YDH- Müslüman Kardeşler örgütünün Lübnan kolu olan Cemaat-i İslami , “Ufukta belirmeye başlayan normalleşme projesine karşı mücadelede ön saflarda olacağız” diyerek, “17 Mayıs Anlaşması’nı nasıl engellediysek, bu girişimi de engellemeye hazırız” açıklamasında bulundu.
Trablus’ta Gazze’ye destek için düzenlenen büyük mitingde konuşan örgütün eski genel sekreteri Azzam el-Eyyubi, “Milleti boyunduruk altına alma girişimleri ve komplolar var. Amaç, halkı direnişin kalkanından mahrum bırakmak. Peki, o utanç anlaşmalarının sonucu ne oldu?” diye sordu.
El-Eyyubi, Lübnan hükümetine ve siyasi liderlere seslenerek, “Devam eden saldırılar karşısında Lübnan’ı savunma stratejisini tartışmak için acilen bir diyalog toplantısı yapılmalı” çağrısında bulundu.
“Direnişi silahsızlandırmak gibi bahaneler üretmek yerine, bu konuda gerçek bir ulusal stratejiyi konuşmamız gerekiyor. Çünkü bu silahların Hizbullah’a ait olduğu söyleniyor, fakat devlet işgal anında ortada yok. Oysa düşmanla yüzleşecek güce sahip olduğumuzun hiçbir garantisi yok” dedi.
Amerika-İsrail’in Lübnan’ın güçlenmesini istemediğini vurgulayan el-Eyyubi, “Düşman liderlerinin, orduya güneydeki her silahı imha etme talimatı verdiğini hepimiz duyduk. Amerika ve dünya güçleri, Lübnan ordusunun işgale karşı koyabilecek bir silaha bile sahip olmasını yasaklıyor” ifadelerini kullandı.
Siyonist saldırganlığın tüm bölgeyi hedef aldığını belirten el-Eyyubi, “Suriye’de gördüğümüz gibi, düşman uçakları silah sevkiyatını engellemek için ülkeyi bombalıyor. Bu da en büyük kanıttır: Düşman hiçbir tavizi umursamaz, asıl korkusu silahlardan önce halktır” dedi.
El-Eyyubi, tüm Lübnanlılara seslenerek, “Bütün mezhepleri kapsayan, tüm grupları birleştiren bir askeri güç oluşturmak ve stratejik kapasitelerimizi Siyonist düşmana karşı koymak için ciddi bir ulusal diyaloğa girmeliyiz” çağrısında bulundu.
Müslüman Kardeşler örgütünün Lübnan kolu olan Cemaat-i İslami, Aksa Tufanı öncesinde Hizbullah'a yönelik sert eleştirileriyle biliniyordu. Örgüt, Aksa Tufanı'ndan ve Suriye'deki Colani rejiminin İsrail'le yakınlaşmasından sonra Hizbullah'a yönelik tutumunu nispeten yumuşattı.