YDH- İslam Devrimi Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamenei, bu akşam yaptığı televizyon konuşmasında, öğrenme ve bilginin sembolü olan Mehr ayının başlangıcını kutladı.
Devrim Lideri ulusa seslendiği konuşmasında ise üç temel noktaya dikkat çekti: 12 Gün Savaşı’nda olduğu gibi bugün ve gelecekte de İran ulusunun birlik ve bütünlüğünün hayati önemi; uranyumun barışçıl ve faydalı amaçlarla zenginleştirilmesinin gerekliliği; Amerikan tehditleri karşısında ise milletin ve devletin kararlı, güçlü ve akıllıca tutumu.
Devrim Lideri ayrıca, Lübnan İslami Direnişi - Hizbullah'ın merhum Genel Sekreteri Şehit Seyyid Hasan Nasrullah’ın şehadet yıldönümünü anarak, onu İslam, Şii ve Lübnan dünyaları için büyük bir hazine olarak nitelendirdi.
Ayetullah Hamenei şu ifadeleri kullandı:
“Seyyid Hasan'ın Hizbullah başta olmak üzere oluşturduğu zengin miras kalıcıdır ve kalmaya devam edecektir. Bu önemli miras, ne Lübnan’da ne de başka bir yerde asla ihmal edilmemelidir. Bu zenginlik devam ediyor ve Hizbullah'ın hikayesi devam edecek. Hizbullah'ın zenginliği Lübnan ve ötesi için büyük bir zenginliktir."
Ayetullah Hamenei, 12 Gün Savaşı’nda İsrail-ABD'nin çaresiz kalmasının en önemli sebebinin milletin birliği olduğunu vurguladı:
“Komutanları ve bazı etkili şahsiyetleri hedef almak, düşmanın içeride kaos çıkarmak için kullandığı yöntemlerden biriydi. Ajanlarının yardımıyla özellikle Tahran’da kargaşa yaratmayı, halkı İslam Cumhuriyeti’ne karşı sokağa dökmeyi ve ülkenin işleyişini felce uğratmayı planladılar. Eğer bu başarılı olsaydı, sistemin özünü hedef alacak, ardından da bu topraklardan İslam’ı silmeye çalışacaklardı.”
Ayetullah Hamenei, şehit komutanların yerine haleflerinin hızlıca belirlenmesinin, silahlı kuvvetlerin disiplinli yapısı ve yüksek moralinin düşmanı boşa çıkardığını belirtti. Ancak en etkili unsurun milletin kararlı duruşu olduğunu vurguladı:
“Halk birlik ve beraberlik içinde, düşmanın taleplerine asla boyun eğmedi; tam tersine sokakları doldurarak saldırganlara karşı İslam Cumhuriyeti’ni savundu.”
İsrail'in, İran’daki başarısız ajanlarına dair Ayetullah Hamenei, “Siyonizm ve Amerika’nın kuklaları, ‘Denememize rağmen halk bize sırtını döndü, ülkenin yöneticileri de kontrolü elinde tuttu’ demek zorunda kaldılar” dedi. Ulusun birliği sayesinde saldırganların planlarının boşa çıktığını söyleyen Ayetullah Hamenei, “Bu kararlı birlik hâlâ devam ediyor ve çok güçlü bir etkiye sahip” dedi.
Medyada yayılan, “ulusun birliği yalnızca savaş dönemiyle sınırlıydı” iddialarını yalanlayan Devrim Lideri şunları söyledi:
“Bazıları etnik ve siyasi farklılıkları kaos aracı olarak sunmaya çalışıyor, ancak bu tamamen yalandır. Ülkedeki tüm etnik gruplar İranlı olmaktan gurur duyuyor. Elbette siyasi farklılıklarımız var, ama zorbalara karşı bütün millet, bugün de yarın da, çelik bir yumruk gibi düşmanın üzerine inecektir.”
Bugünün İran’ını, 13–14 Haziran’daki büyük yürüyüşlerle aynı gördüğünü söyleyen Ayetullah Hamenei, “O günlerde lanetli Siyonizm’e ve suçlu Amerika’ya karşı slogan atan kalabalıklarla dolu sokaklar, milletin birlik ve bütünlüğünü gösterdi. Bu birlik hâlâ vardır ve herkesin görevi bunu korumak ve güçlendirmektir” diye ekledi.
Konuşmasının ikinci bölümünde “zenginleştirme” kavramına değinen Devrim Lideri, bunun yalnızca dış politika tartışmalarında değil, ülke kalkınmasında da merkezi bir rol oynadığını belirtti.
