İsrail'in savaş ekonomisi: Bankalara rekor kâr, halka borç yükü

01 Eylul 2025

İsrail bankalarının savaş döneminde açıkladığı rekor kazançlar, kamuoyunda öfke yaratırken siyasi baskılar sonucu Merkez Bankası kısmi destek adımları açıkladı.

YDH- El-Meyadin’in haberine göre, Gazze’de süren savaşın ağır ekonomik etkileri yerleşimciler ve küçük işletmeleri vururken, İsrail bankaları tarihî kâr açıkladı.

İsrail’in en büyük iki finans kurumu olan Bank Leumi ve Bank Hapoalim, yalnızca 2024 yılında toplamda yaklaşık 17,4 milyar şekel (yaklaşık 5,2 milyar dolar) net kâr elde etti. Diğer üç büyük banka ile birlikte sektörün toplam kârı 29,5 milyar şekele (8,8 milyar dolar) ulaştı.

Habere göre, kârlılıktaki bu artış büyük ölçüde kalıcı yüksek faiz oranlarına bağlanıyor. İsrail Merkez Bankası tarafından belirlenen gösterge faiz oranı şu anda %4,5 seviyesinde bulunuyor. Bu oran, faiz indirimine giden birçok ülkeye kıyasla daha yüksek. Böylece bankaların mevduat sahiplerine ödedikleri ile kredilerden kazandıkları arasındaki net faiz marjı genişledi.

Örneğin, müşteriler birikimlerinden yalnızca %3,5–4 oranında getiri elde ederken, bankalar kredili mevduat hesapları ve tüketici kredilerinde %12,7’ye kadar faiz uyguluyor. Hanelerin üçte birinden fazlasının kronik olarak kredili mevduat hesabında borçlu durumda olması ve savaşın getirdiği mali baskılar nedeniyle borçlarını azaltamaması, bu farkı kârların başlıca kaynağı haline getirdi.

İsrail Merkez Bankası’ndan yardım programı
Artan kamuoyu tepkisi ve siyasi baskıyla karşı karşıya kalan İsrail Merkez Bankası, bankaların 2027’ye kadar toplamda 3 milyar şekel (896 milyon dolar) tutarında mali destek sağlamasını öngören bir yardım programı önerdi. Teknik olarak gönüllü olan bu uygulamaya uyumun yaygın şekilde beklendiği kaydedildi.

Örneğin, Bank Hapoalim yaklaşık 1 milyon müşterisine 100 şekel (30 dolar) nakit ya da 130 şekel değerinde iki hisse dağıtacağını açıkladı. Bank Leumi ise ekim ayından itibaren konut kredisi ve tüketici kredisi faiz oranlarını 0,25 puan düşüreceğini bildirdi.

El-Meyadin’e göre, bununla birlikte eleştirmenler, bu adımların bankaların devasa kârlarına kıyasla mütevazı kaldığını ifade ediyor. Pek çok kişi bunları yapısal bir çözümden çok bir halkla ilişkiler hamlesi olarak görüyor.

Knesset Maliye Komisyonu Başkanı Moşe Gafni gibi bazı milletvekilleri, bankaları ve düzenleyicileri “sorumsuzca” hareket etmekle ve vatandaşlar artan yaşam maliyetleriyle mücadele ederken kâr sağlamakla suçladı.

Aşırı yoğunlaşmış finans piyasaları
Habere göre, sorunun temelinde İsrail’in son derece yoğunlaşmış bankacılık sektörü yatıyor. İlk beş banka, bireysel mevduatların, konut kredilerinin ve küçük işletme kredilerinin %90’ından fazlasını kontrol ediyor. Yalnızca Leumi ve Hapoalim toplam bankacılık varlıklarının yaklaşık %60’ını yönetiyor.

Bu yoğunlaşmanın, birkaç güçlü oyuncunun hakimiyet kurduğu bir piyasa yaratarak bankaların müşteri kaybetme korkusu olmadan fiyatları yüksek tutmasına olanak tanıdığı kaydedildi.

El-Meyadin’in bildirdiğine göre, normalde rekabet yaratabilecek yabancı bankalar ise küçük pazar büyüklüğü, karmaşık düzenleyici gereklilikler, yüksek sermaye koşulları ve on yıllar boyunca oluşmuş müşteri sadakati gibi engeller nedeniyle pazara girmekten kaçınıyor.