'nın da zengin kaynaklara sahip olduğunu ve bu kaynakların kontrolü için Çin, ABD ve AB arasındaki mücadelenin şiddetleneceğini söyledi.
Zengezur koridoruyla ilgili olarak Bagdasarov, yük akışının kontrolünün Ermenistan'da olacağına "sadece aptalların inanabileceğini" dile getirdi.
Her şeye ABD'nin Ermenistan büyükelçisinin karar vereceğini belirten uzman, koridorun gayri resmi olarak "Trump köprüsü" adını almasının tesadüf olmadığını ifade etti.
Bagdasarov, "Bu iş büyük bir Amerikan şirketine verilecek. Büyük ihtimalle bu, özel askeri şirket olacak," diye konuştu.
ABD'de, Rusya'dan farklı olarak özel askeri şirketlerle ilgili yasa bulunduğunu hatırlatan Bagdasarov, "Bizde maalesef hâlâ böyle yasa yok," dedi.
Amerikan askeri şirketlerinin Pentagon, ABD Dışişleri Bakanlığı ve CIA ile sözleşme imzalayabildiğini belirten Bagdasarov, "Bu durum, ABD'nin bölgedeki varlığını keskin şekilde güçlendirecektir ki bu hem İran hem de Rusya Federasyonu için büyük tehlike arz ediyor," ifadelerini kullandı.
Bagdasarov, projedeki tek zayıf noktanın Hazar'daki iki güçlü donanmanın (Rusya'nın Hazar Filosu ve İran Donanması) varlığı olduğunu söyledi.
Uzman, yakın zamanda Rusya ve İran donanmalarının Hazar'da ortak deniz tatbikatı tamamladığını hatırlattı.
Bölgede NATO üslerinin kurulma ihtimaline ilişkin ise Bagdasarov, meselenin bu üslerin kurulup kurulmayacağı değil, ne zaman kurulacağı olduğunu savundu.
Türkiye ile Azerbaycan arasında imzalanan Şuşa Beyannamesi'nin, Bakü ve Ankara arasında zaten sıkı askeri işbirliği anlamına geldiğini belirtti.
Bagdasarov, "Azerbaycan silahlı kuvvetlerinin Türk danışman ve eğitmenlerle doyurulması ve Azerbaycan'ın Türk ordusu standartlarına geçmesi öngörülüyor. Peki, Türk ordusu standartları nedir? Bunlar NATO standartlarıdır ve şu an her yerdeler," dedi.
Uzmana göre, Azerbaycan'da, Hazar da dâhil olmak üzere Türk askeri üssünün ve Ermenistan'da Amerikan askeri üssünün kurulması sadece an meselesi.
Bagdasarov, durumu "Rusya'nın milli güvenliğine yönelik çok ciddi tehdit" olarak nitelendirdi.
Bagdasarov, bugün Ermenistan'da Rusya'nın Gümrü'deki 102. askeri üssü ile Erebuni'deki hava üssünün bulunduğunu ve açık kaynaklara göre personel sayısının 3 ila 5 bin kişi civarında olduğunu söyledi.
Buna karşılık, aynı operasyonel yönde Türkiye'nin 80 bin kişilik 3. Ordusu bulunuyor. Ayrıca uzman, Azerbaycan silahlı kuvvetlerinin esasen Türk ordusunun kontrolüne geçtiğini ekledi.
Uzman, gereklilik durumunda Türk ordusunun "bir gecede doğrudan Rusya Federasyonu'nun Kuzey Kafkasya'daki kara sınırında belirebilecek" birkaç kolorduyu kolayca konuşlandırabileceği uyarısında bulundu.
Bagdasarov, Türkiye'nin 800 kilometre menzilli füzelere sahip olduğunu ve bu füzelerin menzilinde Rusya'nın Karadeniz'deki tüm askeri üslerinin bulunduğunu hatırlattı.
Uzman, tüm bunların bölgede "çok ciddi olayların yaşanacağını" gösterdiğini belirterek, "Ve biz buna hazır olmalıyız," diye sözlerini tamamladı.