YDH - Lübnan Yüksek Şii İslam Meclisi Başkan Yardımcısı Şeyh Ali el-Hatib, hükümetin silahların sınırlandırılmasına ilişkin aldığı kararı "tehlikeli" olarak nitelendirerek, yönetimin "vatanı savunmak istemediğini, bilakis ordu ile direniş arasında fitne çıkarmaya çalıştığını" savundu.
Çözümün uzlaşıdan geçtiğini belirten Hatib, "Bakanlar kurulunda yaşananlar anayasa maddesine aykırıdır. Anayasadan bahsederken neden anayasayı ihlal ediyorlar? Cumhurbaşkanı ise anayasanın emanetçisidir," diye konuştu.
Hatib, Meclis Başkanı Nebih Berri'nin yaklaşımının örnek alınması gerektiğini ifade ederek, "Meclis Başkanı Nebih Berri'den ders almaları gerekiyor. Önemli bir konuda herkesi davet ettiğinde ve herhangi birinden itiraz geldiğinde toplantı çağrısı yapmaz ve tüm Lübnanlılar için bu hususa özen gösterir. Kendisi geçmişte bir mezhebi değil, bir Lübnan partisini yok sayarak oturum yapmayı reddetmişti," dedi.
Kararın tehlikelerine dikkat çeken Hatib, "Konu bu denli tehlikeliyken, ülke düşman İsrail'in istediği gibi yeni bir iç savaşa sürüklenecektir. Ancak ülkenin, ortak yaşamın ve toplumsal barışın korunması adına Cumhurbaşkanından bunu temenni ediyoruz," ifadelerini kullandı.
Hükümete seslenen Hatib, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hükümete ve başkanına sesleniyorum: İsrail ile olan savaşı Lübnanlılar arasında bir savaşa dönüştürmeyin. Hükümetin aldığı bu karar tehlikeli bir karardır. Yaptıklarını ve bu yanlış kararı yeniden gözden geçirmelerini, Lübnan'ın ulusal birliğini öne çıkarmalarını temenni ediyorum. Bizim iki güç kaynağımız var; biri ulusal birlik, diğeri ise silahtır."
Hatib, kararın arkasındaki niyetin direnişi hedef almak olduğunu savunarak, "Sorun Batı, İsrail ve ABD ileydi. Siz geldiniz ve bunu bir iç fitneye dönüştürdünüz. Direnişle mücadele için alınan karar kesinlikle kimsenin ve hükümetin yararına değildir. Biz hükümetin başarılı olmasını istiyoruz ve doğru kararı aldığında hükümetin yanındayız," dedi.
Direnişin önceliklerini vurgulayan Hatib, şunları kaydetti:
"Lübnan'daki direniş toplumu, saldırganlığın durdurulması ve İsrail'in çekilmesinden başka bir şeyi kabul edemez. Ancak bundan sonra savunma stratejisi üzerine diyalog kurulabilir. Çünkü proje açık ve ortadadır; bu proje uğruna direnişin başını istiyorlar. Bu yönetim ve yandaşları, vatanı ve halkı savunmak, ulusal sorumluluklarını üstlenmek istemiyorlar. Direnişin karşı koymasını da istemiyorlar. Bilakis ordu ile direniş arasında ve halk arasında fitne çıkarmaya çalışıyorlar."
Hatib, hükümetin icraatlarını eleştirerek, "Halk, insanlar ve ülke yararına ne gibi kararlar aldınız? Toprakları özgürleştirmediler, İsrail'i 1701 sayılı karara uymaya zorlamadılar, İsrail'i işgal ettiği topraklardan ve yedi ya da sekiz noktadan kovmadılar ve İsrail de savaşı durdurmadı," diye konuştu.