ABD'nin Suriye planı Türkiye'yi harekete geçirdi

16 Ağustos 2025

Suriye Demokratik Güçleri ile HTŞ rejimi arasındaki gerilim, yeni bir çatışma ihtimalini güçlendiriyor. ABD'nin bölgeye yönelik sızdırılan planı, Türkiye'yi harekete geçirdi.

YDH - Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) rejimi arasında bir çatışma yaşanacağına dair işaretler artıyor.

HTŞ rejimine göre, 9 Ağustos 2025'te Haseke'de düzenlenen ve çok sayıda Kürt ile Dürzi ismin katıldığı konferans, ayrılıkçı niyetler taşıması sebebiyle SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi ile HTŞ rejiminin lideri Ebu Muhammed el-Colani (şimdiki adıyla Ahmed eş-Şaraa) arasında varılan anlaşmaya karşı bir darbe niteliği taşıyor.

El-Menar kanalının değerlendirmesine göre, iki taraf arasındaki ilişkilerde her zaman temkinli bir tavır hakim olsa da, bugün askeri bir çatışmaya doğru ilerliyor.

Özellikle HTŞ'nin, kötüleşen ekonomik durum ve yeni müttefiklerinin geçen yıl aralık ayında Beşşar el-Esed hükümetinin düşmesinden bu yana verdikleri mali sözleri tutmamaları nedeniyle, ülkenin çeşitli bölgelerinin ihtiyaçlarını karşılamak için Deyr ez-Zor'daki petrol kaynaklarını ve Fırat Nehri üzerindeki barajları kontrol etme çabası bu gerilimi artırıyor.

Bu bağlamda, ABD'nin planına ilişkin sızıntılar da ortaya çıktı. Plana göre SDG, HTŞ rejiminin Kürtlerin Haseke, Rakka ve kuzeydoğu Suriye'deki diğer bölgeler üzerindeki kontrolünü tanıması karşılığında Deyr ezo-Zor'u HTŞ'ye devredecek.

Türkiye ise PKK'nın silah bırakıp barışçıl bir siyasi sürece girdiğini açıklamasının ardından, Kürt meselesini nihai olarak kapatma çabalarıyla eş zamanlı olarak bu bölgelerdeki Kürt askeri varlığının sona erdirilmesinin zorunlu olduğuna dikkat çekiyor.

İsrail'in Suriye'nin içlerine ve güneydeki geniş alanlarda işgali genişletmesi, Türkiye'nin "ulusal güvenliğine yönelik tehdit" olarak gördüğü unsurlara karşı Suriye'nin kuzeyinde askeri bir operasyon düzenleme çabalarını hızlandırdı.

Türkiye birkaç hafta önce, Kürt birliklerinin silah bırakmaması ve geçen mart ayında imzalanan HTŞ rejimi ile entegrasyon anlaşmasına uymaması halinde Ankara'nın HTŞ güçleriyle koordineli olarak Kürtlerle bir çatışmaya girme niyetinde olduğunu belirtmişti.

HTŞ rejiminin ikilemi

Bu koşullar HTŞ rejimi üzerinde baskı oluşturuyor. Rejim bir yandan Kürtleri kuşatarak ve onları yeni yönetimin çatısı altına girmeye zorlayarak Türkiye'nin ulusal güvenliğini sağlamaya çalışıyor.

Diğer yandan ise SDG'nin stratejik müttefiki olan ve bu ilişki sayesinde Suriye topraklarında askeri üsler bulunduran ABD'yi doğrudan rahatsız edebileceği ve Süveyda olaylarında olduğu gibi İsrail'in olası bir askeri müdahalesini tetikleyebileceği için Kürtlerle açık bir çatışmaya girmekten kaçınıyor.

SDG içindeki ayrışma

HTŞ rejimine yakın Suriye kaynaklı haberlere göre, SDG içinde birbiriyle çatışan iki kanat bulunuyor: Birincisi HTŞ güçleriyle askeri çatışmaya yöneliyor ve Abdi ile Colani arasında 10 Mart'ta yapılan anlaşmayı reddediyor.

Diğer kanat ise PKK'nın Türkiye'de yaptığı gibi Suriye makamlarıyla barışçıl bir siyasi sürece girilmesi yönünde baskı yapıyor.

Diğer bazı kaynaklar ise SDG'nin, uluslararası koruma sağlayacak bir İsrail ve Batı desteği elde etme umuduyla zaten bir çatışma arayışında olduğunu öne sürüyor.

Bu görüşe göre, böyle bir çatışma uluslararası sempati toplamak için bir fırsat sunacak.

Sahada ise Deyr ez-Zor ve Rakka kırsalındaki Granic, Keşkiye, Ebu Hammam ve Hecin beldelerinde SDG ile aşiret güçleri ve HTŞ unsurları arasında şiddetli çatışmalar yeniden başladı.

Bu gelişmeler, birkaç gün önce Deyr ez-Zor, Haseke ve Halep kırsalında yaşanan ve her iki taraftan da kayıplara yol açan benzer çatışmaların beraberinde geldi.

Bu olaylardan önce, HTŞ rejiminden dışişleri, savunma ve istihbarat başkanlarından oluşan üst düzey bir heyet, geçen çarşamba Ankara'yı ziyaret etti.

Ziyarette Türk yetkililerle siyasi ve güvenlik konuları ele alındı ve iki taraf arasında kalıcı bir güvenlik ortaklığına yönelik bir adım olarak askeri konulu bir mutabakat zaptı imzalandı.