YDH- El-Meyadin, İslam Devrimi Lideri’nin danışmanı Ali Ekber Velayeti ile bir röportaj gerçekleştirdi. Velayeti, Batı’nın İran’a yönelik politikalarından bölgesel gelişmelere kadar birçok başlıkta çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Velayeti, üç Avrupa ülkesinin (EU3) BM Güvenlik Konseyi’nde İran’a karşı “tetik mekanizmasını” devreye sokma girişimini, Batı’nın İran halkına yönelik tarihi düşmanlığının yeni bir tezahürü olarak değerlendirdi:
“Bu hamle sadece BM Güvenlik Konseyi’nin 2231 sayılı kararının ruhuna aykırı değil, aynı zamanda Direniş Ekseni’ne baskı yapma ve İran’ın bilimsel ile savunma alanındaki ilerlemesini durdurma çabasından ibarettir. Washington'ın emirleriyle uyumlu bu Avrupa hamlesi, Batı'nın İran'ın nükleer, füze ve bölgesel alanlardaki ilerlemesine karşı koyamadığını yansıtmaktadır.”
İran’ın her zaman barışçıl diplomasiyi vurguladığını hatırlatan Velayeti, buna rağmen ülkenin onuruna ve gücüne yönelen komplolar karşısında kararlı duracağını söyledi.
Ona göre bu girişimler, Batı’nın İran’ın nükleer ve füze programlarını engelleyemediğini gösteriyor; Avrupa’yı uluslararası arenada daha da yalnızlaştırırken, İran inancı, bilimi ve halkının birliğiyle ilerlemesini sürdürüyor.
Velayeti ayrıca BM’nin Milletler Cemiyeti’nin akıbetine sürüklendiğini, “tetik mekanizması”nın ise İran’a karşı sadece bir propaganda aracı olarak kaldığını ifade etti:
''Daha önce de belirttiğim gibi, Birleşmiş Milletler artık Milletler Cemiyeti'nin kaderine doğru ilerliyor, tarihe karışıyor ve aldığı kararların dünya üzerinde gerçek bir etkisi yok. Başından beri yanlış bir temele dayanan tetik mekanizması ise, bu koşullar altında İran'a karşı hiçbir pratik etki yaratmayacak ve yalnızca İslam Cumhuriyeti'ne karşı bir propaganda ve düşmanca araç olmaktan öteye geçemeyecektir.''
Velayeti, Trump’ın politikalarını Hitler’e benzeterek, Batı’nın bir kez daha saldırganlığa teslim olduğunu ama bu kez sürecin Trump ve destekçileri için yenilgiyle biteceğini söyledi:
“1939’da Hitler Batı’yı dehşete düşürmüş, İngiltere, Fransa ve İtalya ona boyun eğmişti. Bugün Trump aynı yolu izliyor. Tarih tekerrür ediyor, fakat bu yolun sonu onun ve destekçileri için hayırlı olmayacak.”
İsrail işgal varlığının Katar’a karşı saldırılarını kınayan Velayeti, ''Müslümanların hayatının tehdit altında olmasının derin bir acı yarattığını'' söyledi:
“Yaklaşık 700 gündür Gazze’de süren savaş ve kadın, çocuk, yaşlı demeden işlenen katliamlar bunun en açık örneğidir. İran halkı bu zulmü kalbinde hissediyor ve Müslümanların varlığını her koşulda savunacaktır.”
Velayeti, Katar’a yönelik saldırganlığın tarihi bir boyut taşıdığına dikkat çekti:
“Bugün yaşananlar, Müslümanların sırf kimlikleri nedeniyle katledildiği Haçlı Seferleri’nin bir kopyasıdır. O dönem Kudüs’te Müslümanların kanının dizlere kadar yükseldiğini yazan Batılı liderler vardı. Bugün de dinle bağı olmayan, aşırılıkçı Evanjelik hareketin kolu olan Siyonistler aynı vahşeti sürdürüyor.”
ABD ve İngiltere’nin tutarsız politikalarına işaret eden Velayeti, Washington’un Katar’a önce destek verip ardından saldırıyı onaylamadığını açıkladığını, Londra’nın ise İsrail savaş uçaklarına yakıt ikmali yaptığını söyledi.
“Batılıların Müslümanlara karşı suç işlemekten çekinmediği artık ortadadır. İslam dünyası bu deneyimlerden ders çıkarmalıdır” diye ekledi.
Velayeti, Lübnan’da Hizbullah’a, Irak’ta ise Halk Seferberlik Güçleri’ne yönelik Batı destekli planların yeni olmadığını belirtti:
“Dört on yıldır bu komploları izliyorum. Ancak bugün direniş geçmişe kıyasla çok daha güçlü, deneyimli ve kararlı. Bu yüzden Lübnan’da düşman başarısız olacak, Irak’ta ise halk Amerika’nın planlarına direnmeye devam edecektir.”
Velayeti, Gazze’de işlenen suçların insanlığa karşı suç niteliğinde olduğunu ve bir soykırım girişimi anlamına geldiğini vurguladı. Sadece sözlü kınamaların yetersiz olduğunu, somut adımların atılması gerektiğini söyledi.
Önerilerinde, Gazze’ye insani geçişlerin açılarak ablukanın kaldırılmasını, savaş suçlularını yargılayacak özel bir uluslararası mahkemenin kurulmasını, İsrail rejimine karşı kapsamlı ekonomik, siyasi ve askeri yaptırımlar uygulanmasını ve medyanın Gazze’deki vahşeti sansürsüz, tarafsız biçimde aktarmasının sağlanmasını vurguladı.
Velayeti, “Bu görev sadece İran’ın değil, tüm insanlığın sorumluluğudur” diyerek sözlerini noktaladı.