İsrail’in casus yazılımları ve Batı’daki küresel gözetim ağı

05 Ağustos 2025

İngiliz polisinin barışçıl Filistin yanlısı göstericileri “terör” suçlamasıyla gözaltına alırken, İsrail menşeli casus yazılımlarla protestocuların cep telefonlarını taradığı bildirildi. “¡Do Not Panic!” sitesi, İsrail’in bu istihbarat kökenli şirketlerinin Batı’da gözetimi kurumsallaştırdığını ve “küresel bir gözetim düzeni” inşa ettiğini belirtti.

YDH- Nate Bear’ın “¡Do Not Panic!” platformu için kaleme aldığı makaleye göre, geçtiğimiz hafta İngiltere'de barışçıl Filistin yanlısı göstericiler bir kez daha “terör” suçlamasıyla gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında tekerlekli sandalyedeki engelli bir kişinin de bulunduğu belirtildi. Yazar, İngiltere'nin bu adımla İsrail adına otoriterliğe doğru daha da derinleştiğini söyledi.

Makalede, gözaltı anında göstericilerin yanlarında cep telefonları varsa, İngiliz polisinin bu cihazları gelişmiş casus yazılımlar aracılığıyla veri elde etmek için taramış olabileceği ifade edildi. Gözaltına alınmayan protestocuların ise polis araçlarına monte edilen mobil kameralara yakalandığı, yüzlerinin ve belki de seslerinin analiz edilerek polis veritabanlarında karşılaştırıldığı kaydedildi.

Bear, bu gözetleme teknolojisinin çoğunun “İsrail’de, eski istihbarat görevlileri tarafından geliştirildiğini” ve bu teknolojilerin yalnızca İngiltere’de değil, Batı demokrasilerinde polis güçlerinden ulusal güvenlik kurumlarına, askeri yapılara kadar geniş ölçekte kullanıldığını bildirdi.

Casus yazılımın kapsamına dair bilgi veren yazar, yüz ve ses tanıma sistemlerinden dinleme ve veri elde etme teknolojilerine, konum takibinden cihazlardan zorla bilgi çekmeye kadar çok çeşitli yeteneklerin bulunduğunu belirtti. Bu yazılımların, İsrail’in Filistin üzerindeki hakimiyetini tesis etmek ve ayrımcılık rejimini sürdürmek için eğitilen yazılımcılar tarafından geliştirildiği ifade edildi.

Yazar, bu alandaki bilgilerin çoğunun daha önce çeşitli kaynaklarda yer aldığını, ancak şimdiye kadar bu şekilde kapsamlı biçimde bir araya getirilmediğini vurguladı. İsrail’in bu sektördeki egemenliğinin küresel sivil özgürlükler üzerindeki etkisinin daha önce açık şekilde değerlendirilmediğini kaydetti.

En bilinen skandallar: NSO Group ve Pegasus

Bear, İsrail casus yazılım şirketlerinin yarattığı skandalların başında NSO Group’un geldiğini hatırlattı. Eski Birim 8200 subayları Shalev Hulio ve Omri Lavie tarafından kurulan NSO Group’un, 2019’da ABD’de WhatsApp kullanıcılarının hesaplarını hacklemeleri nedeniyle suçlu bulunduğu bildirildi.

Şirketin “Pegasus” adlı yazılımıyla hükümetlerin gazeteciler, insan hakları savunucuları ve muhalifleri gözetlediği ifade edildi. Bu yazılımın, Washington Post yazarı Cemal Kaşıkçı’nın suikaste uğramasından önce Suudi ajanlar tarafından kullanıldığı da kaydedildi.

NSO Group, Meta tarafından açılan davada 167 milyon dolar tazminata mahkum edildi ve 2021’de ABD Başkanı Joe Biden tarafından kara listeye alındı. Ancak yazar, İsrail hükümetinin bu yazılımların ihracatına onay verdiği halde, ABD’nin İsrail’e karşı hiçbir yaptırım uygulamadığını vurguladı.

Aynı kararla Biden tarafından kara listeye alınan bir diğer İsrail menşeli şirket “Candiru” oldu. Eski Birim 8200 mensupları tarafından kurulan Candiru’nun da benzer biçimde gazetecileri, akademisyenleri, elçilik çalışanlarını ve muhalifleri hedef aldığı belirtildi.

