YDH - Analistler, ABD Başkanı Donald Trump'ın, İsrail'in iki yıldır sürdürdüğü savaşa rağmen hedeflerine ulaşamadığı Gazze'de, Arap ülkelerini bölgeye asker göndermeye zorlayarak çatışmaya dahil etmeye çalıştığını belirtiyor.
Trump, salı akşamı New York'ta düzenlenen BM Genel Kurulu marjında, aralarında Türkiye, Suudi Arabistan, Katar, Mısır ve Ürdün'ün de bulunduğu pek çok Arap ve İslam ülkesinin lideriyle "son derece önemli" olarak tanımladığı bir toplantı gerçekleştirdi.
Toplantıya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ürdün Kralı II. Abdullah, Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad es-Sani, Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto ve BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed en-Nahyan katıldı.
Görüşmenin ana gündem maddesini savaşın nasıl sona erdirileceği oluştururken, ABD yönetiminin, Filistin'in bağımsız bir devlet olarak tanınmasına yönelik artan uluslararası desteği "çatışmayı derinleştiren" bir unsur olarak gördüğü biliniyor.
Toplantının içeriğine dair resmi bir açıklama yapılmasa da pek çok analist, Trump'ın bu ülkelerden savaşa müdahil olmalarını isteyeceği görüşünü paylaşıyor.
Bazı yorumculara göre bu müdahale, İsrail güçlerinin yerine geçecek Arap askeri unsurlarının Gazze'ye konuşlandırılmasını ve direnişin silahsızlandırılmasını içerebilir.
ABD Dışişleri Bakanlığının eski yetkililerinden Thomas Warrick, Trump'ın toplantıda sert bir üslup benimsediğini ve Arap ülkelerinden direnişin sonlandırılması, Gazze halkına yardım sağlanması ve İsrail'in bölgeden çekilmesine yardımcı olunmasını açıkça talep edeceğini savunuyor.
Warrick'e göre Trump, savaşın durdurulması için ön koşul olarak Arap ülkelerinin asker göndermesini ve mali katkı sağlamasını isteyecek. Ancak Trump'ın danışmanlarının dahi bu ülkelerin böyle bir adım atacağına ihtimal vermediği belirtiliyor.
Analistler, Trump'ın öncelikleri arasında savaşın sona ermesinin üçüncü sırada yer aldığını ifade ediyor. Plana göre, öncelikle Arap askeri birliklerinin bölgeye gitmesi, ardından İsrail'in belli bölgelerden çekilmesi gerekiyor. Bu koşullar sağlanmadan Trump'ın barışı gündeme alması beklenmiyor.
Trump, BM Genel Kurulu'ndaki konuşmasında savaşın sürmesinden yalnızca Hamas'ı sorumlu tutarken, Gazze'deki sivil kayıplara veya İsrail'in sorumluluğuna değinmedi.
Uluslararası ilişkiler uzmanı Hüsam Şakir'e göre bu konuşma, ABD'nin siyasi bir çözüm arayışında olmadığını ve sadece İsrail'in "sıfır toplamlı denklemine" hizmet eden seçenekleri masaya koyduğunu gösteriyor.
Şakir, Trump'ın Arap ve İslam ülkelerinin liderleriyle yaptığı toplantının esas amacının, bu ülkeleri savaş sonrası döneme hazırlamak ve İsrail'e Gazze'deki harekâtını tamamlaması için zaman kazandırmak olduğunu belirtti.
Şakir'e göre ABD, bu süreçte uluslararası topluma "çözüm arıyormuş" gibi bir imaj sunmaya çalışıyor.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, savaşın sona ermesini siyasi ve stratejik bir yenilgi olarak göreceği için, böyle bir planı Arap ülkeleri kabul etse bile sabote edeceği değerlendiriliyor.
Uzmanlar, Netanyahu'nun nihai hedefinin Gazze'nin tamamen işgali, yerleşim alanlarının kurulması ve Filistinlilerin bölgeden sürülmesi olduğunu vurguluyor.
Netanyahu'nun, ciddi bir Amerikan talebini açıkça reddedemeyeceği için barış planına görünüşte onay vereceği, ancak içerisine Filistin Yönetimi'nin devre dışı bırakılması, Gazze'de İsrail'in askeri varlığının sürmesi ve İsrail'e operasyon özgürlüğü tanınması gibi kabul edilemez şartlar ekleyerek süreci baltalayacağı düşünülüyor.
İsrail iç politikasında yalnızlaşan Netanyahu'nun, hükümetin başarısızlıkla suçlanmaması için savaşın uzamasına oynadığı ve bu nedenle Trump'ı da İsrail'in askeri planlarını desteklemeye ikna etmeye çalışacağı belirtiliyor.
Uzmanlara göre, Netanyahu savaş uzadıkça kendi koltuğunu koruyabiliyor ve savaşın bitmesi, onun siyasi anlamda sonunu getirebilir.