YDH- İsrail “Davar” gazetesinde yer alan habere göre, Hizbullah’la yaşanan çatışmalar nedeniyle işgal topraklarının kuzeyinden yaklaşık iki yıl önce evlerinden tahliye edilen İsraillilerin yalnızca yüzde 80’i yeni eğitim yılıyla birlikte evlerine dönebildi
Geri kalan yaklaşık yüzde 20’lik kesimin ise güvenlik, ekonomik ve sosyal kaygılar nedeniyle hâlâ dönüş konusunda tereddüt yaşadığı bildirildi.
Habere göre, “binlerce” aile, yaşamlarına yeniden başlama çabasında “ciddi zorluklarla” karşı karşıya kalıyor.
Haberde, kuzeydeki bazı yerleşimlerde yaşayan ailelerin “korkularını” dile getirdiği aktarıldı. Duygusal terapist Eden Hakmon, ailesiyle birlikte geçici olarak Zoran’da yaşadığını, ancak evine dönüş düşüncesinin her defasında güvenlik endişeleriyle kesintiye uğradığını ifade etti. Hakmon, kaçırılma olaylarına atıfta bulunarak, “Bir dahaki sefere sınır aşıldığında aynı şey bizim başımıza gelmeyecek mi?” sözleriyle kaygılarını dile getirdi.
Benzer şekilde, Kfar Malkia’dan Tel Aviv’e taşınan 26 yaşındaki Gal Gavish, “güvenliğin ancak devletin komşu ülkelerle siyasi adımlar atmasıyla sağlanabileceğini, yalnızca askeri yöntemlerin yeterli olmadığını” belirtti.
İsrail Demokrasi Enstitüsü’nün mayıs ayında yayımladığı bir araştırmaya göre, kuzeyden tahliye edilen her beş kişiden biri işini kaybetti. Özellikle gençler arasında işsizlik kaygısı yaygın; bölgede istihdamın büyük ölçüde turizm, tarım ve hizmet sektörleriyle sınırlı olduğu ifade edildi.
Haberde ayrıca, “altyapı ve eğitim alanındaki eksikliklerin de geri dönüşleri olumsuz etkilediği” kaydedildi. Örneğin, Metula’da kreş ve okulların açılmasındaki belirsizlikler nedeniyle bazı aileler geri dönmedi.
Shirley Cohen-Freundlich, ailesinin bir yıldır Yesod Hamaala’da yaşadığını ve “geri dönüş için gerekli koşulların oluşmadığını” söyledi. Gilad Samfor da benzer şekilde, Neve Ziv’e taşındığını ve buradaki yaşam koşullarının, tahliye edildikleri köylerine göre çok daha iyi olduğunu belirtti.
Metula ve çevresindeki birçok köyde dönüş oranlarının yüzde 40’ın altında kaldığı ifade edildi. Bazı sakinler, resmî kayıtlarda geri dönmüş göründüklerini, ancak evlerini yalnızca kiraya verdiklerini kaydetti. Bölgedeki altyapı sorunlarının uzun yıllardır devam ettiği, yenilenebilir enerji sistemlerinin kurulmasının dahi mümkün olmadığı vurgulandı.
Manara’da yaşayan Shai ve Sara Shoshan’ın evlerinin tamamen yıkıldığı ve hâlâ barınma sorunu yaşadıkları aktarıldı. Devletin sağladığı maddi desteğin “yetersiz” kaldığını belirten Shoshan ailesi, iki yıl geçmesine rağmen yaşamlarını yeniden kurmakta zorlandıklarını ifade etti. Manara’da geri dönüş oranlarının yüzde 45 civarında olduğu, özellikle yaşlı nüfusun evsiz kaldığı kaydedildi.
Haberde, kuzeydeki birçok köyde toprak tahsislerinin dondurulmuş olması nedeniyle genç ailelerin ev inşa etme şansı bulamadığı ve bunun da geri dönüşleri olumsuz etkilediği belirtildi. Ayrıca, toplumsal yapının değişmesiyle birlikte “bazı köylerde gerilimler yaşandığına” dikkat çekildi. “Metula’da yeni taşınan ailelere yönelik tepkilerin arttığı” ve bunun da mevcut sakinlerin geri dönme isteğini azalttığı ifade edildi.
Buna rağmen, bazı sakinlerin bölgeden “tamamen ayrılmayı” tercih ettiği bildirildi. Kiryat Shmona’dan tahliye edilen öğretmen Shari Azaria, Eilat’a taşındığını ve burada yeni bir yaşam kurduğunu belirtti. Azaria, “Kiryat Shmona’da kalbim vardı, ama burada yeni bir hayat kurma fırsatım oldu.” dedi.
Habere göre, mevcut koşullar ve uzun vadeli planlamalar dikkate alındığında, “önümüzdeki yıllarda kuzeyden tahliye edilenlerin yalnızca küçük bir bölümünün evlerine dönebileceği” tahmin ediliyor. Uzmanlara göre, kapsamlı altyapı yatırımları, istihdam olanakları ve güvenlik garantileri sağlanmadıkça kuzeydeki yerleşimlere dönüş oranlarının düşük kalacağı kaydedildi.