YDH- The Guardian gazetesi, Microsoft’un Israil istihbarat birimi "Birim 8200"’e bulut hizmeti sağladığını ve bu hizmetlerin Gazze ile Batı Şeria’daki Filistinlilerin izlenmesi ve öldürülmesinde kullanıldığını ortaya koydu.
The Guardian’ın, +972 Dergisi ve Local Call haber sitesiyle birlikte yaptığı kapsamlı araştırmaya göre, 2021’in sonlarında Microsoft CEO’su Satya Nadella ile İsrail askeri istihbarat birimi Birim 8200 Komutanı Yossi Sariel Washington’daki Microsoft genel merkezinde bir araya geldi. Görüşmenin ana gündemi, Birim 8200’nün sahip olduğu büyük miktardaki gizli istihbarat verilerinin Microsoft’un bulut platformu “Azure”a taşınmasıydı.
Bu toplantının ardından Microsoft, Birim 8200’ye Azure platformunda özel ve izole edilmiş bir alan tahsis etti. 2022’den itibaren aktif hale gelen sistem, Gazze ve Batı Şeria’daki Filistinlilerin her gün gerçekleştirdiği milyonlarca telefon görüşmesinin kayıtlarını depolamak için kullanıldı.
Microsoft’tan sızan belgeler ve 11 kaynakla yapılan görüşmeler, verilerin Hollanda ve İrlanda’daki Microsoft sunucularında saklandığını ortaya koydu. 2025 Temmuz itibariyle depolanan verinin 11.500 terabayta ulaştığı, bu miktarın yaklaşık 200 milyon saatlik ses kaydına karşılık geldiği belirtildi.
Araştırmada yer alan üç Birim 8200 kaynağı, bu verilerin Gazze’ye yönelik hava saldırılarının planlanmasında kullanıldığını, saldırıların sivillerin telefon görüşmelerinden hareketle yönlendirildiğini aktardı. Kaynaklar, söz konusu sistemin İsrail’in Gazze’de yürüttüğü savaş süresince kullanımının iki kat arttığını ifade etti.
Proje, Birim 8200 içinde “Saatte bir milyon çağrı” sloganıyla anıldı ve önceden belirlenmiş hedefler olmadan tüm Filistinlilerin kapsamlı bir şekilde gözetim altında tutulduğu kitlesel bir sistem haline geldi.
Bir istihbarat kaynağına göre, 2015 yılında yaşanan bireysel Filistinli saldırılarının ardından, Birim 8200 liderliği tüm Filistinlilerin izlenmesi talimatını verdi. Bu aşamada, “rahatsız edici mesaj” adını taşıyan yapay zekâ sistemleri devreye girdi. Bu sistemler, mesajlardaki “silah” ve “ölmek istiyorum” gibi ifadeleri tarayarak otomatik güvenlik değerlendirmeleri yaptı.
Haberde ayrıca, bu gözetim sisteminin Batı Şeria’da Filistinlilerin tutuklanması, şantaj yapılması ve infazlarının gerekçelendirilmesinde kullanıldığı kaydedildi. Bir kaynak, tutuklama için yasal dayanak bulunamadığında yetkililerin bu verileri bahane olarak kullandığını belirtti.
Microsoft ise CEO Satya Nadella’nın bu verilerin içeriğinden habersiz olduğunu savundu. Ancak şirket içi belgeler, Microsoft mühendislerinin Birim 8200 ile günlük iletişimde olduğunu gösterdi. Bazı mühendislerin Birim 8200 geçmişine sahip olduğu, Azure’un güvenlik altyapısının bu birimle iş birliğiyle geliştirildiği bildirildi.
Belgeler, Microsoft’un bu projeyi büyük bir ticari fırsat olarak gördüğünü, yüz milyonlarca dolar gelir beklediğini ve şirketin marka imajı için güçlü bir tanıtım fırsatı olarak değerlendirdiğini ortaya koydu. Ayrıca Birim 8200, gizli askeri veriler dahil verilerinin %70’ini Azure’a taşımayı planladığını Microsoft’a bildirdi.
The Guardian, bu gözetim sisteminin, Birim 8200 eski komutanı Yossi Sariel döneminde geliştirilen yapay zekâ destekli hedef belirleme araçlarıyla Gazze’deki sivil yaşamı yok eden askeri operasyonlarda kullanıldığını bildirdi.
