Hindistan ve İsrail iş birliği Körfez üzerinden Avrupa'ya açılıyor

06 Eylul 2025

Hindistan–Ortadoğu–Avrupa Ekonomik Koridoru’nun (IMEC), tedarik zincirlerini çeşitlendirmek, enerji ve lojistik altyapıyı güçlendirmek ve ekonomik iş birliğini artırmak amacıyla planlandığı; Hindistan ve İsrail iş birliğiyle Körfez ve Avrupa ile ticaret ve yatırım ilişkilerini güçlendirmeyi hedeflediği bildirildi.

YDH- The Media Line’ın aktardığına göre, Washington tarafından desteklenen ve Pekin tarafından temkinle izlenen Hindistan–Ortadoğu–Avrupa Ekonomik Koridoru (IMEC), taslaktan uygulama aşamasına geçiyor.

Habere göre, Hindistan için bu girişim, Körfez pazarlarında etkinliğini artırmak ve Avrupa ile bağlarını güçlendirmek için bir fırsat olarak görülüyor; ancak ABD’nin yeni tarifeleri ve Körfez ülkelerinin Gazze savaşına yönelik çekinceleri koridorun ilerleyişini etkilemeye devam ediyor.

Jindal Uluslararası İlişkiler Okulu Dekanı Sreeram Chaulia, The Media Line’a yaptığı açıklamada, “IMEC, öncelikle Hindistan’ı Körfez, Ortadoğu ve Avrupa pazarlarına yaklaştırmayı hedefleyen bir ticari bağlantı girişimidir.” dedi. Chaulia, yalnızca Birleşik Arap Emirlikleri ile ticaretin beş yıl gibi kısa bir sürede dört kat arttığını ve ikili ticaretin yaklaşık 100 milyar dolara yaklaştığını kaydetti. Yatırımların da hızla büyüdüğünü ifade eden Chaulia, Körfez’de yaşayan büyük Hint diasporasının (10 milyondan fazla kişi) Hindistan’ın hem ticari hem de jeopolitik olarak bu bölgelerde önemli bir etkiye sahip olacağını belirtti.

The Media Line’a göre, New Delhi açısından koridor, tedarik zincirlerini güçlendirmek, Körfez’in mega limanlarını kullanmak ve Avrupa’ya mal ulaştırmak için Süveyş Kanalı’na tamamen bağımlı olmadan pratik bir yol sağlıyor.

2022’de imzalanan Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması sonrası Hindistan–BAE ticaretinin 2023–24 döneminde yaklaşık 83,7 milyar dolara ulaştığı bildirildi. Ancak ortaklık çeşitli sınamalardan geçti.

Chaulia, Trump yönetiminin Hindistan’ın Rusya’dan indirimli petrol alımlarına gerekçe göstererek tekstil ve değerli taşlar gibi ihracat ürünlerine yüzde 50 tarifeyi uyguladığını belirtti. Bu durumun piyasaları sarstığını ve ABD–Hindistan ticaretine gölge düşürdüğünü kaydetti; yine de her iki hükümetin IMEC’in ayrı bir güzergâh üzerinden ilerleyeceğini vurguladığı bildirildi.

Chaulia, Netanyahu’nun IMEC’i “21. yüzyılın en büyük projesi” olarak nitelendirdiğini ve bunun İsrail’in meşruiyetini ve komşularıyla iş birliğini güvence altına almayı amaçladığını aktardı.

Chaulia, Modi için ise Batı’ya yönelimin doğal bir tercih olduğunu ve IMEC’in ABD ve Doğu Asya’ya olan bağımlılığı azaltarak ticaret çeşitliliği sağladığını belirtti. Chaulia, iki liderin IMEC konusunda istikrarlı ve kararlı olduğunu, Gazze savaşına rağmen girişimin ilerlediğini kaydetti.

Chaulia, finansman açısından da modelin işlediğini bildirdi. “Körfez devletleri ve Avrupalılar IMEC’i finanse edecek; çünkü Süveyş Kanalı ve Kızıldeniz dışında bir kara güzergâhı sunuyor. Avrupa, Körfez ile ticareti genişletmede büyük bir paya sahip ve IMEC bunun yolunu açıyor.” dedi.

The Media Line’a göre, güvenlik bağları da iş birliğinin önemini gösteriyor. İsrail, Hindistan’ın Rusya, Fransa ve ABD ile birlikte en önemli dört savunma ortağından biri olarak konumlanıyor.

Habere göre, bazı alanlarda İsrail, teknoloji transferinde Washington’dan daha ileri gidiyor ve sınırlamalar daha az. Güven seviyesi yüksek ve iş birliği derinleşiyor; bu nedenle IMEC, Hindistan’ın ekonomik geleceğini İsrail’in meşruiyeti ve bölgesel entegrasyonu ile ilişkilendiriyor.