Uzmanlara seslenerek, zenginleştirmenin boyutlarını halka daha iyi anlatmaları gerektiğini söyledi:
“Bilim insanlarımız ve uzmanlarımız, yeraltından çıkarılan uranyumu karmaşık tekniklerle zenginleştirerek tarım, sanayi, çevre, sağlık, beslenme, araştırma ve eğitimde sayısız kullanım alanı olan çok değerli bir maddeye dönüştürüyorlar.”
Devrim Lideri, nükleer santrallerin ucuz, çevre dostu ve uzun ömürlü olduğuna dikkat çekerek, “Gelişmiş ülkeler bu avantajlar nedeniyle nükleer santrallere yöneliyor. Bizim santrallerimiz ise hâlâ pahalı benzin ve gazla çalışıyor” dedi.
İran’ın bu teknolojiyi sıfırdan kurduğunu hatırlatarak, “Otuz yıl önce adanmış yöneticilerin çabalarıyla başladık, bugün yüksek zenginleştirme seviyesine ulaştık” ifadelerini kullandı.
Nükleer silah üretiminde %90 seviyesinin hedeflenmesini eleştiren Ayetullah Hamenei şöyle dedi:
“Biz nükleer silah üretmeme kararı aldık, bu nedenle %60 seviyesinde zenginleştirme yapıyoruz ve bu oldukça yüksek bir düzeydir.”
İran’ın, dünyada zenginleştirme endüstrisine sahip 10 ülkeden biri olduğuna dikkat çekerek, bu süreçte en büyük başarının yüzlerce akademisyen ve binlerce uzman yetiştirmek olduğunu vurguladı.
Amerikan baskılarına rağmen geri adım atmadıklarını belirten Ayetullah Hamenei şöyle konuştu:
“On yıllardır süren baskılara rağmen teslim olmadık, olmayacağız. Amerikalılar eskiden ‘yüksek düzeyde zenginleştirmeyin, ürünleri dışarıya gönderin’ diyordu; bugünse ‘hiç zenginleştirmeyin’ diyorlar. Bu, büyük bir emeğin yok sayılması demektir; ama İran milleti bunu kabul etmez.”
Konuşmasının üçüncü bölümünde ABD ile müzakere meselesine değinen Ayetullah Hamenei, farklı görüşlerin bulunduğunu, ancak tecrübelerin çok açık olduğunu söyledi:
“Bugünkü koşullarda Amerika ile müzakere, ülkeye hiçbir fayda sağlamayan, aksine telafisi zor zararlar getiren boş bir faaliyettir.”
Amerikan tarafının müzakereleri önceden “İran’ın nükleer faaliyetlerinin askıya alınması” şartına bağladığını hatırlatan Ayetullah Hamenei, “Bu dayatmalar kabul edilemez. Bugün zenginleştirmeyi durdurmamızı istiyorlar, yarın ise füze programımızı, başka ülkelerle ilişkilerimizi hedef alacaklar” dedi.
JCPOA deneyimine işaret ederek, “O anlaşmada taviz verdik, ama onlar sözlerini tutmadı, anlaşmayı yırttılar. Sonuçta ne yaptırımlar kalktı ne de dosyamız normalleşti, aksine sorunlarımız arttı” ifadelerini kullandı.
Amerika’nın güvenilmezliğini vurgulayan Devrim Lideri, “Onlar fırsat bulursa General Kasım Süleymani gibi komutanlarımızı suikastla öldürür, merkezlerimizi bombalar. Böyle bir tarafla güvene dayalı müzakere mümkün değildir” dedi.
Konuşmasını tamamlarken, ülkenin kurtuluş yolunun güçlü bir devlet inşa etmekten geçtiğini söyleyen Devrim Lideri şöyle dedi:
“Askeri, bilimsel, yapısal ve örgütsel alanlarda güçlenmek zorundayız. Zeki ve fedakâr uzmanlarımız, ülkeyi güçlendirecek yolları bulmalı ve hayata geçirmelidir. Çünkü güçlü bir ülkeyi hiç kimse tehdit edemez.”
Son olarak, Allah'a tevekkül etmenin ve Masum İmamlardan yardım dilemenin önemini vurgulayan Devrim Lideri, “Ulusal gayretleri ön plana çıkararak çalışmaları ilerletmeliyiz ve bu, Allah’ın lütfuyla gerçekleşecektir” ifadelerini kullandı.