Araştırma, uluslararası şirketlerin İsrail’in Filistinlilere yönelik işlediği suçlara doğrudan karıştığı örneklerden biri olarak kayıtlara geçti. Geçen Temmuz ayında BM Özel Raportörü Francesca Albanese, 60’tan fazla küresel şirketin İsrail’in saldırılarına destek verdiği raporunu yayımlamıştı. Bu listede Google, Microsoft gibi teknoloji devleri; Lockheed gibi silah üreticileri; Caterpillar ve Hyundai gibi ağır sanayi şirketleri yer aldı.
Albanese’nin hazırladığı veri tabanı, 200’den fazla belgeye dayanarak, 1000’den fazla şirketin İsrail işgaline, yerleşim politikalarına ve Gazze’deki soykırıma doğrudan ya da dolaylı katkı sağladığını gösterdi.
Ayrıca araştırmada, Microsoft’un Azure platformunun geliştirilmesi sırasında Birim 8200 ile yakın iş birliği içinde olduğu ve platformun güvenlik altyapısının bu birimin taleplerine göre şekillendirildiği vurgulandı. Microsoft mühendislerinin, bazıları eski Birim 8200 mensubu olmak üzere, günlük olarak bu istihbarat birimiyle iletişim halinde olduğu belirtildi.
Belgelerde, şirketin bu projeyi sadece ticari bir fırsat olarak görmediği, aynı zamanda marka değerini yükseltecek önemli bir reklam fırsatı olarak değerlendirdiği kaydedildi. Birim 8200 ise gizli ve üst düzey askeri verilerinin büyük bir bölümünü Azure bulutuna taşımak istediğini Microsoft’a bildirdi.
The Guardian’ın aktardığına göre, bu kapsamlı gözetim sistemi, özellikle eski Birim 8200 Komutanı Yossi Sariel döneminde geliştirilen yapay zekâ destekli hedefleme teknolojileriyle entegre edilerek Gazze’deki sivillerin yaşadığı alanlarda askeri saldırıların planlanmasında aktif şekilde kullanıldı.
Araştırma, küresel teknoloji ve savunma şirketlerinin, İsrail’in Filistinlilere yönelik sistematik insan hakları ihlallerine doğrudan veya dolaylı destek verdiğine dair önemli kanıtlar sundu. 2024 Temmuz ayında BM Özel Raportörü Francesca Albanese tarafından yayımlanan rapor da yüzlerce şirketin İsrail’in işgal politikalarına ve Gazze’deki yıkıcı operasyonlara katkı sağladığını ortaya koydu.
Bu raporda yer alan şirketler arasında Microsoft ve Google gibi teknoloji devleri, Lockheed Martin gibi silah üreticileri ve Caterpillar ile Hyundai gibi ağır sanayi firmaları bulunuyor. Albanese’nin veritabanı, geniş bir belge ve bilgi setine dayanarak, bu şirketlerin hem doğrudan hem de dolaylı yollardan İsrail’in işgalini ve yerleşim politikalarını desteklediğini belirtiyor.
The Guardian’ın yayımladığı bu araştırma, uluslararası şirketlerin askeri gözetim ve insan hakları ihlalleri konusundaki rolüne dair endişeleri daha da artırdı. Microsoft ise iddialarla ilgili olarak, şirketin hizmetlerinin sadece siber güvenlik ve terörle mücadele amaçlı kullanıldığını ve doğrudan sivillerin gözetimi için kullanılmadığını savundu. Fakat sızdırılan belgeler ve kaynakların açıklamaları, Microsoft’un Azure bulut platformunun İsrail’in işgal altındaki bölgelerde yürüttüğü kitlesel gözetim faaliyetlerinde merkezi bir rol oynadığını gösteriyor. Bu durum, teknoloji şirketlerinin uluslararası insan hakları standartlarına uyum sağlaması ve etik sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiği tartışmalarını yeniden gündeme getirdi.
