Lübnanlı esir aileleri: Devlet kendini Amerika ve İsrail şeytanına sattı

21 Ağustos 2025

Lübnan'da Esir ve Mahkûm Aileleri Temsil Heyeti, bir İsraillinin serbest bırakılmasına karşılık 19 Lübnanlı esirin durumunun belirsiz kalmasına tepki gösterdi. Heyet, yaptığı açıklamada devleti "ihanetle" ve "kendini Amerika ve İsrail şeytanına satmakla" suçladı.

YDH - Lübnan'da Esir ve Mahkûm Aileleri Temsil Heyeti, bir İsrailli serbest bırakılırken 19 Lübnanlı yurttaşın İsrail hapishanelerindeki akıbetinin belirsizliğini korumasını sert bir dille eleştirdi.

Heyet, yayımladığı bildiride Lübnan devletini "ihanetle" ve "kendini Amerika ve İsrail şeytanına satmakla" suçladı.

Açıklamada, "Bir 'İsrailli yurttaş' serbest bırakılırken düşman zindanlarında on dokuz Lübnanlı esir bulunuyor, ama kimse onları duymuyor," denildi.

"Direniş devlete yük mü oldu?"

Heyet, hükümetin bu tutumunun direnişi destekleyen halkı cezalandırma amacı taşıdığını savundu.

Bildiride, "Direnişin çevresi devlete bu kadar mı yük oldu? Siyasetçileri onu cezalandırmakta tereddüt ediyor, zira direniş düşmana boyun eğmeyi reddetti, yalnızca yurduna ve toprağına sarılmak istedi," ifadeleri kullanıldı.

Heyet, durumu "tanımlı bir ihanet" olarak nitelendirerek, bu karardan sorumlu olanların hesap vermesi gerektiğini belirtti.

Açıklamada, Lübnan'ın "mezhepçi kiniyle ve vatan evlatlarına kurulan kumpasla" anıldığı ifade edilerek şu görüşlere yer verildi:

"Derler ki mucizeler ülkesi... Anlamadık bu ülke nedir, neden böyle anılır? Ama bugün kavradık, bildik, öğrendik sebebini: Bu ülke mezhepçi kiniyle, vatan evlatlarına, onurlu ve izzet sahibi insanlara kurulan kumpasla anılıyor..."

"Tarih, ihaneti yazacak"

Bildiride, tarihin Lübnanlı liderleri yargılayacağı vurgulandı:

"Bilin ki tarih, ‘Lübnan adında bir ülke vardı, onu ayakta kalmak için ihaneti seçenler yönetti’ diye yazacak. Önce yurttaşlık hakkını edinmiş olanları hapishanelerde bıraktılar; içinde yaşadıkları derin kinle... Ne kötü bir ülke, ne kötü bir siyaset."

Heyet, açıklamasını esir ailelerine ve direnişi destekleyenlere seslenerek sonlandırdı. Esirlerin özgürlüğünün "yalnızca direnişle mümkün" olduğu belirtilen bildiride, "Direniş, bütün fedakârlıklarına rağmen, halkının onurunu satmadı; ne bir elçinin gülüşüne, ne bir başkasının vaadine," denildi.