2023’te Biden yönetimi, yine çok az kamuoyuna yansıyan bir kararla iki İsrail casus yazılım şirketini daha kara listeye aldı: Cytrox ve Intellexa. Her iki şirketin, 24 yıl boyunca İsrail ordusunda görev yapmış ve Birim 8200’ün eski komutanı olan Tal Dilian tarafından kurulduğu bildirildi. 2019’da Forbes’a röportaj veren Dilian’ın, yazılımıyla saniyeler içinde uzaktan bir cep telefonunu hackleyebildiğini gösterdiği belirtildi.

Avrupa’da casusluk merkezi: Kıbrıs ve Barselona

Makaleye göre, Kıbrıs ve Barselona, Birim 8200’den ayrılan İsrailli istihbaratçıların casus yazılım şirketleri kurduğu merkezlere dönüştü.

Bunlardan biri olan “Paragon Solutions”un WhatsApp, Signal, Messenger ve Gmail gibi uygulamalardan sessizce veri elde ettiği ve bu yazılımla İtalya’da bir gazetecinin İtalyan hükümeti tarafından takip edildiği kaydedildi.

Şirketin kurucuları arasında Ehud Schneorson, Idan Nurick ve Igor Bogudlov’un yanı sıra, danışman olarak eski İsrail Başbakanı Ehud Barak’ın yer aldığı ifade edildi. Paragon hakkında herhangi bir yaptırım uygulanmadığı ve faaliyetlerine devam ettiği belirtildi.

Batılı güvenlik birimleriyle açık işbirlikleri

Bear, yasa dışı sayılan şirketlerin ötesinde, Batı devletleriyle açıkça iş yapan ve daha meşru kabul edilen İsrail şirketlerinin de en az bunlar kadar tehlikeli olduğunu ileri sürdü. Bu şirketlerin en önde geleni olarak “Cellebrite” gösterildi. Eski İsrail askeri Yossi Carmil tarafından kurulan Cellebrite’in, Birim 8200 mezunu birçok personel çalıştırdığı belirtildi.

Cellebrite’in “Universal Forensic Extraction Device” adlı aracı sayesinde telefonlar, tabletler, SIM kartlar ve GPS cihazlarından konum, kişi listesi, silinmiş mesajlar ve çağrılar gibi veriler elde edilebildiği kaydedildi. Şirketin ABD'de ICE ile 30 milyon dolarlık, Gümrük ve Sınır Koruma Birimiyle ise 1,6 milyon dolarlık sözleşmeler imzaladığı aktarıldı.

FBI’ın, Donald Trump’a suikast girişiminde bulunan Thomas Crook’un telefonunu da Cellebrite yardımıyla çözdüğü bildirildi.

Cellebrite’in yalnızca 2024 yılında ABD federal kurumlarından 18 milyon dolar gelir elde ettiği ve bu alandaki etkisini artırmak için lobi faaliyetleri yürüttüğü ifade edildi. Aralık 2023’te ABD’deki “en büyük polis departmanlarından biriyle” bir milyon dolarlık anlaşma yaptığı, bu kurumun muhtemelen uzun yıllardır Cellebrite ile çalışan New York Polis Teşkilatı (NYPD) olduğu belirtildi.

ABD Donanması, Narkotikle Mücadele Dairesi, Sahil Güvenlik, Balıkçılık ve Yaban Hayatı Servisi gibi kurumlarla da Cellebrite’in aktif sözleşmeleri olduğu, ABD’nin Lima, Bogota ve Asuncion’daki büyükelçiliklerinin Cellebrite ile çalıştığı kaydedildi.

İngiltere ve Avustralya'daki kullanımı

Bear, Cellebrite’in İngiltere’de de yaygın olarak kullanıldığını belirtti. 2020 yılında Metropolitan Polis Teşkilatı ile üç yıllık, iki milyon poundluk sözleşme imzalayan Cellebrite’in, İskoçya Polisi, Kuzey Galler Polisi, Kent Polisi, City of London Police ve Leicestershire Polisiyle de çeşitli sözleşmeler yaptığı kaydedildi.

