YDH - The Intercept'in yayımladığı habere göre, Filistin'i son dönemde devlet olarak tanıyan Birleşik Krallık, Kanada, Avustralya, Fransa ve Lüksemburg gibi bazı Batılı ülkeler, Gazze'de soykırım işleyen İsrail'e silah ihracatına devam ediyor.
Haberde, İsrail'e yönelik silah sevkiyatları sürerken alınan tanıma kararlarının inandırıcılıktan uzak olduğu ve bu durumun bir "çifte standart" teşkil ettiği vurgulandı.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyinin geçen hafta yayımladığı raporda, İsrail'in Gazze'de soykırım suçu işlediği sonucuna varıldığı anımsatıldı. Raporda, İsrail'e silah satışının devam etmesinin "açık bir suç ortaklığı" anlamına geleceği uyarısı yapıldı.
Söz konusu tanıma kararları, 23 Eylül'de New York'taki Birleşmiş Milletler binasında düzenlenen "İki Devletli Çözüm Konferansı"nın açılışında Fransa'nın öncülüğünde pek çok ülke tarafından ilan edilmişti.
Birleşik Krallık hükümeti, Eylül 2024'te bazı silah ihracat lisanslarına kısmi kısıtlama getirdiğini duyurmuştu. Ancak bu adım, insan hakları ihlallerinde kullanılma ihtimali gerekçesiyle 300 lisanstan sadece 30'unu kapsadı.
Londra, F-35 savaş uçakları için yedek parça göndermeyeceğini taahhüt etse de insan hakları kuruluşlarının hazırladığı rapora göre, İngiltere'nin İsrail'e binlerce bomba, füze, tank ve hafif silah parçası göndermeyi sürdürdüğü belirtildi.
Kanada hükümeti, 2024 başında yeni silah ihracat lisansları vermeyeceğini açıklamıştı. Ancak The Intercept, daha önce verilen ve toplam değeri 94 milyon doları aşan lisanslar kapsamında silah satışının devam ettiğini aktardı.
Haberde ayrıca, Kanada yapımı patlayıcıların ABD hükümeti üzerinden gerçekleştirilen anlaşmalarla İsrail'e ulaştırıldığı ifade edildi.
Ekim 2023 ile Temmuz 2025 arasında 400 binden fazla mermi ile F-35 uçak parçalarının İsrail'e gönderildiği bilgisi paylaşıldı.
Habere göre Fransa, son 1,5 yıl içinde İsrail'e yaklaşık 10 milyon dolar değerinde askeri teçhizat sattı. Bu teçhizatlar arasında bombalar, torpidolar ve roketatarlar yer alıyor.
Filistin'i tanıyan Lüksemburg ise İsrail'e yalnızca "savunma amaçlı" ihracat yaptığını savundu.
Avustralya da İsrail'e doğrudan silah göndermediğini açıklamasına rağmen, Gazze'deki bombardımanlarda sıkça kullanılan F-35 savaş uçaklarının parça tedarik zincirinde yer almayı sürdürüyor.
Öte yandan İspanya ve Belçika gibi bazı Avrupa ülkeleri, İsrail'e yönelik silah ve askeri teçhizat ihracatına tam ambargo uygulama kararı aldı.
Norveç ise İsrail'in savaş uçağı programına dahil olan 11 şirketteki yatırımlarını geri çekti.
Uluslararası Politika Merkezi Direktörü Nancy Okail, silah transferi durdurulmadıkça Filistin'in devlet olarak tanınmasının "sembolik" kalacağını belirtti.
Okail, Batılı hükümetlerin söylemleriyle uygulamaları arasında ciddi bir "hesap verebilirlik uçurumu" olduğuna dikkat çekti.
ABD'nin İsrail'e verdiği koşulsuz desteğin, Filistin'in gerçek anlamda tanınmasının önündeki en büyük engel olduğunu ifade eden Okail, Batı'da giderek artan halk protestolarının kamuoyunu etkilemeye başladığını ve bunun İsrail'i uluslararası alanda daha da yalnızlaştırdığını kaydetti.