YDH - Lübnanlı direnişçi Corc Abdullah, el-Menar kanalına verdiği özel röportajda, ABD ve Fransa’nın Lübnan’ın dostu oldukları yönündeki söylemlerin ancak Lübnan ordusunu silahlandırmalarıyla kanıtlanabileceğini söyledi.
Abdullah, direnişin orduya yapılacak herhangi bir desteğe karşı olmadığını, aksine böyle bir durumda ilk alkışlayanların direnişçiler olacağını ifade etti.
Lübnan ordusunun ülkeyi koruma isteği taşıdığını ancak bu görevi tam anlamıyla yerine getirmesini engelleyen ciddi imkân eksiklikleriyle karşı karşıya olduğunu belirten Abdullah, işgalin varlığının direnişe tam meşruiyet kazandırdığını dile getirdi.
"Direniş asla ortadan kaldırılamaz"
Abdullah, Arap dünyasının İsrail karşısında teslimiyet yoluna sürüklenmesi tehlikesine dikkat çekerek direnişin asla ortadan kaldırılamayacağını kaydetti.
Tarihsel perspektiften bakıldığında silahlı mücadelenin, işgale ve onun farklı alanlardaki uzantılarına karşı durmak için kaçınılmaz bir zorunluluk olduğunu da sözlerine ekledi.
Direnişin silahsızlandırılmasını talep eden bazı sesleri "kargalar" olarak nitelendiren Abdullah, bu kişilerin daha önce de mülteci kamplarından silahların çekilmesini istediklerini hatırlattı.
Abdullah, bunun sonucunda çocuklar, kadınlar ve yaşlılar da dâhil binlerce sivilin hayatını kaybettiği katliamların yaşandığını belirtti.
Corc Abdullah, "Direnişin silah bırakması isteniyorsa, bu, düşman askerlerinin artık kapınızın önünde olduğu anlamına gelir," diye konuştu.
"Devlet nerede?"
Lübnan devletinin konumunu ve faaliyetlerini sorgulayan Abdullah, "Devlet nerede? Güneyde mi? Denizde mi? Karasularında mı?" dedi.
Abdullah, ordunun onlarca yıl boyunca silahsız bırakıldığını, cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık tarafından temsil edilen siyasi otoritenin ise ulusal çıkarlar pahasına düşmanla uzlaşma ve işbirliği yolunu seçtiğini ifade etti.
Düşman karşısında üçüncü bir seçenek olmadığını vurgulayan Abdullah, ya toprağı işgal eden düşmanla yüzleşileceğini ya da onun taleplerine boyun eğileceğini söyledi.
Abdullah, direnişin silahını koruma ve şehitlerinin kanına uzanan her eli ezme gücüne sahip olduğuna olan güvenini dile getirdi.
Ayrıca, Lübnan ordusunun komutanları ve subaylarının ihanette yer almadığına, aksine tüm imkânsızlıklara rağmen Lübnan’ı korumaya çalıştıklarına yürekten inandığını belirtti.