Bar-Ilan Üniversitesi Begin-Sadat Stratejik Çalışmalar Merkezi’nden Nir Levitan, The Media Line’a yaptığı açıklamada, IMEC’in İsrail’in “ada ekonomisinden” kara-deniz bağlantılı bir merkez haline geçmesi için fırsat sunduğunu belirtti.

Levitan, koridorun Gazze’ye rağmen fırsatlarını kaybetmediğini ve Körfez ile İsrail arasında ticaret yollarının geliştirilmesi için görüşmelerin devam ettiğini aktardı.

Levitan, Ürdün ve Körfez devletlerinin IMEC’i desteklemeye ilgi duyduğunu ancak kapsamlı bir anlaşma olmadan ilerleyemediklerini belirtti.

Levitan, İsrail’in Beyt Şian yakınlarında Ürdün’e bağlanacak bir demiryolu hattı üzerinde çalıştığını, mevcut iş birliğinin genişletileceğini kaydetti.

Levitan, on yıllık perspektifte çok katmanlı bir kara köprüsü hedeflendiğini, sadece demiryolu ve malları değil, dijital iletişim, deniz altı kabloları ve enerji altyapısının da dahil olacağını belirtti. İsrail’in dijital bağlantı, yapay zekâ, kuantum teknolojileri ve yenilenebilir enerji alanlarında Hindistan, Suudi Arabistan ve BAE ile iş birliği yapabileceğini bildirdi.

Washington’da bu yaz, Doğu Akdeniz Geçidi Yasası ile IMEC’e bürokratik destek sağlandığı ve ABD’nin İsrail, Yunanistan, Kıbrıs ve Mısır ile savunma, enerji ve altyapı koordinasyonunu derinleştirmeyi hedeflediği bildirildi.

Atlantic Council N7 Girişimi raporuna göre, koridorun orta ayağı inşa edilirse, taşıma süreleri yaklaşık yüzde 40 kısalacak ve lojistik maliyetler yüzde 30 düşecek; yıllık 1,5 milyon konteyner ilk aşamada, iki katlı yük demiryolu ve Aşdod-Hayfa entegrasyonu ile 3 milyona çıkarılabilecek. Ancak Ürdün’ün ulusal demiryoluna sahip olmaması, koridorun kritik bir unsuru olarak öne çıkıyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan Dane Johnston, N7 rapor lansmanında ABD’nin IMEC’e açık biçimde dahil olduğunu belirtti. Johnston, hükümetlerin pilot projelerle uygulamayı test ettiğini ve Abu Dabi ile Dubai’de iş dünyasının IMEC’e ilgi gösterdiğini aktardı.

Johnston, IMEC’in Süveyş Kanalı’nın yerine geçmediğini, ekonomik güvenliğin ulusal güvenlik olduğunu ve alternatif bir güzergâh olarak ticari dayanıklılığı artırdığını bildirdi.

The Media Line’a göre, Körfez limanları ve İsrail’in Hayfa ile Aşdod limanları, Avrupa’ya kısa deniz rotalarıyla bağlantı sağlayacak şekilde dönüştürülüyor. Kara güzergâhında ise BAE ve Bahreyn’den başlayan kamyon taşımacılığı, Suudi Arabistan ve Ürdün üzerinden İsrail’e ulaşarak transit süreyi kısaltıyor.

Sinan Ciddi, The Media Line’a yaptığı açıklamada, Türkiye’nin IMEC dışında kalmasının diplomatik ve lojistik açıdan girişimi zorlaştırdığını belirtti. Türkiye’nin bölgedeki enerji ve ticaret altyapısını Batı’dan bağımsız geliştirdiğini kaydetti.

Ciddi, Suudi Arabistan’ın da Gazze ve İsrail politikaları nedeniyle IMEC’i kamuoyunda desteklemediğini, özel sektörde ise ACWA Power aracılığıyla projeye dahil olduğunu bildirdi. ACWA Power CEO’su Marco Arcelli, Suudi–Avrupa enerji koridoruna yönelik fizibilite çalışmalarının yıl sonuna kadar tamamlanacağını aktardı.

Emirati siyaset bilimci Abdulhalik Abdulla, The Media Line’a yaptığı açıklamada, Netanyahu’nun söylemlerinin İsrail’i istikrarsızlaştırdığını ancak ekonomik fırsatların cazip olduğunu belirtti. Abdulla, IMEC’in Gazze diplomasisinden bağımsız ilerlemesi gerektiğini kaydetti.

Haber, İran ve Çin’in projedeki aksaklıkları sessizce desteklediğini, Batı’nın ise olayları farklı okuduğunu bildirdi. Washington düşünce kuruluşları, Hamas ve İran destekçilerinin saldırılarının Arap–İsrail normalleşmesini yavaşlattığını öne sürdü.

Chaulia, IMEC’in Hindistan için stratejik bir portföy yatırımı olduğunu, talebin, diasporanın ve Körfez’in yapısal uyumunun projeyi desteklediğini kaydetti.