ABD, üç vekili için ortak hava savunma ağı kuruyor

08 Ağustos 2025

ABD liderliğinde Suudi Arabistan, Mısır ve İsrail’e teslim edilen AIM-120C-8 füzeleri, bölgesel füze savunma sisteminde stratejik dönüşüm sağlıyor. Ağ, İran ve Yemen kaynaklı tehditlere karşı vekil devletlerin koordineli müdahalesini güçlendirirken, yüksek maliyet ve teknik zorluklarla uzun vadede geçici bir çözüm sunuyor.

YDH- Amerikan savunma şirketi Raytheon, NASAMS kara tabanlı hava savunma sisteminin bir parçası olarak Suudi Arabistan, Mısır ve İsrail’e gelişmiş AIM-120C-8 hava savunma füzeleri teslimatına başladı.

Bu adım, Batı Asya’daki füze savunma ağının ABD liderliğinde yeniden yapılandırılması yönündeki stratejik vizyonun önemli bir parçası olarak değerlendiriliyor.

ABD, Yemen ve İran kaynaklı artan tehditlere karşı, vekil güçlerin hava sahalarını izole korumalarının yeterli olmadığını belirterek, Suudi Arabistan, Mısır ve İsrail’i kapsayan çok katmanlı bir “önleme duvarı” modeli geliştirdi.

Bu model, farklı ülkelerin birbirine bağlı sistemlerle füze ve insansız hava araçlarına karşı çok noktadan savunma yapmasını mümkün kılarak, etkinlik ve dayanıklılığı artırmayı amaçlıyor.

Son dönemde Kızıldeniz ve Yemen’de yaşanan gelişmeler, ABD’nin “bölgesel polis” rolünü azaltıp, müttefiklerin kendi savunmalarını sağlamaları için gelişmiş sistemler temin etme yoluna gitmesine neden oldu.

Böylece Washington, liderlik pozisyonunu koruyarak saha operasyonlarından kademeli olarak uzaklaşıyor.

Suudi Arabistan: Yemen kaynaklı tehditler, özellikle 2019’daki Aramco saldırısının ardından, seyir füzeleri ve insansız hava araçlarına karşı kalıcı ve sürdürülebilir bir hava savunma çözümü arıyor.

NASAMS ve AMRAAM sistemleri bu ihtiyacı karşılamak üzere tercih edildi.

Mısır: Eski AIM-7 gibi sistemlerin yerini alacak modernizasyon ihtiyacı bulunuyor. Özellikle Bab el-Mendeb ve Süveyş Kanalı bölgesindeki güvenliği artırmak için hava savunmasını güçlendirmeye odaklanıyor.

İsrail: Haziran 2025’teki İran kaynaklı füze saldırılarının ardından, orta seviyedeki savunma sistemlerindeki açıkları kapatmaya yönelik kapsamlı bir yenileme planı kapsamında AIM-120C-8’lere yatırım yapıyor.

ABD, İsrail’in askeri üstünlüğünü koruma politikası gereği, geleneksel olarak Arap ülkelerine gelişmiş füzeleri sınırlı vermişti.

Ancak İran tehdidinin boyutları, bu kısıtlamaların yeniden gözden geçirilmesini zorunlu kıldı.

Kara tabanlı ve savunma amaçlı kullanılan AIM-120C-8 füzeleri, hem İsrail’in güvenliğini koruyacak hem de Arap vekil güçlerin savunma kapasitesini artıracak şekilde denge sağlıyor.

AIM-120C-8 AMRAAM füzesi, çift yönlü veri bağlantısı sayesinde uçuş sırasında hedef bilgisini güncelleyebiliyor ve “at ve unut” özelliği ile fırlatıldıktan sonra kendi kendine hedefe yöneliyor.

NASAMS sistemi aracılığıyla kullanılan bu füzeler, seyir füzeleri, insansız hava araçları ve düşük radar kesitli hava hedeflerine karşı orta katmanda savunma sağlıyor.

İsrail açısından bu sistemler; esneklik, ağ entegrasyonu ve mevcut tehditlere karşı etkinlik gibi önemli avantajlar sunarken, tedarik kolaylığı ile de dikkat çekiyor.

Bununla birlikte sistemin yüksek maliyeti, yoğun kullanım sonucu stok tükenmesi riski, menzil kısıtları ve eş zamanlı saldırı dalgalarına karşı savunmasızlığı gibi zorluklar bulunuyor.

AIM-120C-8 teslimatları, sadece bir savunma cephaneliği güncellemesi değil, ABD’nin bölgesel güvenlik mimarisinde yeni bir döneme işaret ediyor.

Bölgesel savunmanın coğrafi ve işlevsel olarak dağıtılması, vekillerin otonom savunma yeteneklerinin artırılması ve İran’a karşı ortak caydırıcılık hedefi doğrultusunda atılmış stratejik bir adım olarak değerlendiriliyor.

Ancak, bölgedeki karmaşık tehdit ortamı ve teknolojik sınırlamalar nedeniyle, bu sistemler geçici bir çözüm olarak kalabilir ve gelecekte daha kapsamlı dönüşümlerin gerekliliği kaçınılmaz görünüyor.