YDH- Şafak News’te yer alan habere göre, dört gözlemci, İsrail’in hedeflerini genişleterek Hamas liderlerinin bulunduğu birçok ülkeyi kapsayabileceğini, hatta hareketi destekleyenler ile aktivistleri de hedef alabileceğini uyardı. Bu durumun, Ortadoğu haritasını değiştirmeyi amaçlayan bir planın parçası olabileceği ifade edildi.
Bu uyarılar, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun çarşamba günü yaptığı konuşmada, “Katar’a ve teröristleri barındıran tüm ülkelere sesleniyorum: Ya onları sınır dışı edin ya da adalete teslim edin. Aksi takdirde biz yapacağız.” sözlerinin ardından geldi.
Söz konusu mesaj, bir gün önce Katar’ın başkenti Doha’da Hamas liderlerinin ikametgâhını hedef alan İsrail saldırısının ardından verildi. İbranice yayın yapan Kanal 14, İsrail hava kuvvetlerinin “Hesap Günü” operasyonunu gerçekleştirmek için Ürdün, Suriye, Irak ve Suudi Arabistan üzerinden geçtiğini bildirdi.
Iraklı Kürt siyaset analisti Şiwan Zengene, bu uyarılara dayanarak, İsrail’in hedef listesindeki ikinci durağın İstanbul olduğunu, Türkiye gerekli önlemleri almaz ve Hamas liderlerini topraklarından çıkarmazsa bu riskin gerçekleşebileceğini iddia etti. Zengene, Şafak News’e yaptığı açıklamada, İsrail’in ilk saldırısını İstanbul’da yapmasını beklediğini, ancak Tel Aviv’in Doha’daki müzakereleri “değerli bir fırsat” olarak görüp tek seferde mümkün olan en fazla Hamas liderini hedef aldığını belirtti.
Zengene, “İsrail’in Türkiye’de Hamas liderlerine yönelik bir suikast gerçekleştirmesi, zaten gergin olan ilişkileri daha da kötüleştirecektir.” dedi.
Ankara’dan değerlendirmede bulunan Türk siyaset analisti “Gökoğlu” ise İsrail’in Türkiye’de Hamas liderlerini hedef almasının düşük ihtimal olduğunu kaydetti. Gökoğlu, İsrail’in daha önce Türkiye, Katar ve Lübnan’daki Hamas liderlerini hedef alacağı yönünde açıklamalar yapıldığını hatırlatarak, Türkiye’nin NATO üyesi olduğunu ve bu nedenle İsrail’in Türk topraklarına saldırmasının uzak bir ihtimal olduğunu belirtti. Bununla birlikte, Türkiye’nin böyle bir girişime karşı uyardığını ve gerçekleşmesi halinde misilleme yapılacağını açıkladığını aktardı.
Iraklı güvenlik uzmanı Sarmed el-Beyati ise Doha saldırısının “siyasi teamülleri aştığını, diplomatik çerçeveleri ihlal ettiğini ve ilgili ülkelerin hava sahalarının ihlal edilmesi anlamına geldiğini” ifade etti. Beyati, Katar’ın Hamas ile İsrail arasında müzakerelere ev sahipliği yaptığı sırada gerçekleşen bu saldırının, İsrail’in bölgenin tamamını kontrol altında gördüğü ve istediği zaman harekât yapabileceği mesajını taşıdığını söyledi. Bu durumun ciddi bir tehlike barındırdığını kaydetti.
Beyati, Suudi Arabistan, Körfez ülkeleri, Irak, Ürdün ve İran dahil olmak üzere bölgedeki tüm devletlerin bu ihlallere karşı net ve sert tutum alması gerektiğini vurguladı.
Iraklı güvenlik araştırmacısı Munkız Dagir de Doha saldırısının, Netanyahu’nun hiçbir sınır tanımadığını ve Hamas liderlerinin bulunduğu her yeri hedef alacağını ortaya koyduğunu söyledi. Dağır, bunun ABD Başkanı Donald Trump yönetimiyle tam bir uyum içinde, Ortadoğu haritasını değiştirme planının parçası olarak yapıldığını ileri sürdü.
Dagir ayrıca, son uyarıların asıl muhatabının Irak olduğunu belirtti. Daha önce de ülkeye yönelik benzer tehditlerin yapıldığını hatırlatarak, Irak’ta Hamas liderlerinin bulunmadığını, ancak destekçilerinin olabileceğini ifade etti.
Ürdünlü siyaset analisti Hazım İyad da İsrail’in hedeflemelerinin yalnızca Hamas’ın üst düzey liderleriyle sınırlı kalmayacağını, ikinci, üçüncü ve hatta dördüncü kademedeki isimlerin yanı sıra aktivistlerin de “İsrail’e tehdit oluşturdukları” gerekçesiyle hedef alınabileceğini belirtti. İyad, bu kapsamda “Özgürlük Filoları”nı gönderenler ve Gazze’ye farklı şekillerde destek sağlayanların da risk altında olduğunu ifade etti.
İyad ayrıca, İsrail’in saldırılarının sadece hava operasyonlarıyla sınırlı kalmayacağını, Mossad’ın yönettiği ölüm timlerinin de devreye sokularak Avrupa kıtasına kadar uzanabileceğini söyledi.
Özellikle Irak açısından bu riskler artarken, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın danışma kurulu üyesi Gabriel Soma, Şafak News’e yaptığı açıklamada, “Irak’ın ABD yönetimi için istikrarının son derece önemli olduğunu” ifade etti.
Soma, ABD’nin Ortadoğu’yu güvenlik ve ekonomi açısından en önemli bölgelerden biri olarak gördüğünü belirterek, Washington’un bu bölgede “denge ve istikrar” politikası izlediğini ifade etti. Irak’ın, dünyadaki en büyük dördüncü kanıtlanmış petrol rezervine sahip olduğunu hatırlatan Soma, ülkenin, petrol piyasasının istikrarı açısından kritik olduğunu, bu nedenle ABD’nin Irak’ın istikrarını korumaya çalıştığını iddia etti.