Birleşik Krallık’ta “Dijital Adli Satın Alma Sistemi” çerçevesinde Cellebrite’in resmi tedarikçi olarak kabul edildiği, bu sistemin tüm polis teşkilatlarının Cellebrite yazılımını doğrudan edinmesini kolaylaştırdığı belirtildi.

Yirmi altı polis teşkilatının Cellebrite kullandığı tespit edilirken, bazı teşkilatların konuyla ilgili bilgi taleplerini “ulusal güvenlik” gerekçesiyle reddettiği aktarıldı.

Avustralya’da ise 2011’den bu yana Cellebrite ile yapılan 128 sözleşme bulunduğu ve bu kapsamda federal polis, savunma bakanlığı ve vergi dairesinin de yer aldığı bildirildi.

Cellebrite’in, 7 Ekim sonrasında İsrail istihbaratına sunduğu telefon kırma hizmetlerinin “soykırımda kritik rol oynadığını” bizzat şirketin duyurduğu belirtildi.

Diğer şirketler: Cobwebs, Cognyte, Verint, Corsight ve Briefcam

Yazara göre, Cellebrite kadar etkili bir diğer şirket “Cobwebs Technologies.” Bu şirketin “WebLoc” adlı aracıyla, sosyal medya ve derin ağda yüz tanıma yapabildiği ve cep telefonlarının konum verilerini uygulama içi reklamlar üzerinden elde ederek takip edebildiği ifade edildi.

Şirketin ICE, ABD İç Güvenlik Bakanlığı ve Teksas Kamu Güvenliği Departmanı’yla milyon dolarlık sözleşmeleri bulunduğu belirtildi. Londra’da ofis açan şirketin İngiliz güvenlik güçleriyle iş birliği hakkında kamuya açık bilgi olmadığı bildirildi.

“Cognyte” adlı diğer İsrail şirketinin ise 4G/5G kulelerinden, mesajlaşma platformlarına kadar çok geniş yelpazede veri toplayabildiği ve bu verileri analiz eden yapay zekâ araçları sunduğu belirtildi.

Son 18 ayda Batılı güvenlik kurumlarıyla yaklaşık 60 milyon dolarlık anlaşmalar yaptığı, bunlar arasında Avrupa’daki bir istihbarat teşkilatıyla 20 milyon dolarlık ve bir Avrupa ordusuyla 10 milyon dolarlık anlaşmalar bulunduğu kaydedildi.

“Verint” adlı ana şirketten ayrılarak kurulan Cognyte’in, daha önce İsviçre’nin gözetleme altyapısını inşa ettiği ve İngiliz polisiyle 50 milyon poundluk siber istihbarat projesinde yer aldığı da ifade edildi.

Yine İsrail şirketlerinden Corsight AI’nın Essex Polisi ile Briefcam’in ise Cumbria Polisi ve çeşitli ABD ve Avrupa polis teşkilatlarıyla çalıştığı bildirildi. Bu şirketlerin yüz tanıma sistemlerinin ilk olarak “Gazze ve Batı Şeria’daki Filistinliler üzerinde test edildiği” belirtildi.

Yazarın sonuç değerlendirmesi

Bear, İsrail’in kalıcı savaş ve apartheid ekonomisinin, bu casus yazılım şirketleri aracılığıyla “küresel bir gözetim düzeni” inşa ettiğini savundu. Bu teknolojilerin Batı’da kamu güvenliği ve suçla mücadele adı altında otoriter yapıları beslediğini öne sürdü.

Makalede, İsrail'in askeri kültürü ve cezasızlıkla yoğrulmuş teknolojik gelişiminin, bu şirketleri otoriter yönetimlerin aracı hâline getirdiği belirtildi. Yazar, Batı devletlerinin bu araçları kullanarak, İsrail’in soykırım ve apartheid sistemini kendi toplumlarında uygulamaya başladığını savundu.

Bear, bu nedenlerle “dünyanın Siyonizm’den arındırılması” gerektiğini vurguladı. İsrail’in Batı’daki gözetim sistemleri üzerindeki etkisinin, siyaseti zehirlediğini, sivil özgürlükleri boğduğunu ve yeni bir felakete yol açtığını söyledi. Hem dünya hem de Filistin halkı için bu ağın ortadan kaldırılması gerektiğini belirtti.