YDH - Haaretz gazetesi yazarı Zvi Bar'el, İsrail'in "Büyük İsrail" hayalinin artık sadece Batı Şeria ve Gazze ile sınırlı kalmadığını, Maliye Bakanı Bezalel Smotriç'in açıklamalarıyla Lübnan'a uzandığını ifade etti.
Bar'el, İsrail'in Lübnan ve Suriye'de kurduğu tampon bölgelerin, ABD'nin bölgedeki planlarını tehlikeye atan stratejik birer soruna dönüştüğünü yazdı.
Bar'el, analizinde Smotriç'in "Kuzeyi Güçlendirme" konferansındaki sözlerine dikkat çekti. Smotriç'in, "Bugün size en net şekilde söyleyebilirim ki İsrail ordusu Lübnan'da bulunduğumuz beş mevziden çekilmiyor ve Tanrı'nın izniyle çekilmeyecek. Yıkılan Şii köyleri yeniden inşa edilmeyecek," dediğini aktardı.
Bar'el, "Lübnan hükümeti, Smotriç'in Hizbullah'ı bir iç savaş çıkarmadan nasıl silahsızlandırmayı planladığını öğrenmekten şüphesiz memnuniyet duyacaktır," ifadelerini kullandı.
Bar'el'e göre İsrail'in Lübnan'daki beş noktada işgali sürdürmesi, Hizbullah'ın silahsızlandırılması sürecinde bir pazarlık kozu haline geldi.
ABD'nin özel elçisi Tom Barrack'in, Beyrut'un Hizbullah'ı silahsızlandırma kararı alması yönünde baskı yaptığını belirten Bar'el, Barrack'in İsrail'in çekileceğine dair hiçbir garanti verilmeyeceğini ve ABD'nin "İsrail'i bir şey yapmaya zorlamak gibi bir işi olmadığını" açıkça söylediğini kaydetti.
Bu durumun Hizbullah'ın elini güçlendirdiğini vurgulayan yazar, direnişin, "İsrail ordusu Lübnan'a saldırdığı ve bu beş noktayı kontrol ettiği sürece silahsızlanmayacağını" söylediğini aktardı.
Bar'el, "Beyrut bir ikilemle karşı karşıya: Hizbullah'ı zorla silahsızlandırıp şiddetli bir iç çatışmayı riske atmak ya da Amerikan destekli İsrail'i savaşı yeniden başlatmaya teşvik etmek," diye yazdı.
Bar'el, Suriye meselesinin daha da karmaşık olduğunu belirtti. Yazar, İsrail'in Golan Tepeleri ve Suriye'nin güneyinde bir tampon bölge oluşturma çabasının, ülkedeki siyasi denklemin bir parçası haline geldiğini ve ABD'nin planlarını sekteye uğratabileceğini ifade etti.
Türkiye, ABD ve Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) rejiminin, İsrail'in Golan'daki varlığını geçici olarak kabul edebileceğini ancak İsrail'in Dürzilere sunduğu himayenin, HTŞ'nin ülke genelinde egemenlik kurmasını engelleyecek "korumalı bir Dürzi kantonu" kurma niyeti olarak yorumlandığını yazdı.
Bar'el, analizini şu tespitle sonlandırdı:
"Suriye'de de Lübnan'da olduğu gibi, toprak ele geçirme, 'sınırlı askeri varlık' sağlama ve 'güvenlik kuşağı' oluşturma gibi taktik adımların, İsrail'in başa çıkamayacağı stratejik boyutlara ulaşan hırslı projelere dönüştüğü bir kez daha ortaya çıkıyor."