YDH - Lübnan'daki Dürzi toplumunun liderlerinden Şeyh Sami Ebu el-Muna, Süveyda halkına Arap-İslam kimliğini savunma çağrısı yaptı.
Ebu el-Muna, “Dini, ulusal ve toplumsal görev, Süveyda’nın bilge insanlarına, Dürzi toplumunun Arap-İslam kimliğini yok etme ve onların onurlu mücadele tarihini silme girişimlerine karşı durmayı emrediyor,” dedi.
Ebu el-Muna, eski İlerici Sosyalist Parti lideri Velid Canbolat’ın tutumlarının “tarihe ve kimliğe ihanetle ilgisi olmadığını” vurguladı.
Yaptığı açıklamada Ebu el-Muna, devletin yaşananlardan büyük sorumluluk taşıdığını belirtti:
“Doğrudur, yara derin ve acı verici. Yeni rejim halkını koruma ve çeşitliliğini muhafaza etme konusunda yeterliliğini göstermedi. Ancak çözüm, ataların yolundan sapmakla değil, devletin hatalarını düzeltmesi ve dağ halkının vatanına bağlılığını pekiştirmesiyle mümkündür. Ayrıca ciddi ve sorumlu Arap, İslam ve uluslararası desteğin sağlanması gerekir."
Ebu el-Muna, “Kimliğimiz satılık bir mal değildir. Cebel el-Arab, tıpkı Lübnan Dağı gibi tarihi ve ulusal mirasıyla zengindir. Ne İslam dışında dine, ne tevhid dışında bir yola, ne de Araplık dışında bir aidiyete boyun eğmez. Bu, dürüst ataların vasiyeti ve sadık Dürzilerin hakikatidir. Bu da bizim ve lider Velid Canbolat’ın başından beri değişmeyen tutumudur. Bazı yanlış yönlendirilmiş sesler bunu çarpıtsa da bu tutum, tarihe ve kimliğe ihanetten uzaktır,” diye konuştu.
Şeyh, Süveyda halkına seslenerek, “Sultan Paşa el-Atraş’ın dağına, büyük şeyhlerin ve önderlerin dağına, özgür mücahitlerin ve şehitlerin dağına ihanet etmeyin,” dedi.
Ebu el-Muna, Süveyda’daki şiddet olaylarına atıfta bulunarak, “Şehitlerin ve direnişçilerin kanı, işlenen barbarlık, cinayet, yakma, yıkım ve onur ihlalleri, halkımız için kimliğine, vatanın birliğine ve onurlu ortak yaşam hakkına daha sıkı sarılma nedeni olmalı. Ölümcül içe kapanışa veya parçalanmayı hedefleyen projelere kapılmamalı,” diye ekledi.