ABD, SDG ve Süveyda üzerinden Suriye'de paralel bir yapı kurmayı hedefliyor

13 Ağustos 2025

Washington ve Paris, 2254 sayılı BM kararını devre dışı bırakarak Suriye'yi fiilen bölmeyi amaçlayan ademimerkeziyetçilik planını hızlandırdı. SDG ve Süveyda üzerinden paralel bir yol izleyen ABD, geçici yönetimi hem diplomatik hem de siyasi olarak sıkıştırıyor.

YDH - Washington ve Paris yönetimleri, Suriye'de merkezi otoriteyi zayıflatmayı ve ülkeyi fiilen bölmeyi hedefleyen "ademimerkeziyetçilik" planını hayata geçirmek için çabalarını yoğunlaştırdı.

Bu plan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) 2254 sayılı kararını baypas ederek Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve Süveyda vilayeti üzerinden paralel süreçler oluşturulmasını içeriyor.

ABD ve Fransa'nın bu adımları, Haseke'de düzenlenen ve Suriye'de ademimerkeziyetçi bir yönetim sistemi kurulması çağrısı yapılan "Kuzeydoğu Suriye Bileşenlerinin Birliği Konferansı" sonrasında hız kazandı.

Bu gelişmeler, Suriye'deki geçici yönetimi acil diplomatik adımlar atmaya itti.

Bu kapsamda Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) rejiminin Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani, Şam'da SDG yöneticilerinden İlham Ahmed başkanlığındaki teknik bir heyetle görüştü.

Ardından Amman'da Şeybani, Ürdünlü mevkidaşı Eymen es-Safedi ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın katılımıyla üçlü bir toplantı yapıldı.

Süveyda temsilcisi masayı reddetti

Amman'daki toplantıya Süveyda temsilcilerinin de katılması bekleniyordu. Ancak el-Ahbar gazetesinin sızdırdığı bilgilere göre, Dürzi cemaatinin lideri Şeyh Hikmet el-Haceri, HTŞ rejimini "terörist bir hükümet" olarak nitelendirerek herhangi bir toplantıya katılmayı reddetti.

Toplantının ardından yayımlanan sonuç bildirgesi, somut adımlar içermedi. Bildirgede, "Süveyda vilayetindeki tüm suç ve ihlallerin tam olarak soruşturulması ve faillerin hesap vermesi" ile "insani yardımların artırılması" gibi genel ifadelere yer verildi.

Ayrıca, BM kurumlarıyla işbirliği yapılarak hizmetlerin yeniden tesisi ve toplumsal uzlaşının teşvik edileceği vurgulandı.

Bu çağrı, BM'nin yalnızca belirli soruşturmalara dahil edilerek siyasi geçiş sürecinin dışında tutulması ve mevcut yönetimin meşrulaştırılması çabası olarak yorumlanıyor.

Aynı zamanda, Süveyda'da özerkliği pekiştirecek olan Ürdün ile bir sınır kapısı açılması talebinin de bu şekilde geçiştirilmeye çalışıldığı belirtiliyor.

HTŞ'den 'idari ademimerkeziyetçilik' sinyali

HTŞ'ye yakın medya organları tarafından sızdırılan bilgilere göre,rejim "idari ademimerkeziyetçilik" ilkesine karşı çıkmıyor.

Fakat bu yaklaşım, siyasi otoritenin merkezde kalmasını ve herhangi bir "federal" projeye izin verilmemesini amaçlıyor. Bu vizyon, SDG'nin yeni rejim ordusu içinde birleşik bir yapı olarak kalma ısrarı ve Şeyh Haceri'nin mevcut rejimle müzakereyi reddetmesi nedeniyle zorluklarla karşılaşıyor.

Sızan bilgiler ayrıca, HTŞ'nin "Washington'dan aldığı destekte bir düşüş hissettiğini" ve bu durumun kendisini artan bir baskı altında bıraktığını gösteriyor.

Bu durumun, yönetimin siyasi koridorlarında bir kafa karışıklığına yol açtığı ve bölgesel ve uluslararası mücadelenin ortasında imajını olumsuz etkilediği ifade ediliyor.