Araştırmada, Birim 8200’ün kurduğu gözetim sisteminin özellikle Batı Şeria’daki Filistinliler üzerinde yoğunlaştığı, burada yaklaşık 3 milyon kişinin İsrail askeri işgali altında yaşadığı belirtildi. Birim 8200 kaynakları, Azure’da depolanan verilerin sadece iletişim kayıtlarından ibaret olmadığını, aynı zamanda kişilere yönelik istihbarat toplama, şantaj, tutuklama ve infazları meşrulaştırmak için de kullanıldığını ifade etti.
Bir kaynağın aktardığına göre, “Tutuklama için yeterli yasal gerekçe olmadığında, bu verilerden bahane üretmek için yararlanılıyor.” Bu iddia, İsrail’in işgal altındaki bölgelerde sistematik hak ihlallerine başvurduğuna işaret ediyor.
Microsoft yetkilileri ise şirketin Birim 8200 ile olan iş birliğinin yalnızca siber güvenlik ve terörle mücadele alanlarıyla sınırlı olduğunu, vatandaşların gözetimi ya da telefon görüşmelerinin toplanması gibi faaliyetlerin şirketin bilgisi dahilinde olmadığını iddia etti. Ayrıca, Microsoft’un dış denetim raporlarında Azure platformunun insan hakları ihlallerinde kullanılmadığına dair herhangi bir bulguya rastlanmadığı öne sürüldü.
Birim 8200 eski komutanı Yossi Sariel’in, 2015’te gerçekleşen tek kişilik Filistinli saldırı dalgasının ardından iletişim gözetimini genişletmek için yapay zekâ tabanlı sistemlerin geliştirilmesini teşvik ettiği, “rahatsız edici mesaj” (noisy message) adlı sistemin şüpheli içerik taşıyan mesajlara otomatik olarak güvenlik puanı verdiği bildirildi.
Sariel, 2021’de Microsoft CEO’su Nadella ile yaptığı görüşmede, Birim 8200’nün gizli istihbarat verilerini buluta taşıma planlarını anlatırken, “gizli ve hassas veri yükleri” ifadesini kullandı. Belgeler, Microsoft mühendislerinin projenin teknik detaylarından haberdar olduğunu, bazılarının Birim 8200 kökenli olduğunu gösterdi.
Ancak Microsoft yetkilileri, Sariel ve şirket arasında yakın bir ilişki olmadığı ve CEO Nadella’nın projeye sadece sınırlı bir katılım sağladığını savundu. Nadella’nın görüşme sırasında projenin içeriğine dair detaylı bilgiye sahip olmadığı iddia edildi.
Gazeteye göre, sistem, günümüzde yaklaşık 200 milyon saatlik ses kaydını depoluyor ve bu sayının hızla artması bekleniyor. Azure üzerinde tutulan veriler sayesinde, istihbarat birimi geçmişe dönük olarak şüpheli kişilerin telefon görüşmelerini inceleyebiliyor.
Birim 8200 yetkilileri, sistemin “İsrailli hayatlarını kurtarmak amacıyla” geliştirildiğini, ancak 7 Ekim 2023’teki Aksa Tufanı Operasyonu’nu önlenemediğini itiraf etti.
Yossi Sariel, bu “başarısızlığın” ardından istifa ettiğini ve yaşanan istihbarat ve operasyonel “hatalardan” Birim 8200’nün sorumlu olduğunu kabul etti.
The Guardian’ın haberine göre, bu kapsamlı gözetim sistemi, Gazze’deki sivillerin yaşadığı yerlerdeki askeri saldırıların planlanmasında yapay zekâ destekli hedefleme araçlarıyla birlikte kullanıldı. Bu durum, insani krizin daha da derinleşmesine neden oldu.
Sonuç olarak, Microsoft’un bulut hizmetlerinin İsrail’in askeri operasyonlarında merkezi bir rol oynadığı, bu durumun uluslararası insan hakları ihlalleriyle bağlantılı olduğu ortaya çıktı. Haber, teknoloji şirketlerinin savaş ve işgal politikalarındaki sorumluluklarının daha fazla tartışılması gerektiğini gösterdi.
The Guardian, bu konunun sadece İsrail ve Filistin meselesiyle sınırlı kalmayıp, küresel çapta teknoloji devlerinin savaş ve gözetim alanlarındaki rollerine dair önemli bir örnek teşkil ettiğini kaydetti.